Methods: Twenty-two pseudoaneurysms were included in the study. Direct compession was applied by the lineer probe on the neck of lesions in a manner not obstmating the main artery flow. The pseudoaneurysms thrombosed after compression formed the successful group and the lesions didnt thrombose formed the unsuccessful one. To investigate the factors that may effect the results (age, sex, usage of anticoagulants and/or antiplatelets, origin, age and volume of lesions, dimensions of neck, flow speed in neck, and total compression time) were recorded.
Results: Fifteen pseudoaneurysms originated from main femoral artery, four from superficial femoral artery and three from brakial artery. The two cases that could not tolerate pain were sent to surgery. Eighteen cases totaly thrombosed after compression. In two cases, it was unsuccessful. No complications occurred. The compression therapy of femoral and brachial postcatheterization pseudoaneurysms was successful 90%. The quantitative factors that may effect the results could not be evaluated as there were not enough cases in one of the groups. The qualitative factors did not have any significant effect on the results. However, the relation between the usage of anticoagulants and the results was nearer to the statistical border than the other factors.
Conclusions: It was shown that the color Doppler guided compression therapy of pseudoaneurysms was effective and safe, so it could reduce the need for surgery.
Kateterizasyona sekonder oluşan psödoanevrizmaların en sık görüldüğü lokalizasyon ana femoral arterdir [2]. Diyagnostik arteriyel kateterizasyona sekonder iyatrojenik femoral psödoanevrizma oluşma insidansı %0.2dir [2,3]. Psödoanevrizma teşhisinde renkli Doppler ultrasonografinin (RDUS) sensitivite ve spesivitesi %100e yakın olup psödoanevrizmaların hem teşhisinde hem de tedavisinde kullanılabilmektedir. İyatrojenik psödoanevrizmaların 1991 yılından beri, erken dönemde ultrasonografi (US) eşliğinde, US probu ya da mekanik aletlerle komprese edilerek tedavi edildiği bildirilmektedir [2].
Bu prospektif çalışmada, RDUS eşliğinde kompresyonla psödoanevrizma tedavisi etkinliğinin ve başarı faktörlerinin saptanması amaçlanmıştır.
İstatistik
Tedavinin başarısız olduğu grupta olgu sayısının az olması nedeniyle, niceliksel veriler istatistiksel olarak değerlendirilemedi. İncelenen niteliksel faktörlerin tedavi sonucuna anlamlı etkisi olup olmadığı araştırıldı.
Elde edilen bulguların istatistiksel analizleri SPSS for Windows 10.0 programı ile yapıldı. Niceliksel verilerin karşılaştırmasında Mann Whitney U testinden (olgular normal dağılım göstermediğinden) yararlanıldı. Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise Fisher Exact. ki-kare testi kullanıldı. Sonuçlar %95lik güven aralığında, anlamlılık p < 0.05 düzeyinde değerlendirildi.
Resim 1 - A: Sağ brakiyal arter kaynaklı psödoanevrizma.
Lezyon yaşı tedavisi başarılı olgularda ortalama altı gün, başarısız olanlarda 5 gündü (Tablo 1). Lezyon hacmi ; başarılı olgularda ortalama 8.1 mL, başarısız olanlarda 28.3 mL idi. Tedavinin başarısız olduğu iki olgudan birinin hacmi 0.7 mL, diğeri 56 mL idi. Tedavinin başarılı olduğu 18 olgudan 14ünün hacimleri 10 mLnin altındaydı. Diğer dört olguda ise 12 mL, 17 mL, 20 mL ve 31mL idi. Bu dört olgu da tedavi öncesinde değişik oranlarda trombozeydi (sırasıyla %40, %82, %64, %83). Hiçbiri antikoagülan kullanmıyordu. Lezyon boyun uzunluğu; tedavinin başarılı olduğu olgularda ortalama 11.4 mm, başarısız olunan olgularda 16 mm idi. Lezyon boyun kalınlığı; tedavisi başarılı olgularda ortalama 4.2 mm, başarısız olanlarda da 4 mm idi.Lezyon boynundaki pik sistolik akım hızı; tedavinin başarılı olduğu olgularda ortalama 92 cm/sn idi. Başarısız olan olgularda ise 140 cm/sn idi. Toplam kompresyon süresi; tedavinin başarılı olduğu olgularda ortalama 17.4 dak, başarısız olduğu iki olguda 30 dak idi. Başarılı grupta tedavi süreleri 35 dak ve 40 dak ile en uzun olan iki olguda, lezyon boyun kalınlıkları 10 mm olup, bu ölçüm diğer olgularda 5 mm ya da daha azdı. Bu iki olgudan biri antikoagülan kullanıyor, diğeri kullanmıyor, her ikisi de antiagregan alıyordu. İkisi de ana femoral arter kaynaklı olup, diğer parametrelerde belirgin farklılık yoktu.
Tablo 1: Çalışma parametrelerinin dağılımları.
Lezyonun kaynaklandığı artere göre sonuçların dağılımları istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemekteydi (Tablo 2). Antiagregan kullanımı ile sonuçlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki gösterilemedi (Tablo 2). Trombüs varlığı ile sonuç arasında da istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (Tablo 2). Tedavinin başarısız olduğu olgulardan birinde trombüs bulunmazken, diğeri %85 oranında trombozeydi. Tedavi sırasında antikoagülan alan hastalar düşük molekül ağırlıklı heparin veya oral antikoagülan, antiagregan alanlar da asetil salisilik asit ve/veya clopidogrel kullanıyorlardı. Başarılı sonuç alınan 18 olgudan biri yalnız antikoagülan, dördü hem antikoagülan hem antiagregan, beşi yalnız antiagregan tedavi alırken, sekizi ikisini de almıyordu. Tedavinin başarısız olduğu her iki olgu da tedavi sırasında antikoagülan tedavi alıyor, antiagregan almıyordu. Antikoagülan varlığı ile sonuç arasındaki ilişki diğer parametrelere göre istatistiksel olarak anlamlılık sınırına daha yakın bulunmakla beraber anlamlı farklı değildi (Tablo 2). Antikoagülan kullanan ve kullanmayan olguların toplam tedavi süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (Tablo3). Tedavinin tamamlanabildiği toplam 20 olgudan 18inde psödoanevrizmalar tam olarak tromboze oldu (%90) (Resim 2,3). Toplam 30 daklık kompresyon sonucu lezyonda hiç trombüs gelişmeyen iki olguda tedavi başarısızdı. Her iki olgu da cerrahi olarak tedavi edildi. Tedaviden 24 saat sonrasında yapılan kontrol RDUS incelemelerde herhangi bir komplikasyon (rüptür, arteriyel trombüs, distal emboli, komşu vasküler yapılara bası, nüks) saptanmadı.
Tablo 3: Antikoagülan kullanımına göre toplam tedavi süreleri.
Resim 1 - B: Kompresyon tedavisinin I. seansı sonrasında lezyon yaklaşık %60 oranında tromboze.
Resim 1 - C: II. seans sonrasına lezyon yaklaşık %83 oranında tromboze.
Resim 1-D: III. seans sonrasında lezyon tam olarak tromboze.
Kateterizasyondan sonra gelişen femoral arter kaynaklı psödoanevrizmalarda bu tedavinin başarı oranını Chatterjee ve arkadaşları [3] %90, Hajarizadeh ve arkadaşları [12] %95, Kumins ve arkadaşları [13] %87, Paulson ve arkadaşları [14] %77, Oerlich ve arkadaşları [16] %82, Perkins ve arkadaşları [17] %77 olarak bildirmektedirler. Çalışmamızda femoral arter kaynaklı psödoanevrizmalarda başarı oranı %88.2 olarak belirlendi. Kompresyon tedavisinde komplikasyon nadirdir [2-9,12-18]. Bunlar arteriyel trombüs, derin ven trombozu, distal emboli, rüptür, femoral sinir kompresyonu ve nükstür [2]. Olgularımızın hiçbirinde komplikasyon gelişmedi. Halen devam etmekte olan çalışmamızın bu aşamasında incelenen niteliksel faktörlerden hiçbirinin tedavi sonucuna anlamlı etkisi olmadığı sonucuna vardık. Ancak antikoagülan kullanımı ile sonuç arasındaki ilişkinin, istatistiksel olarak anlamlılık sınırına diğer parametrelere göre daha yakın olduğunu gözlemledik. Anlamlı farklılık çıkmamasının olgu sayısının az olmasına bağlı olduğunu, olgu sayısı arttırılıp istatistiksel analizler tekrarlandığında sonucun, literatürle uyumlu olarak, anlamlı bulunabileceğini düşündük.
Sonuç olarak; kateterizasyon sonucu gelişmiş psödoanevrizmaların RDUS eşliğinde kompresyonla tedavisinin güvenli ve etkili bir tedavi yöntemi olduğu, daha kolay ve daha noninvaziv olduğu için cerrahi müdahale gereksinimini azaltabileceği kanaatine vardık.
1) Landwehr P. Extremity arteries. In: Wolf KJ, Fobbe F, eds. Color Duplex Sonography Principles and Clinical Applications. New York: Thieme, 1995:86.
2) Schwartz LB, Clarck ET, Gewertz BL. Anastomic and other pseudoaneurysms. In: Rutherford RB, ed. Vascular Surgery. Philadelphia: W.B. Saunders, 2000:752-60.
3) Chattterjee T, Do DD, Kaufmann U, Mahler F, Meier B. Ultrasound-guided compression repair for treatment of femoral artery pseudoaneurysm: Acute and follow-up results. Cathet Cardiovasc Diagn 1996;38:335-40.
4) Szendro G, Golcman L, Klimov A, et al. Arterial false aneurysms and their modern management. Isr Med Assoc J 2001;3:5-8.
5) Ricci MA, Trevisani GT, Pilcher DB. Vascular complications of cardiac catheterization. Am J Surg 1994;167:375-8.
6) Paricio-Carrion S, Collignon L. Nonsurgical treatment of post-catheterization femoral pseudoaneurysm. Rev Med Liege 2002;57:155-60.
7) Toursarkissian B, Allen BT, Petrinec D, et al. Spontaneous closure of selected iatrogenic pseudoaneurysms and arteriovenous fistulae. J Vasc Surg 1997;25:803-8.
8) OSullivan GJ, Ray SA, Lewis JS, et al. A review of alternative approaches in the managment of iatrogenic femoral pseudoaneurysms. Ann R Coll Engl 2000;82:364.
9) Jaff MR. Pseudoaneurysms. Curr Treat Options Cardiovasc Med 2002;4:239-45.
10) Szendro G, Klimov A, Lennox A, et al. Femoral arter pseudo-aneurysms-changes in treatment, report of seven years. Harefuah 2000;139:187-90.
11) Lewis DR, Davies AH, Irvine CD, et al. Compression ultrasonography for false femoral artery aneurysms: Hypocoagulability is a cause of failure. Eur J Vasc Endovasc Surg 1998;16:427-8.
12) Hajarizadeh H, La Rosa CR, Cardullo P, Rohrer MJ, Cutler BS. Ultrasound-guided compression of iatrogenic femoral pseudoaneurysm failure, recurrence, and long-term results. J Vasc Surg 1995;22:425-30.
13) Kumins NH, Landau DS, Montalvo J, et al. Expanded indications for the treatment of postcatheterization femoral pseudoaneurysms with ultrasound-guided compression. Am J Surg 1998;172:131-6.
14) Paulson EK, Kliewer MA, Hertzberg BS, et al. Ultrasonographically guided manual compression of femoral artery injuries. J Ultrasound Med 1995;14:653-9.
15) Ugurluoglu A, Katzenschlager R, Ahmadi R, et al. Ultrasound guided compression therapy in 134 patients with iatrojenic pseudo-aneurysms: Advantage of routine duplex ultrasound control of puncture site following transfemoral catheterization.Vasa 1997;26:110-6.
16) Oelerich M, Lentschig MG, Vestring T, Peters PE. The color Doppler-guided compression therapy of pseudoaneurysms. The authors own experiences and a review of the literature. Rofo Fortschr Geb Rontgenstr Neven Bildgeb Verfahr 1996;165:484-90.