Diagnosis was radiologically made. The cases were undenwent to plication transthoracally. The mean hospital stay was 6.4 days. Relief in symptoms and increase in values VC and PO2 were seen postoperatively in the third month.
Plication is taken as on effective and necessary method in symtomatic patients in order to restore diaphragmatic position.
Biz semptomları olan ve laboratuvar yöntemlerle hipoksemisi gösterilen hastalarımızda cerrahi tedavi olarak diyafragma plikasyonu uyguladık. Bu çalışmada amacımız Diyafragma paralizisi olan hastalarımızda, diyafragma plikasyonunun klinik ve laboratuvar sonuçlarını gözlemlemek ve bundan sonraki olguların tedavisine yön vermekti.
Respiratuar ve gastrointestinal sistem semptomlarıyla başvuran hastalarda, tanı için, ön arka akciğer grafileri ve "sniff" testi kullanıldı. Bütün olgularda solunum fonksiyon testi ve radiyal arter ponksiyonlarıyla alınan arteryel kandan PO2 ve PCO2 analizleri yapıldı.
Olguların paralizi-evantrasyonu ayrımı için daha önce geçirilmiş cerrahi işlem veya intratorasik neoplastik hastalık, travma, doğum travması, araştırıldı.
Bütün olgularda torakotomi yapılarak diyafragmatik pilikasyon uygulandı. Posterolateral torakotomi 7 veya 8 interkostal aralıktan yapıldı. Diyafragma toraks içinde yukarı doğru eleve olduğu görüldü. 00 ipek sütürlerde 7 veya 8 sıra; posteromedialden anterolaterale doğru frenik sinir liflerini çaprazlayan şekilde ve travmatize etmemeye dikkat edilerek her bir sırada 6-7 kez iğneyi diyafragmadan geçirerek sütürler askıya alındı (Resim 1). Sütürlerin hepsi birden yavaş yavaş gerilip diyafragma üzerinde frenik sinir dallarına paralel pilikasyon sağlandı (Resim 2). Düğümler oturturulduktan sonra diyafragma pozisyonunun restore edilmiş olduğu görüldü (Resim 3). Bir adet göğüs tüpü konarak toraks kapatıldı.
Hastalar postoperatif üçüncü ayda tekrar solunum fonksiyon testinde vital kapasite ve kan gazı analizinde PO2 ve Pco2 ile değerlendirildi, İstatistikler için t testi kullanıldı.
Olguların ikisinde torakoservikal travma, diğerinde aynı taraf hemitoraksta kist hidatik nedeniyle geçirilmiş cerrahi işlem mevcuttu. Bir diğer olgu timoma nedeniyle operasyon geçirmişti. Bu dört olguda yakınmalar bu olaylardan sonra başlamıştı. Üç olgu, semptomlarının başlangıç zamanını hatırlıyor, fakat buna yakın zamanlarda viral veya bakteriel bir enfeksiyon hatırlamıyordu, bu olgularda, diyafragma paralizisi için, başka bir etyolojik faktör bulunamadı. Üç olgu ise semptomlarla kesin bir başlangıç zamanı hatırlamıyor, fakat zaman içinde dispnede bir miktar artış olduğunu söylüyordu. Kronik obstrüktif akciğer hastalığıda olan bir hastada son altı aydır ortopne yakınması başlamıştı.
Bütün olgularda ön arka akciğer grafilerinde diyafragma yüksekliği vardı. Daha önce kist hidatik nedeniyle torakotomi geçirmiş olgunun ön-arka akciğer grafisi Resim 4'de görülüyor. Skopi altında incelemede ilgili tarafta diyafragma haraketleri görülemedi ve ani derin soluk alma manevrasıyla ("sniff" testi) paradoksal hareket ve mediastinal sallanma görüldü. Olgu ların SFT ve kan PO2 ve PCO2 düzeyleri Tablo 2'deki gibiydi.
Postoperatif ortalama hastanede kalış süresi 6.4 gündü. Hiç bir hastada komplikasyon gelişmedi. Mortalite yoktu. Postoperatif 15 günde ve 3. Ayda akciğer grafisinde bütün hastalarda diyafragmanm pozisyonu iyi olarak gözlendi (Resim 5) Postoperatif 3. aydaki vital kapasite ve kan gazı analizleri Tablo 2'deki gibiydi.
Preoperatif ve postoperatif vital kapasite, PO2, Pco2 değerleri arasındaki farklar her üç parametri içinde ayrı ayrı P<0.01 ve anlamlı bulundu.
İnfantlarda unilateral diyafragma paralizisi veya evantrasyonu çoğunlukla ventilatör tedavisini gerektirecek solunum yetmezliği yaparken, bilateral olgularda durum çok daha ciddidir [1,2]. İnfantlarda diyafragma paralizisi veya evantrasyonu acil cerrahi tedavisi çoğu zaman endike ve cerrahi tedavi erken ve geç sonuçları yüz güldürücüdür [2,3].
Adultlarda ise diyafragma paralizisinde ve evantrasyonunda semptomlar daha hafiftir. Unilateral hastalık genellikle tolere edilir ve agresif tedavi gerektirmez [1]. Bir grup hastada ise ciddi dispne, ortopne ve hipoksi görülür. Bu hastaların solunum volümlerindeki azalma gösterilebilir [4]. Bizim cerrahi tedavi uyguladığımız hastaların hepsinde dispne mevcuttu ve şikayetlerinin başlangıcından bu yana artma vardı. KOAH ile birlikte bulunan bir hastamızda ortopne mevcuttu. Bu hastaların kan gazları incelemesinde hipoksemi vardı ve solunum fonksiyon testlerinde, özellikle vital kapasitede, azalma şeklinde kendini gösteren restrüktif tipte solunum fonksiyon bozukluğu mevcuttu.
Cerrahi tedavide amaç toraks volümünü genişletmekden çok diyafragmanın paradoksal hareketinin ve buna bağlı mediastinal sallanmanın
engellenmesidir. Bizim olgularımızda postoperatif floroskopik incelemede paradoksal hareketin kaybolduğu görüldü. Diyafragma elevasyonlarının restorasyonunda pilikasyon genellikle kabul gören bir yöntemdir [3,
Semptomatik unilateral diyafragmatik paralizi
ve evantrasyonlu olgularımızda uyguladığımız
transtorakal yolla pilikasyon tekniğinin iyi
postoperatif sonuçları olan güvenli ve kolay bir
yöntem olduğu sonucuna vardık.
1) Shields TW. Diaphragmatic Function, Diaphragmatic Paralysis and Evantration of the Diaphragm. In Shields TW (ed): General Thoracic
Surgery. Baltimore: Williams and Wilkins, 1994,
pp 607-611.
2) Smith CD, Sade RM, Crowford FA, et al. Diaphragmatic Paralysis and Evantration in Infants. J Thorac Cardiovasc Surg 1986; 91: 490-
497.
3) Stone KS , Brown JW, Canal DF, et al. Long-
term Fate of the Diaphragm Surgically Plicated
During Infancy and Early Childhood. Ann
Thorac Surg 1987; 44: 62-67.
4) Graham DR, Kaplan D, Evans CC, et al. Diaphragmatic Plication for Unilateral Diaphragmatic Paralysis: A 10-Year Experience. Ann
Thorac Surg 1990; 49: 248-52.
5) Glassman LR, Spencer FC, Baumann FG, et al.
Successful Plication for Postoperative Diaphragmatic Paralysis in an Adult, 1994; 58:1754-1755.
6) Maxson T, Robertson R, Wagner CW. An Improved Method of Diaphragmatic Plication.
Surg Gynec Obs 1993; 177: 621-622.
7) Solak H. Diafragma Hastalıkları. In Solak H
(Ed) Göğüs Cerrahisi. Kuzucular Ofset Konya,
1993 pp 251-200.