Renkli Doppler ultrasonografi (RDUS) inceleme Toshiba Aplio 500 cihazı (Toshiba Medical Systems Corporation, Tokyo, Japan) ile 4 MHz prob vasıtasıyla yapıldı. Bilgisayarlı tomografi anjiyografi ise Toshiba Aquilion 64 kesit cihazda (Toshiba Medical Systems Corporation, Tokyo, Japan) 3 mm kesit kalınlığı, 3 mm masa hızı ile 120 mL noniyonik kontrast madde 4 mL/s hızla verilerek elde edildi. Daha sonra 0.5 mm kalınlık ve 0.3 mm interval ile rekonstrüksiyonlar yapıldı.
Renkli Doppler ultrasonografi incelemede, sol renal venin abdominal aort ve SMA arasında sıkıştığı ve sol renal venin ön-arka çapının proksimal/distal oranının 4’ün üzerinde olduğu saptandı. Multidetektör BTA’da sol renal venin ve duodenumun üçüncü segmentinin aort ve SMA arasında basıya uğradığı izlendi (Şekil 1, 2). Bası öncesi segmentlerde dilatasyon vardı. Sol renal venin sıkışma bölgesinde daraldığı (3 mm), proksimalde genişleme gösterdiği (13.5 mm) ve abdominal aort ile SMA arasındaki açının 19 derece olduğu saptandı (Şekil 3). Radyolojik ve klinik bulguları ile hastaya NCS ve SMA sendromu tanıları konuldu.
Süperior mezenterik arter ilk olarak 1861’de von Rokitanski tarafından tanımlanmıştır.[5] Daha sonra Wilkie[6] 64 hastalık bir çalışmada daha detaylı bir klinik ve patofizyolojik tanımlama yapmıştır. Süperior mezenterik arter sendromunda duodenumun üçüncü kıtasına dıştan bası söz konusudur. Normalde SMA etrafındaki mezenterik yağlı doku ve lenfatik dokular duodenumu basıya karşı korur. Çoğunlukla hızlı kilo kaybı olan zayıf bireyler bu durumdan etkilenir. Hastalarda, endoskopik incelemede intrensek blokaj olmaksızın üst gastrointestinal sistem tıkanması bulguları vardır.[2] Hastaların çoğunda öncelikle nazogastrik baskının azaltılması ve hiperalimentasyon gibi konservatif tedavi yöntemleri denenmektedir. Yakınmaları uzun süredir devam eden ve uygulanan konservatif tedavilere yanıt alınamayan olgularda cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır. Süperior mezenterik arter sendromunun tedavisi için önerilen çeşitli cerrahi tekniklerden en sık uygulananları açık ya da laparoskopik duodenojejunostomidir.[2,7]
Her iki sendromda da genellikle ilk başvurulan ve invazif olmayan tanı yöntemi RDUS’dir. Nutcracker sendromunda RDUS’nin duyarlılığı %78, özgüllüğü %100’e yakındır. Renkli Doppler ultrasonografi ile damar ön-arka çapı ve sol renal venin pik-sistolik akım hızlarının ölçümü tanıya yardımcıdır. Renal vende darlık öncesi ve sonrasındaki pik-sistolik akım oranının 4.2’den, ön-arka çap oranının 4.0’dan fazla olması önemli bir göstergedir.[3,8] Normalde aortomezenterik açı ve mesafe sırasıyla 25-60 derece ve 10-28 mm arasındadır. Süperior mezenterik arter sendromunda ve NCS’de her iki parametre azalır ve açı 6-15 derece arasında ve mesafe 2-8 mm arasında değişir.[3,7] Diğer invazif olmayan bir inceleme yöntemi olan BTA ya da manyetik rezonans anjiyografi (MRA) ile SMA sendromunda duodenuma dıştan bası ve bası proksimalinde dilatasyon gösterilebilir. Nutcracker sendromundaki sol renal venin aortomezenterik açıda bası ve kollateral venler gösterilebilir ancak Doppler incelemede gösterilebilen akım karakteristikleri BTA ve MRA’da gösterilemez.[3]
Süperior mezenterik arter sendromu ve NCS’nin kesin tanısında BTA/MRA kullanılmaktadır. Aralıklı yemek sonrası karın ağrısı, sol yan ağrısı ve hematüri semptomları olan olguların tanısında, NCS ve SMA sendromları mutlaka akla getirilmeli ve dikkatli bir fizik muayeneyi takiben olgular BTA ile değerlendirilmelidir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Marques GL, Carvalho JG, Nascimento MM, Marks SG,
Olbertz LG. Nutcraker syndrome as a cause of recurrent
hematuria in a young woman: a case report. J Bras Nefrol
2012;34:195-8.
2) Vulliamy P, Hariharan V, Gutmann J, Mukherjee D.
Superior mesenteric artery syndrome and the ‘nutcracker
phenomenon’. BMJ Case Rep 2013;2013.
3) Tüzün KH, Arslan C, Deşer SB, Ersoy E, Junusbekov
Y. Nutcracker sendromu: olgu sunumu. Damar Cer Derg
2012;21:51-4.
4) Kurç E, Barutca H, Kanyılmaz M, Sargın M, Şahin S.
Nutcracker sendromu. Turk Gogus Kalp Dama 2013;21:146-50.
5) von Rokitansky C. Lehrbuch derpathologischen Anatomie.
Vienna: Braumüller & Seidel; 1861.
6) Wilkie DP. Chronic duodenal ileus. Am J Med Sci
1927;173:643-9.