Günümüzde myokard koruma yöntemlerinin gelişimine paralel olarak koroner bypass endikasyonlarının sınırları giderek artmaktadır. Standart tekniklerin (ECC+Aortik Kros klamp) yanısıra atan kalpte bypass tekniğinin yeniden klinik uygulamaya girmesi ile ECCnin kontrendike olduğu olgularda da koroner bypass ameliyatına olanak tanınmıştır. Standart mediansternotomi ile ulaşılabilen LAD, Diagonal arter dalları, sağ koroner arter ve posterior descending arter ve bazende CxHL lezyonlarına ECC ve aortik kross klamp uygulanmaksızın atan kalpte bypass mümkün olmaktadır. Sol torakotomi, sağ koroner arter revaskülarizasyonuna gerek olmayan ciddi LAD ve Cx lezyonlu olgularda uygun bir yaklaşım olanağı vermektedir.
MATERYAL METOD
Şubat 1996dan bu yana sağ koroner arterinde lezyonu olan ancak greftlenmeye uygun olmayan 6 olguda sol torakotomi ile atan kalp tekniği kullanılarak revaskülarizasyon girişiminde bulunulmuştur. En genç hasta 54, en yaşlı hasta 77 yaşında idi. Yaş ortalaması 60.8 idi. Olgulardan birinde cerebral tümör, 2 olguda ileri KOAH, ECC için rölatif kontraendikasyon teşkil etmekteydi. 3 olguda ascending aorta da ileri derecede ateromatöz değişiklikler vardı. Olguların tümünde kritik LAD ve Cx arter lezyonu mevcut olup, sağ koroner artere revaskülarizasyon endikasyonu yoktu. Olguların tümünde orta derecede sol ventrikül disfonksiyonu vardı. 6 olguda da LİMA çıkarıldı. 1 olguda LİMA video assisted torakoskopi yardımıyla çıkarıldı. 1 olguda LİMA-LAD, 1 olguda LİMA-LAD ve Aort-CxOM2, 1 olguda LİMA-LAD, Ao-CxOM1-OM2, 1 olguda LİMA-Safen ven greft-LAD-D1-CxOM2 sequential, 2 olguda LİMA-safen ven greft-LAD-CxOM3 sequential bypass uygulandı. Toplam 3 olguda LAD ve Cx sisteme sequential anastomoz edilen safen greft LİMAya uç uca anastomoz edildi. 2 olguda safen ven greft ascending aortaya side klemp yardımıyla anastomoz edildi. Tüm anastomozlar devamlı sütür tekniği ile gerçekleştirildi. Hastaların ortalama yoğun bakımda kalış süresi 2,6 gün, hastanede kalış süresi ortalama 9 gündür.
SONUÇ
Sonuç olarak kliniğimizde son 3 yıldır median sternotomi yaklaşımıyla yüksek risk grubunda yer alan hastalarda güvenle uyguladığımız atan kalpte bypası tekniğinin yanı sıra, seçilmiş olgularda sol torakotomi ile serimiz sınırlı da olsa atan kalpte bypass girişiminde bulunulmaktadır. Özellikle yüksek risk taşıyan olgularda bu yöntemin komplet revaskülarizasyon yapılabilmesi açısından uygun bir yöntem olduğu görüşündeyiz.