M-mode ekokardiyografide sol ventrikül kavitesinde ve aort kökünde dilatasyon gözlendi, mitral kapağın ön yaprağında diyastolik fluttering vardı. İki boyutlu ekokardiyorafide parasternal uzun aks görümünde interventriküler septumda sağ koroner sinüs Valsalva vasıtasıyla aort lümeni ile ileşkili ekosuz alan saptantı. Parasternal kısa aks görünümünde ise aort ve pulmoner arter arasında iki adet ekosuz alan görüldü (Şekil 1y) Kalp katetrizasyonunda sol ventrikül diyastol sonu basıncı yüksek bulundu. Sol ventrikül kavitesi dilate idi. Aortagrafide aort kapak triküspit, 3+ aort yetersizliği ve 2 adet, interventriküler septumu diseke eden sinüs valsalva anevrizması görüldü (Şekil 2). Bu bulgularla hasta ameliyat edilmek üzere cerrahiye verildi. Ameliyattan birkaç gün önce 3 kez medikal tedaviye cevap vermeyen, elektriki kadiyoversiyon ile düzeltilen ventriküler taşikardi (hızı 180-210/dak) atağı oldu. Taşikardi sırasında EKG sol dal bloğu örneği gösteriyordu (Şekil 3).
Hastaya standart kardiyopulmoner bypass tekniği ile açık kalp cerrahisi uygulandı. Aortotomi ve sağ ventrikülotomi yoluyla yapılan eksplorasyonda, infundibular septumda 5x6 cm çapında, içi taze trombüsle dolu anevrizmal bir yapı ile karşılaşıldı (Şekil 4). Sağ ve sol koroner kasp tabanınıda, herbiri 6 mm çapında, düzgün kenarlı ve bu anevrizmal kese ile ilişkili 2 adet perforasyon alanı vardı. Bu bulgular sağ ve sol koroner sinus Valsalva anevrizmasının interventriküler septum içinde birbiriyle birleştiğini düşündürdü. Anevrizmal kese içindeki trombüs temizlendikten sonra kavite cidarları infundubular septumun sağ ventrikül tarafından ulaşılarak butressed suturle plikasyon yapılarak birbirine yaklaştırıldı. Sağ ve sol koroner kasplardaki perforasyonlar gore-tex yama ile kapatıldı. Aortik kaspların koaptasyonu bakış ile yeterli görüldüğü için aort kapak replasmanına gerek görülmedi. Fakat ameliyattan 2 ay sonra aort yetersizliği aşikar olarak sürdüğü için hasta reoperasyona alınarak aort kapak replasmanı yapıdı (Carbomedic No: 23) Ameliyatın üzerinden 3 yıl geçmiş olup hasta polikliniğimizce yakınmasız olarak takip edilmektedir.
Klinik olarak, interventriküler septumu diseke eden anevrizmanın interventriküler septumdan kalp boşluklarının herhangi birine açılarak akut konjestif kalp yetersizliğine yol açmadıkça veya beraberinde herhangi bir konjenital kardiak anomali bulunmadıkça tanınması güçtür. Bu hastada bizim tanıya varmamız göğüs ağrısı ve fizik muayyenede tesbit edilen aort yetersizliği bulguları üzerine yapılan ileri tetkiklerle olmuştur.
Sıklıkla karşılaşılan EKG bulguları atrioventriküler ve intraventriküler ileti bozukluğuna aittir. Bu da anevrizmanın A-V düğüm veya His demetine olan basısından kaynaklanmaktadır. Bizim olgumuzda EKG de sağ dal bloğu örneği mevcuttu. Ameliyat öncesinde görülen medikal tedaviye refrakter ventriküler taşikardinin ameliyat sonrasında tekrarlamaması bunun da anevrizma ile ilgili olduğunu düşündürdü. Sinus Valsalva anerizmalarında aritmi nadirdir ve olduğu zaman da supraventrikülerdir[4], Ventriküler taşikardi ile seyreden birkaç olgu bildirilmiştir[5,6]. Mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte anevrizmanın kitle etkisinden kaynaklanması olasıdır. Nitekim bizim hastamızda, presperatif sık sık tekrarlayan ventriküler taşikardi atakların ameliyattan sonra hiç rastlanmamıştır.
Radiolojik bulgular tanıda yardımcı değildir. Olgumuzda da teleradyografi aort yetersizliğine bağlı sol ventrikül genişlemesi dışında diyagnostik değildi.
Son zamanlarda perfore olmamış, Valsalva sinus anevrizmalarının ekokardiyografi ile teşhis edilebildiğine dair yayınlar vardır[3]. Burada sunulan olguda ekokardiyografi aort yetersizliğinin değerlendirilmesi için yapılmış ve inteventriküler septumda ekosuz alan saptanmıştır. Ancak tanıya angiografi ile gidilmiştir.
İnterventriküler septumu diseke eden sinüs valsalva anevrizmalarının cerrahi tedavisi ile ilgili tecrübeler son derecede kısıtlıdır. Bizim hastamızda cerrahi eksploreasyon bulgularımıztanıyı kesinleştirmiştir. İnfundibüler septumu diseke etmiş olan ve içi taze trombüsle dolu anevrizmanın kitle etkisi ile ventriküler aritmilere neden olduğu düşünülmüş, bu kitlenin ortadan kaldırılması ventriküler taşikardi ataklarını önlemiştir. Aort kapak replasmanı ise sinüs valsalva anevrizmalarında, aort yetersizliğinin klasik tedavi metodu olarak kabul edilmektedir[4,5].
1) Gibbs NM, Harris EL: Aortic sinus aneurysms. Br
Heart J, 1961, 23:131-9.
2) Onat A, Ersanlı O, Kanuni A, Aykan TB: Congenital
aortic sinus aneurysms, with particular reference to
dissection of the interventricular septum. Am. Heart
J, 1966, 72:158-64.
3) Chen WWC, Tai YT: Dissection of interventricular
septum by aneurysm of sinus of Valsalva: a rare
complication diagnosed by echocardiography. Br
Heart J, 1983,50:293-5.
4) Taguchi K, Sasaki N, Matsuura U, Uemura R: Surgical corretcion of aneurysm of the sinus of Valvalva.
A report of fourty-five consencutive patients including eight with total replacement of the aortic valve.
Am J Cardiol, 1969, 23:180-91.