Ülkemiz halkı için bu konuya ışık tutmak üzere, 1991 yılında hastanemize, elektif koroner anjiyografileri yapılmak üzere yatırılan 100 olgu çalışmaya alınmıştır. Anjiografik olarak ana koroner arterlerden en az birinde ³%50 darlık olarak tanımlanan KAH, %54 olguda saptanmıştır. KAH-lipid fraksiyonları korelasyonuna cinsiyetin olası etkisini kaldırmak için erkekler (%74) ve kadınlar (%26) iki gruba ayrılmıştır. Total kolesterol (TC), bunun yüksek dansiteli lipoprotein kolesterole oranı (TC/HDLC) ve düşük dansiteli lipoprotein kolesterol (LDLC) sadece erkek KAH olanlarda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (sırasıyla p<0.02, p<0.01, p<0.01). Aynı değişkenler tutulan damar sayısı ile önemli korelasyon gösterirlerken (r=0.40, p<0.01, r=0.40, p<0.01, r=0.33, p<0.05), LDLC ayrıcı lezyonların derecesi ile de ilişkili bulunmuştur (r=0.29, p<0.05). Kadınlarda ise parametrelerin KAH varlığı, lezyonların yaygınlık ve derecesi ile ilişkisi saptanamamıştır.
Daha sonra popülasyonumuzun %64'ünü teşkil eden ve TC'ü istenilen düzeylerde olan (£%200 mg) olgularımız ayrıca incelenmiştir. Bunlar arasında KAH olanlar daha yaşlıdırlar (p<0.05) ve yüksek LDLC seviyelerine sahiptirler (p<0.05). Olguların yaşından bağımsız olarak, lezyonlu damar sayısı ile anlamlı korelasyon gösteren tek parametre ise HDLC'dür (r=0.35, p<0.05).
Sonuç olarak, Türk erkeklerinde TC, TC/HDLC ve LDLC, KAH varlığı ile HDLC ise hastalığın yaygınlığı ve belki de prognozu ile yakın ilişkilidir diyebiliriz.