Diyafragmatik pil uyarımı için laparoskopik yaklaşım amyotrofik lateral skleroz, spinal kord yaralanması, santral alveoler hipoventilasyonu olan ve yoğun bakım ünitesinde ventilatörden ayrılmakta güçlük çeken hastalarda da kullanılmaktadır.[2]
Ameliyat öncesi dönemde diyafragma pil uyarı sistemi (DPUS) uyumunu kolaylaştırmak amacı ile yaklaşık üç haftadır oral endotrakeal entübasyon ile MVye bağlı izlenen hastaya merkezimize kabulünden sonra trakeostomi açıldı. Bu dönemde yapılan tiroit fonksiyon testleri normal olarak saptandı.
Laparoskopik diyafragma pil uygulama konusunda deneyimli göğüs cerrahisi ekibince kas gevşetici ajan kullanılmadan hasta intravenöz pentotal uygulanarak uyutulduktan sonra trakeostomi kanülünden solutularak işleme başlandı. Anestezi idamesi %1-3 sevoflurane ve sürekli infüzyon şeklinde remifentanil hidroklorür ile sağlandı. Ameliyat sonrası analjezi amacı ile morfin kullanıldı.
Sırt üstü pozisyonda dört adet laparoskopik kesi yapıldı. Diyafragmaların elektriksel uyarıya yanıt veren en uygun bölgeleri tespit edilerek her iki diyafragmaya ikişer adet elektrot yerleştirildi. Yerleştirilen elektrotlar cilt altı tüneli ile sağ hipokondriyumdan çıkarılarak sisteme bağlandı (Şekil 1).
Şekil 1: Olgunun ameliyat sonrası görünümü.
Hasta ameliyat sonrası dönemde yoğun bakım ünitesinde ilk 24 saat klinik ve hemodinamik açıdan stabil olana kadar DPUS programı başlatılmadan izlendi. Hastanın ağrılı uyarana verdiği yanıtlar ölçülerek DPUS ayarları yapıldı. Hasta DPUS çalıştırıldıktan itibaren MVden ayrılarak spontan solunuma alındı. Ek O2 desteği almadan SpO2 değeri %98de olacak şekilde izlendi. Kalp atım hızı 87 atım/dk ve SpO2: %100 idi. Kan gazı değerleri pH: 7.45, pCO2: 40 mmHg, pO2: 127 olarak ölçüldü. Diyafragma pil uyarı sistemi uyum sürecinde teknik veya klinik herhangi bir sorun ile karşılaşılmadı. Tekrar çekilen beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG)sinde; supratentorial frontal atrofi, serebral periventriküler iskemik değişiklikler, beyin sapı iskemisi ve subdural hematomun kaybolduğu gözlendi (Şekil 2a-c). Olgu ameliyat sonrası dönemde MV desteğinden tamamen ayrıldı ancak solunum enfeksiyonları geliştiğinde ara ara MV desteğine ihtiyaç duyuldu.
Hasta ameliyat sonrası ikinci günden itibaren MV desteğinden tamamen ayrılarak tüm gün ve gece DPUS kullanımına başladı ve aile eğitimi verildikten sonra taburcu edildi.
Bizim hastamız psikotik rahatsızlıklar nedeni ile uzun süre doksapram kullanmıştı. Pnömoniye bağlı sepsis nedeni ile yoğun bakımda kaldığı sürece yüksek doz aminofilin ve oksijen tedavisi uygulandı. Tüm bunlara ilave olarak geç dönem beyin MRGsinde ortaya çıkan minimal beyin sapı iskemisi de fizyopatolojiyi açıklayabilir. Pulmoner enfeksiyon anında aspirasyon ve pulmoner sekresyonların birikmesine bağlı, hipoventilasyon durumunun mevcut durumu ağırlaştırması sonucu apnenin kalıcı hale geldiğini düşünüyoruz.
Apnenin yol açtığı santral solunum yetmezliğinde tedavinin amacı hastalığın nedenini ortadan kaldırmak ve bozulmuş solunum fonksiyonlarını normale döndürmektir. Bu neden ile, tedavi öncelikle etkene yönelik olmalıdır. Eğer neden santral apne ise alveoler ventilasyon artırılmalı, bunun için de hasta ventilatöre bağlanmalıdır; farmakolojik uyarım, frenik sinirin pille uyarılması ve diyafram pili uygulaması diğer tedavi seçenekleridir.[4]
Frenik sinir uyarılması; frenik sinirin toraks yolu ile uyarılmasıdır ve 1968 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Günümüzde laparoskopik olarak diyafragmanın kendisine DPUS uygulanmaktadır. Bu uygulama frenik sinirde daha az hasar riski ve daha as solunumsal risk içermesi nedeni ile yaygınlaşmakta ve önem kazanmaktadır. Bu uygulamanın MVlere kıyasla hastalarda inspiratuar kas kuvvetini geliştirerek, akciğer enfeksiyonlarını ve ilişkili sağlık maliyetini azalttığı, ayrıca hastanın mobilizasyonunu kolaylaştırdığı ve konuşmayı iyileştirdiği kanıtlanmıştır.[3-5]
Sadece solunumun tetiklenmesindeki yetersizlik nedeni ile uzun süre hastanede yatması gereken, MV kullanımına bağımlı olan, bu nedenler ile hastane enfeksiyonlarına ve çeşitli hastalık artırıcı faktörlere maruz kalan bu hasta grubunda, DPUS kullanımı sonrası elde ettiğimiz dramatik klinik düzelme oldukça etkileyicidir. Yine bu hastada karşılaştığımız ameliyat sonrası ikinci günde MVden ayrılmanın gerçekleşmesi iyileşme sürecinin ne kadar hızla kısaltılabildiğini, tamamen hastane bağımlı bir hastanın kısa bir eğitim sonrası taburcu edilebileceği ve bakımının evde rahatlıkla yapılabileceğini göstermesi açısından oldukça umut vericidir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Köktürk O, Ulukavak Çiftçi T. Obstrüktif uyku apne
sendromu ilişkili hastalıklar ve ayırıcı tanı. Tuberk Toraks
2002;50:104-18.
2) Onders RP, Carlin AM, Elmo M, Sivashankaran S, Katirji B, Schilz R. Amyotrophic lateral sclerosis: the
Midwestern surgical experience with the diaphragm pacing
stimulation system shows that general anesthesia can be
safely performed. Am J Surg 2009;197:386-90.
3) Doblas A, Herrera M, Venegas J, Barba R, Rodriguez
M, Barrot E. Successful diaphragmatic pacing for
idiopathic alveolar hypoventilation. Intensive Care Med
1990;16:469-71.