Ninety cases which were operated on between september 1996 and september 1998 were evaluated in preoperative and postoperative period. In 85 patients CABG, in one patient MVR were done in addition to the endoaneurysmoraphy and in five patients isolated endoaneurysmoraphy was performed. Angina pectoris in 70 patients, dyspneae in 18 patients and dyspneae with VT attacs were primary indications. Ejection fractions were measured by echocardiography, Preoperatively the mean was %31.65±6.25 and postoperatively it was %45.65±10.07 (p<0.005). PCWP was decreased from 15±5 mmHg. to 11 ±3 mmHg. And PAP was also decreased from 30.2±8 mmHg. in the preoperative and postoperative period (p<0.05).
Two patients died at the early postoperative period. in follow up period ranging from 1-22 monts (12±7.3), 75 patients were in NYHA class 1 or II, 4 patients were in were class III and 1 patient was in class IV. In 3 patients, NYHA functional capacity was unchanged, in 1 patient class III deterioted to class IV.
Left ventricular endoaneurysmoraphy can be performed with low early mortality. Hemodynamic and functional improvement may be obtained. Autolog pericardial usage prevents infection and thrombus formation.
Anevrizmalar ventrikülün diastolik dolumu kolaylaştıran, sferoid geometrisini ve sistolde kaviter basıncı kolayca yükselten tübüler şeklini bozarlar [1].
İlk başarılı sol ventrikül anevrizma onarımı 1955 yılında Likoff ve Bailey tarafından gerçekleştirildi. Kardiyopulmoner bypass ile lineer onarım 1958 yılında Cooley tarafından yayınlandı. Erken mortalite % 10 ile % 20 arasında idi ve pek çok hastada konjestif kalp yetmezliği devam ediyordu. 1980'lerin ortalarından başlayarak sol ventrikül geometrisini yeniden oluşturmak üzere Jatene ve daha sonra Dor tarafından yeni teknikler geliştirildi [2, 3]. 1989 yılında Cooley intrakaviter onarım ya da endoanevrizmorafi adını verdiği yeni bir onarım tekniği yayınladı. Bu teknikle anevrizma duvarı intrakaviter patch üzerine kapatılarak sol ventrikül yeniden şekillendiriliyor; perikard yüzeyi ile patch izole ediliyor ve hemostaz temin ediliyordu. 1993 yılında enfekte olgularda perikard patch ile endoanevrizmorafi yayınlandı [4, 5].
Hemodinamiyi düzelten ve mortaliteyi azaltan endoanevrizmorafi tekniğini, enfeksiyon riskini en aza indiren ve manuplasyon kolaylığı sağlayan perikard patch ile uyguladık. Postoperatif erken orta dönem sonuçlarını tartıştık.
Operasyonlar, kardiyopulmoner by-pass ile hafif hipotermi, soğuk kristalloid, aralıklı soğuk kan ve terminl sıcak kan kardioplejisi kullanılarak gerçekleştirildi. Kross klemp sonrası ventrikül gözlemlenerek incelmiş duvar saptandı. Vendrikül, anteroapikal anevrizmalarda interventriküler septuma paralel, inferior, lateral ve posterobazal anevrizmalarda duvarın incelmiş bulunduğu ya da çökme saptanan bölgesinden açıldı. Saptanan trombüsler temizlendi. Öncesinde anterior yüzden hazırlanıp %0.6'lık gluteraldehit ile fikse edilmiş perikard, anevrizma sınırları dikkate alınarak anteroapikal anevrizmalar için eliptik inferior ve lateral anevrizmalarda diamond, postero bazal anevrizmalarda ise ters üçgen şeklinde kesildi. Hazırlanan perikardial patch perikard pledget destekli 4/0 polypropylene dikişle "kırmızıbeyaz geçiş zonunda sürekli olarak dikildi. Ventrikül doldurularak hava çıkarıldı, anevrizma duvarı fazlalıkları kesildikten sonra 3/0 polypropylene ile patch üzerine kapatıldı (Şekil 1). Koroner anastomozlar ve diğer ek işlemler anevrizmorafi sonrası gerçekleştirildi.
Tüm olgularda anestezi indeksiyonundan sonra termodilusyon kateteri yerleştirilerek operasyon öncesi PCWP (Pulmoner kapiller wedge basıncı), PAP (Pulmoner arter basıncı) ve CI (kardiak indeks) ölçüldü. Aynı parametreler postoperatif 1. gün tekrar bakıldı. 20 olguda operasyondan 1 gün önce ve 5-7 gün sonra ekokardiyografi ile EF bakıldı.
Postoperatif dönemde 83 olgu izlenebildi, (izlem oranı % 94). İzlem 2 aydaki ilk kontrolden sonra belirlenen sürelerde telefonla ilişki kurularak, yakınması bulunanlar kliniğe çağırılıp doğrudan tetkik edilerek gerçekleştirildi. Sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak verildi. Pre ve postoperatif hemodinamik karşılaştırmalarda t testi kullanıldı. P < 0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.