İzole proksimal subklavyan arterin (SA) aterosklerotik darlıklarında öncelikli tedavi şekli PTCA'dır. Vertebrobaziller yetmezlik veya üst ekstremiteye ait komplikasyonlarla ortaya çıkabileceği gibi, asemptomatik olarak da seyredebilir. Koroner arter hastalığı ile birlikte bulunması nadirdir.
Materyal ve Metot:
1985 - 2000 yılları arasında 3 hastaya CABG ile kombine aorto-subklavyan bypass girişimi uygulandı. Hastaların üçü de erkek olup, yaşları sırasıyla 47, 52 ve 61 idi. Lezyon iki olguda sol SA'da total tıkanma, bir olguda sağ SA proksimalinde ciddi darlık şeklindeydi. Cerrahi olarak sağ SA tutulumu olan hastaya atan kalpte LIMA-AD ve aorta-sağ subklavyan bypass, sol SA arter tıkanıklığı olan hastaların ilkine RIMA-LAD, RGEA-RCA, A-CxOM3 (safen ven) ile üçlü CABG, ikinci hastaya safen venlerle üçlü CABG uygulandıktan sonra aorta-sol subklavyan bypass uygulandı. Aorta-subklavyan bypass için her üç hastada greft olarak safen ven kullanıldı.
Bulgular:
Hastalarımızda erken ve geç mortaliteye rastlanmadı. Yaptırılan kontrol anjiyografilerinde greftler açık olarak bulundu. Takip sürelerinde kardiyak veya ekstremiteye ait iskemik semptoma rastlanmadı.
Sonuç:
Koroner arter revaskülarizasyonunda IMA greftinin altın standart olması bu arterin kullanımını yaygınlaştırmıştır. Koroner arter hastalığı ile birlikte bulunan subklavyan stenoz, cerrahi tedavi uygulanacak hastalarda greft seçimini ve morbiditeyi etkileyebilmektedir. Bu nedenle koroner arter hastalığı olan ve CABG planlanan hastalarda, semptomatik olsun veya olmasın, SA mutlaka anjiyografik olarak görüntülenmelidir.