CERRAHİ TEKNİK
On üç yıldır hemodiyaliz uygulanan 74 yaşındaki
kadın hasta, kalıcı kateter yerleştirilmek üzere
kliniğimize yatırıldı. Tüm santral venöz yollar kullanılmasına
rağmen hastanın son hemodiyalizi yetersiz
vasküler ulaşım nedeni ile yapılamamıştı. Hasta birçok kez abdominal ameliyat geçirdiği için periton
diyalizi de yapılamıyordu. Hastaya transsternal kalıcı
kateter uygulanması önerildi ve onam belgesi alındı.
Genel anestezi sonrasında, üst ministernotomi yapıldı
(Şekil 1a). Öncelikle trunkus brakiyosefalikusa ponksiyon
yapıldı. Fakat stenoz nedeni ile vena kava superior
içerisine kılavuz (guide) teli ilerletilemedi. Daha
sonra perikard açıldı ve muhtemelen geçirilmiş üremik
perikardit nedeniyle perikardın kalbe yapışık olduğu
gözlendi. Yapışıklıklar açıldı ve superior vena kavaya
ulaşıldı. Superior vena kava üzerine bir kese ağzı dikişi
kondu ve içerisinden sağ atriyuma kılavuz teli ilerletildi.
Sağ infraklaviküler bölgeden juguluma doğru bir
tünel oluşturuldu. Bu tünel içerisinden öncelikle kılavuz
teli sağ infraklaviküler bölgeye getirildi. Kılavuz
teli üzerinden kalıcı kateter klavikula üstünden öncelikle
juguluma ilerletildi. Daha sonra kateter sağ
atriyuma kılavuz teli üzerinden kaydırılarak ilerletildi
ve kese ağzı dikişi bağlandı. Pozisyonu sabitlelemek
için tespit dikişleri kondu ve bağlandı (Şekil 1b, c).
Titizlikle yapılan kanama kontrolünü takiben dren
kondu. Sternum tellendi ve hasta kapatıldı. Kateterin
pozisyonu telekardiyogram ile kontrol edildi (Şekil 1d).
Hastanın ameliyat sonrası dönemi sorunsuz seyretti ve ertesi gün yerleştirilen kateter üzerinden yeterli hemodiyaliz
yapıldı.
Kalıcı kateterler için sıklıkla juguler, subklaviyan ve femoral venler kullanılmaktadır. Eğer bu venler kullanılmış ise periton diyalizi yapılamıyorsa transhepatik[2] ve translumbal[3] yollar kullanılabilmektedir. Bilindiği gibi transhepatik ve translumbal yollar teknik olarak zordur ve ciddi komplikasyonlara yol açabilmektedir. Valencia ve ark.[4] innominate ve trunkus brakiyosefalikus yollarını tanımlamış ve pnömotoraks ve şilotoraks gibi komplikasyonlar görülebildiğini bildirmişlerdir. Archundia ve ark.[5] ilk defa sağ parasternal yaklaşımı tanımlamışlar ve Restrepo Valencia ve ark.[1] da aynı yolu kullanarak tüm supradiyafragmatik ve infradiyafragmatik yolları tükenmiş olan hastalarda, sağ atriyuma kateter yerleştirmişlerdir. Bu teknik ile hemotoraks ve pnömotoraks gibi komplikasyonlar olabilmekte ve ameliyat sonrası dönemde ciddi ağrı sorunları olabilmektedir.
Biz üst ministernotomi yolu ile vena kava superiora transsternal kateter yerleştirdik. Bu teknik, daha önce kalp cerrahisi geçirmemiş olan hastalarda kolayca uygulanabilecek bir tekniktir. Ameliyat sonrası ağrı kontrolü anterior torakotomiden daha kolay olduğu için hastalar çok daha erken mobilize edilmekte ve daha erken taburcu edilebilmektedir. Özellikle diyalizi eksik kalan olgularda aynı gün bile yeterli hemodiyaliz yapılabilmektedir. Transsternal kateter yerleştirilmesi ile hemodiyaliz için yeterli kan akımı sağlanabilmektedir. Bizce tüm santral yolları tükenmiş hastalarda transsternal kateter yerleştirilmesi, cerrahların dağarcığında bulundurulması gereken bir tekniktir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Restrepo Valencia CA, Buritica Barragán CM, Arango A.
Catheter in the superior vena cava for hemodialysis as a last
resort in superior hemithorax. Nefrologia. 2010;30:463-6. doi: 10.3265/Nefrologia.pre 2010.10452. [Abstract]
2) Stavropoulos SW, Pan JJ, Clark TW, Soulen MC, Shlansky-
Goldberg RD, Itkin M, et al. Percutaneous transhepatic
venous access for hemodialysis. J Vasc Interv Radiol
2003;14:1187-90.
3) Rodriguez-Cruz E, Bonilla M, Perez J. Percutaneous
translumbar inferior vena cava catheter placement for longterm hemodialysis treatment. Pediatr Nephrol 2007;22:612-5.