Materyal ve Metod: 1999-2002 tarihleri arasında kliniğimizde koroner stent uygulanıp, geç dönem koroner anjiyografisi sonrası KABG kararı alınan 73 olgu (A grubu; 61/E, yaş ort. 54.1 ± 11) ile kontrol anjiyografisi sonrası medikal veya invaziv takip edilen 84 ardışık olgu (B grubu 71/E, yaş ort. 52.7 ± 12) çalışmaya alındı. Her iki grup arasında stent uygulandığı dönemdepreoperatif risk faktörleri bakımından farklılık yoktu. Lezyon anatomisi açısından bakıldığında ise tip C lezyon, A grubunda (p = 0.003), tip B ise B grubunda (p = 0.01) daha fazlaydı.
Bulgular: Stent implantasyonu sonrası A grubunda sigara kullanımı %11, B grubunda ise %41 azalma göstermişti (p < 0.001). A grubunda dislipidemi kontrolü olguların %5inde, B grubunda %27 olguda (p < 0.001) sağlanmıştı. Hiperglisemi A grubundaki diyabetik olguların %67sinde, B grubunda ise tamamında kontrol altına alınmıştı (p = 0.009). Kontrolsüz hipertansif hasta A grubunda %5, B grubunda %13 oranında azalma göstermişti (p < 0.0001). Multivariate analizde stent sonrası hiperlipidemi olması, sigara kullanımı ve C tipi lezyon operasyona gidişi anlamlı olarak etkileyen parametreler olarak belirlendi. Koroner arter bypass cerrahisi grubunda operasyonda %78 oranında hedef lezyon re-revaskülarizasyonu, ve %90 oranında hedef lezyon dışı revaskülarizasyon gerçekleştirilirken bu oranlar B gurbunda sırası ile %12 ve %14 idi.
Sonuç: Stent implantasyonu sonrası sigara kullanımı, hiperlipidemi ve C tipi lezyon olması hastaların cerrahiye konversiyonunda rol oynayan faktörlerdendir.