Öyküsünde, sağ böbrek nakli ve 12 yıl önce koroner baypas ameliyatı da dahil olmak üzere toplam 11 ameliyat bulunan 63 yaşındaki erkek olgu nefes darlığı yakınması ile başvurdu. Öyküsünde baypas ameliyatından sonra kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) tanısı konduğunu, sürekli oksijen desteğine ihtiyaç duyduğunu, günlük aktivitelerini yerine getirmekte zorlandığını ve 12 yıldır oturma pozisyonunda uyuduğunu ifade eden hastanın yapılan incelemelerinde sol diyaframın evantre olduğu ve daha önce geliştirmiş olduğumuz ölçüm yöntemine göre (Yağmur yöntemi) evantrasyon seviyesinin %43 olduğu belirlendi (Şekil 1).[3] Solunum sıkıntısı nedeni ile solunum fonksiyon testi (SFT) gerçekleştirilemeyen olgunun performans seviyesi skoru ECOG (Eastern Cooperative Oncology Group) 3 olarak saptandı. Başvuru sırasında olguya ait kan gazı değerleri pH: 7.36, PaCO2: 53 mmHg, PaO2: 62 mmHg, SO2: %91, HCO3: 31 mEq/L olarak saptandı.
Olguya komorbid faktörleri nedeni ile torakoskopik diyafram plikasyonu planlandı ve olgu yapılacak işlemler hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirildi ve bilgilendirilmiş hasta onamı alındı. Endostapler ile torakoskopik diyafram plikasyonunun ardından şifa ile taburcu edilen ve taburculuk sonrası komplikasyon gelişmeyen olgunun solunum sorunu tama yakın oranda ortadan kalkmış oldu ve ameliyat sonrası dördüncü gün performans seviyesi skoru ECOG: 1 olarak tespit edildi. Olgu yedinci ayında sorunsuz olarak takip edilmektedir.
Cerrahi teknik
Genel anestezi altında tek lümenli endotrakeal
entübasyon ardından sağ yan yatar pozisyonda sol
mid-aksiller hat üçüncü kaburgalar arası aralıktan
toraksa yerleştirilen 5 mmlik port aracılığı ile torakal
boşluğa karbondioksit (CO2) insuflasyonu sağlandı.
Karbondioksit basıncı 10 mmHgya sabitlendi. Otuz
derecelik optik kamera eşliğinde yedinci kaburgalar
arası aralıktan önden 5 mm ve arkadan 10 mmlik
portlar yerleştirildi. Optik kameranın apikalde yer
alması nedeni ile görüş açısının tam sağlanabilmesi 30°
optik ile rahatlıkla sağlanabildi. Ön porttan forseps ve
arka porttan açılandırılabilir 60/4.8 mm endostapler ile
torakal kaviteye girildi. Diyaframın santral kısmının en
gevşek olduğu bölüm forseps ile tutularak stapler aralığına
yerleştirildi. Stapler aralığının yarım kapatılması
sağlandı, bu şekilde diyaframın sıvazlanmasına olanak verecek şekilde stapler aralığının açılmaması, dolayısıyla
batın organlarının diyafram ile birlikte stapler aralığına
girmemesi sağlandı. Diyafram redüksiyonu ve yeterli
gerginlik sağlanana dek forseps yardımıyla diyafram
apikal yöne çekildi (Şekil 2). Yeterli gerginliğin sağlanmasının
ardından stapler aracılığı ile diyaframın
kesilip zımbalanması gerçekleştirildi (Şekil 3). Aynı
hat üzerinde olmak üzere diyaframın kalan kısımlarına
yukarıda tarif edilen işlem üç kez daha gerçekleştirilerek
diyaframın redüksiyonu sağlandı. Yaklaşık 200 cm²
nonfonksiyone diyafram rezeke edildi (Şekil 4). İşlem
sonrası diyaframın farklı bölgelerine forseps yardımıyla
gerginlik kontrolü yapıldı. Kontrol sonrası sorun tespit
edilen bölgeye işlem tekrarı gerçekleştirildi. Arkada yer
alan port yerinden bir adet göğüs tüpü yerleştirilmesi
ile ameliyat sonlandırıldı. Ameliyat birinci port insizyonundan
göğüs tüpü yerleştirilmesi aşamasına kadar
45 dakikalık sürede tamamlandı. Geçirilmiş baypas
ameliyatı nedeni ile meydana gelen adezyonların düşürülmesi
yaklaşık 10 dakikada tamamlandı. Ameliyat
sonrası ikinci gün dreni sonlandırılan olgu dördüncü
gün taburcu edildi (Şekil 1).
Şekil 2: Diyaframın santral bölgesinin forseps yardımı ile stapler aralığına yerleştirilmesi.
Şekil 3: Diyaframın zımbalanarak kesilmesi.
Şekil 4: Rezeke edilen diyafram.
Çift lümenli selektif entübasyonun gerçekleştirilemediği veya tek akciğer ventilasyonu sağlanamayan durumlarda CO2 insuflasyonu ile toraks içinde yeterli görüş ve çalışma alanı sağlanabilmektedir.
Stapler ile gerçekleştirilen yaklaşımımızda, sütürasyon ile gerçekleştirilen plikasyon teknikleri ile kıyaslandığında hem ameliyat süresinin kısalması hem de plikasyon sonrası diyafram üzerinde nonfonksiyone yer kaplayıcı doku tabakasının oluşmaması sağlandı. Buna ek olarak sütürasyon sırasında stapler tekniğinin doğru uygulanması halinde batın içi organlara hasar verme oranı neredeyse sıfıra inmektedir. Batın içi organların diyafram yapışıklığı konusunda şüphede kalınan durumlarda diyafram üzerinde kamera girişine yetecek bir insizyon ile batın içi gözlem ve gerekli kontrolün yapılması da güvenlik artırıcı tedbir olarak uygulanabilir.
Olgumuzda stapler uygulanacak diyafram bölgesinin, santral membranöz kısım olmaması ve stapler uygulamasından sonra 2 mmden daha ince tabaka oluşturmayacağının saptanması ile birlikte stapler kullanım talimatnamesine uygun olacak şekilde 4.8 mmlik kartuş kullanımı tercih edildi.[5] Stapler uygulanacak diyafram bölgesinin doku kalınlığına göre 3.5 mm, 2.5 veya 2 mmlik stapler kartuşları tercih edilebilmektedir.
Stapler ile gerçekleştirilen diyafram plikasyon olgusunun 14 aylık takibi sonucunda stapler hattında açılma, herniasyon ya da nüks gibi herhangi bir komplikasyon görülmediğini bildiren çalışmalar da yöntemin güvenilirliği açısından çalışmamızı desteklemektedir.[6-8]
Ameliyat sonrası dönemde stapler hattında açılmaya bağlı komplikasyon oluşumunu önlemek ya da ek güvenlik tedbiri almak açısından stapler hattının emilmeyen dikişler ile desteklenmesini öneren yayınlar[9] olsa da, stapler hattı üzerinden sütürasyonu iki nedenden dolayı gerekli görmemekteyiz. İlk olarak diyaframda oluşan gerginlik nedeni ile atılacak her sütür diyaframda yırtılmalara neden olabilecektir. İkinci olarak ise yine gergin diyafram üzerinde sütürasyon sırasında batın organlarına zarar verebilme ihtimali yüksektir. Ancak diyaframda yeterli gerginliğin sağlanamadığı bölgelerde ya da stapler birleşme hatlarında devamlılığın sağlanamadığı hallerde ek sütür uygulaması gerçekleştirilebilir.
Genel olarak torakoskopik diyafram plikasyonu teknikleri morbidite-mortalite oranını belirgin ölçüde azaltmaları nedeni ile torakotomi ile yaklaşıma oranla daha fazla tercih edilir hale gelmiştir. Stapler yardımı ile torakoskopik diyafram plikasyonunun diğer plikasyon tekniklerine kıyasla daha konforlu olduğunu ve güvenle uygulanabileceğini belirtmek istiyoruz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında
herhangi bir çıkar çakışması olmadığını beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde herhangi
bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Mouroux J, Padovani B, Poirier NC, Benchimol D,
Bourgeon A, Deslauriers J, et al. Technique for the repair of
diaphragmatic eventration. Ann Thorac Surg 1996;62:905-7.
2) Freeman RK, Wozniak TC, Fitzgerald EB. Functional and
physiologic results of video-assisted thoracoscopic diaphragm
plication in adult patients with unilateral diaphragm paralysis.
Ann Thorac Surg 2006;81:1853-7.
3) Özkan S, Yazici Ü, Aydin E, Karaoğlanoğlu N. Is surgical
plication necessary in diaphragm eventration? Asian J Surg
2016;39:59-65.
4) Özkan S. Diyafram evantrasyonu ve cerrahi tedavisi. Editörler:
Yücel O, Genç O. Torasik Konjenital Anomaliler ve Cerrahisi.
Ankara: Derman Tıbbi Yayıncılık; 2011 s. 88-98.
5) Available from: http://products.covidien.com/pages.aspx?page
=ProductDetail&id=13183&cat=Devices&cat2=Model
6) Moon SW, Wang YP, Kim YW, Shim SB, Jin W. Thoracoscopic
plication of diaphragmatic eventration using endostaplers.
Ann Thorac Surg 2000;70:299-300.
7) Lao VV, Lao OB, Abdessalam SF. Laparoscopic transperitoneal
repair of pediatric diaphragm eventration using an endostapler
device. J Laparoendosc Adv Surg Tech A 2013;23:808-13.