Methods: A total of 1263 popliteal arteries of 690 patients (566 males, 124 females; mean age 64 years; range 8 to 85 years) for whom all clinical data were available and who underwent lower extremity digital subtraction angiography in our department between February 2001 and November 2010 were investigated retrospectively. The diseases that affect popliteal arteries were classified as atherosclerosis, aneurysm, trauma, acute thromboembolism, popliteal entrapment syndrome, Buerger's disease and other forms of vasculitis. The clinical symptoms and treatment methods of the patients were evaluated in the light of the above-mentioned findings.
Results: Lesions were found in 731 arteries in the digital subtraction angiographic examination of 1263 arteries in total. Of these lesions 695 were atherosclerosis lesions, nine were aneurysms, 12 were traumas, two were acute thromboembolus, two were entrapment syndromes and 10 were Buerger's disease lesions.
Conclusion: Digital subtraction angiography is a valuable method in the diagnosis of popliteal artery disease and effective in determining the treatment method.
Popliteal arteri etkileyen hastalıklar tüm arteriyel sistemde izlenebilen genel patolojiler olabilir, fakat arterin diz eklemine yakın komşuluğuna ve histopatolojik yapısına bağlı olarak kendine özgü farklı klinik ve radyolojik karakteristikleri de vardır. Popliteal artere ait lezyonlar ortak klinik bulgu ve semptomlara yol açarak benzeşebilirler. Radyolojik inceleme ile yapılan ayırıcı tanı, tedaviyi yönlendirmede ekstremite kurtarıcı öneme sahip olabilir.
Biz bu çalışmada popliteal arteri etkileyen hastalıkları inceleyerek, klinik ve anjiyografik bulgularını, ayırıcı tanılarını, tedavi yöntemlerini literatür ışığında gözden geçirmeyi amaçladık.
Anjiyografik inceleme
Anjiyografik incelemeler iki anjiyografi cihazında
gerçekleştirildi (Integris V3000; Philips
Medical Systems, France ve Toshiba, Infinix, Japan).
İncelemelerde 1024x1024 piksel görüntüleme matriksi
kullanıldı. İşlem öncesi nabızlar muayene edilerek
femoral arterden, femoral giriş yapılamadığında aksiller
arterden 5-F kılıf ile arteriyel giriş yapıldı. Alt ekstremite
arterleri, stepping yöntemi[4] ile veya tek/multipl enjeksiyonlarla
ardışık görüntüleme yapılarak incelendi.[5]
Klinik olarak popliteal arter tuzak sendromu (PATS)
şüphesi olan hastaların tümüne ek provokasyon manevraları
yapıldı. İşlem için kullanılan toplam kontrast
madde dozu 90-150 ml arasında değişmektedir. İşlem
sonrasında anjiyografik görüntüler iş istasyonlarında
(Integris V3000, Philips Medical Systems, France and
Toshiba, Infinix, Japan) incelendi ve gerekli ölçümler
ve subtraksiyon optimizasyonu yapıldı. Arteriyografiler,
popliteal arterin aterosklerotik daralma ve oklüzyonları,
dıştan basılar ve diğer patolojiler açısından girişimsel
radyolojide 12 ve üç yıl deneyimli iki radyoloji uzmanı
tarafından incelendi.
Tablo 1: Popliteal arter lezyonlarının sınıflandırılması ve dağılımları
Toplam 695 popliteal arterde (%55) aterosklerotik hastalık saptandı. Aterosklerotik tutulum gösteren arterlerin 420’sinde (%60) %50’nin altında darlık, 137’sinde (%19) %50’nin üzerinde darlık, 138’inde (%19) tam tıkanma olarak izlendi (Tablo 2). Hastaların yaş ortalaması 63 (dağılım 44-87) idi. On hastada popliteal artere yönelik perkütan transluminal anjiyoplasti (PTA) uygulandı (Şekil 2). Bu hastaların tümünde iliyak ve femoral arterlerde multipl segmental aterosklerotik değişiklikler vardı, klinik olarak Fontaine 2b-4 bulguları saptandı. Perkütan transluminal anjiyoplasti sonrası tüm hastalarda stenoz düzeyinin %20’nin altına gerilediği ve distal akımın düzeldiği gözlendi. Hastalarda komplikasyon izlenmedi, hiçbir hastaya stent uygulanmadı.
Tablo 2: Popliteal arter aterosklerotik hastalığında lezyonların dağılımları
Yedi hastada (6 erkek, 1 kadın; ort. yaş 63 yıl; dağılım 32-68) toplam dokuz arterde (%0.6) popliteal arter anevrizması (PAA) saptandı. Anevrizmaların altısı aterosklerotik gerçek anevrizma, üçü travmaya sekonder psödoanevrizma idi. Aterosklerotik anevrizması olan hastalardan ikisinde iki taraflı PAA (Şekil 3), birinde de eşlik eden abdominal aort anevrizması saptandı (Şekil 4). Tek kadın hasta travmatik psödoanevrizma idi (Şekil 5). Gerçek PAA hastalarının ikisinde Fontaine 1 ve 3 bulgular saptanırken, iki hasta asemptomatikti.
Yirmi beş ve 27 yaşlarında iki erkek hastada (%0.15) popliteal arter tuzak sendromu saptandı. Tuzak sendromları iki taraflı fakat asimetrik idi. İki hastada da iki ve bir yıldır tek bacakta daha belirgin olan egzersizle artan ağrı yakınması vardı. Her iki hastada Doppler ultrasonografi (USG) ile klinik yakınmanın fazla olduğu ekstremitede popliteal düzeyde intimal hiperplazi şeklindeki erken aterosklerotik değişiklikler ve non-kalsifik plak oluşumları izlendi. Hastalarda semptomların daha az olduğu diğer bacaklarda dinlenim sırasında popliteal arter normal olarak izlendi. Bir hastada stres manevrası ile USG’de luminal daralma izlenirken, diğer hastada manevraya uyumsuzluk nedeniyle görüntüleme yapılamadı (Şekil 6). Dijital çıkarmalı anjiyografide her iki hastada popliteal arterde dinlenimde düzgün konturlu daralma saptanırken, plantar fleksiyon veya ekstansiyon şeklinde alınan stres görüntülerde ise tıkanma gözlendi (Şekil 7).
On iki arterde (%0.9) popliteal arter travması izlendi. Tüm hastalarda (9 erkek, 3 kadın ort. yaş 39 yıl; dağılım 13-66 yıl) tek taraflı tutulum vardı. Dokuz arterde (%75) tam tıkanma veya kritik darlık izlenirken (Şekil 8), üç arterde kritik olmayan darlık saptandı (Şekil 9). Travmatik psödoanevrizmalar üç adet idi ve anevrizma başlığı altında değerlendirildi.
Kırk ve 66 yaşında iki kadın hastada tek taraflı kardiyak kaynaklı (%0.15) akut tromboemboli saptandı (Şekil 10).
Sekiz erkek hastada (ort. yaş 38 yıl; dağılım 32-55) toplam 11 arterde (%0.8) Buerger hastalığı izlendi (Şekil 11).
Aterosklerotik hastalık
Aterosklerotik hastalık alt ekstremitenin diğer
arterlerinde olduğu gibi popliteal arterin de en sık
görülen hastalığıdır. Klinik olarak anlamlı (çapta
%50’den fazla daralma) veya anlamlı olmayan (çapta
%50’den az daralma) daralmalar ve tam tıkanma
olarak sınıflandırılır. Klinik değişkendir ve hastalar
tutulumun miktarına, diğer vasküler segmentlerde
eşlik eden patoloji olup olmamasına bağlı olarak
aralıklı klaudikasyo veya kritik iskemi ile başvurabilirler.[6] Klinik değerlendirmede Fontaine sınıflaması
yaygın olarak kullanılmaktadır (Tablo 3). Radyolojik
olarak tanıda Doppler USG ve anjiyografik yöntemler
kullanılır. Tedavi, klinik ve radyolojik bulgulara
göre şekillendirilir. Perkütan transluminal anjiyoplasti
günümüzde aterosklerotik popliteal arter lezyonlarının
tedavisinde cerrahiye en önemli alternatif durumundadır.[6,10-12] Perkütan transluminal anjiyoplasti uyguladığımız
10 hastanın yedisinde 10 cm’den kısa segmentte
%50’nin üzerinde darlık var iken, üçünde 5 cm’den
kısa segmentte tam tıkanma vardı. Hastaların tümünde
optimal popliteal revaskülarizasyon komplikasyonsuz
gerçekleştirildi. Literatürde, distal akımın yeterli olduğu
popliteal arter stenozlarında PTA sonuçları iyi iken,
distal akımın kötü olduğu yoğun kalsifik, okluzif lezyonlarda
sonuçlar yüz güldürücü olmaktan uzaktır.[13,14]
Popliteal arter stenozlarında stentleme önerilen bir
yöntem değildir. Diz ekleminin fleksiyonu ile popliteal
arterde yoğun bükülme stresi meydana gelir ve bu
faktör stentlemenin uzun dönem başarısında belirgin
düşmeye neden olmaktadır.[15-17] Bizim çalışmamızda
distal akımı yeterli olmayan olgular cerrahiye yönlendirildi
ve hiçbir olguya stent uygulanmadı.
Tablo 3: Fontaine sınıflamasına göre klinik şematizasyon
Popliteal arter anevrizması
Popliteal arter anevrizması, arter çapının 7 mm’nin
üzerinde olması veya normal kalibrasyonun 1.5 katı
genişlemesi olarak tanımlanmıştır. En sık saptanan (%85) periferal arter anevrizmasıdır.[6,18] Popliteal arter
anevrizmaları gerçek veya psödoanevrizma olarak
sınıflanır. Psödoanevrizmalar travmatiktir.[19] Görülme
yaşı 6. ve 7. dekatlardır, erkek/kadın oranı 10:1 ile 30:1
arasında değişmektedir.[20,21] Bizim olgularımızda yaş
ortalaması 63 idi. Erkek/kadın oranında saptadığımız
6:1 oranı olgu sayısının azlığına ve çalışmanın psödoanevrizmaları da kapsamasına bağlanabilir. Literatürde
Trickett ve ark.[22] 65-80 yaş aralığındaki erkek hastalar
için bulduğu PAA insidansı %1 iken, bizim çalışmamızda
%0.6 oranında izlenmesi olgu grubumuzun seçilmiş
olmamasından kaynaklanmaktadır. Popliteal arter
anevrizmalarının tanısında önerilen yöntem Doppler
USG’dir. Dijital çıkarmalı anjiyografide anevrizma
tanısından çok anevrizmatik segmentin distalindeki
akımın görüntülenmesi için kullanılır.[23] Dijital çıkarmalı
anjiyografide anevrizmal lümendeki trombusa
bağlı olarak kontrastlanan arter çapı normal olabilir ve
bu yanlış negatif sonuçlara yol açabilir. Çalışmamız
DÇA görüntüler baz alınarak yapıldığından insidansdaki
azlığın diğer nedeni bu olabilir. Popliteal arter
anevrizmaları iki taraflı olabilir. Literatürde bu oran
%50 ile %70 arasındadır.[6,23] Biz gerçek anevrizması
olan hastalarımızın iki tanesinde iki taraflı anevrizma
saptadık (%50). Popliteal arter anevrizması olan hastaların
yaklaşık %30-50’sinde abdominal aort anevrizması
görülür.[24] Bu birliktelik, teorik olarak popliteal arter
duvarının periferik arterlerin tersine musküler yapıda
olmayıp, abdominal aort ile benzer şekilde elastik
yapıda olması ile açıklanmıştır.[25] Bu nedenle PAA
saptanan hastalarda abdominal aortun radyolojik incelemesi
önemlidir. Biz hastalarımızdan birinde (%12.5)
abdominal aort anevrizması saptadık. Popliteal arter
anevrizması olgularımızda iki taraflılık ve abdominal
aort anevrizması saptama oranın düşüklüğü hasta
grubumuzda psödoanevrizma sayısının görece olarak
yüksek olması ile açıklanabilir.
Tanı sırasında aterosklerotik PAA hastalarının yaklaşık %45’i asemptomatiktir.[26] Bizim olgularımızda bu oran %50 idi. Artmış trombüs ve distal embolizasyon nedeniyle asemptomatik hastaların da tümüne cerrahi düzeltme önerilir. Bizim olgularımızda bir hasta genel durumunun cerrahiye uygun olmaması nedeniyle takibe alındı. Diğer hastalar ameliyat edildi.
Popliteal arter tuzak sendromu
Popliteal arter tuzak sendromu, popliteal arterin
komşuluğundaki gastroknemius kası-tendonu, nadiren
de popliteal kas-tendon ile anormal ilişkisi veya anormal
fibrotik bant sonucu oluşan nadir bir klinik antitedir. Anormal pozisyon alan arter basıya uğrar ve şekil
bozukluğu gösterir.[6] İlk olarak 1879’da bir tıp fakültesi
öğrencisi tarafından tanımlanmasının ardından,[27]
klinik önemi, 1959 yılına kadar anlaşılamamıştır.[28]
Popliteal arter tuzak sendromu insidansı Bouhoutsos ve
Daskalakis’in[29] çalışmasında %0.17 olarak bulunmuştur
ve bizim sonucumuz ile benzerdir (%0.15). Hastalar
tipik olarak gençtir, erkeklerde daha sık izlenir.[30] Bizim
PATS olan iki olgumuz da genç yaşta erkek hastalardı.
Literatürde iki taraflı radyolojik tutulum için %67 ve %81 gibi yüksek oranlar verilmiştir, bizim olgularımızın
her ikisinde de (%100) klinik ve radyolojik bulgular
tek bacakta daha belirgin olmak üzere iki taraflı idi.[31,32]
Popliteal arter tuzak sendromu klinik olarak iskemik
semptomların değişken ve çoğu zaman sadece egzersizle
oluştuğu bir genç yaş hastalığıdır. Bu nedenle tanı
konması zordur. Erken dönemde geçici olan ve sadece
stres görüntülerle ortaya konabilen daralma izlenirken,
geç dönemde kalıcı lezyonlar saptanır (stenoz,
oklüzyon, lokal trombüs ve anevrizma). Popliteal arter
tuzak sendromu tanısında USG’de uygulanan stres
testleri ile tanı konabilir, anevrizmatik-trombotik komplikasyonlar
optimal görüntülenir.[33] Manyetik rezonans
görüntüleme çevre yumuşak dokuyu ve popliteal arter
ile ilişkisini gösterdiği için değerli bir noninvaziv tanı
yöntemidir.[32,34-36] Ameliyat öncesi optimal görüntüleme
için plantar fleksiyon-ekstansiyonda stres DÇA görüntüleme
önerilmektedir.[6,37] Dijital çıkarmalı anjiyografide tipik olarak arter lümeninin stres manevraları ile dinlenim
pozisyonuna göre belirgin lüminal daralma veya
tıkanma gösterdiği gözlenir.
Popliteal arter travması
Popliteal arterin distal femur ve diz eklemine yakınlığı
travmatik kırık ve çıkıklarda ciddi arteriyel yaralanmalara
eğilim yaratır. Popliteal arter travmaları
iskemiye yol açtığında ekstremite kaybı açısından yüksek
risk taşır. Klinikte distal nabızların alınıyor olması
popliteal arter yaralanmasını dışlamaya yetmez.[38,39] Bu
nedenle diz eklemini ilgilendiren travmalarda arteriyel
acil radyolojik görüntüleme hayati önem taşır. Dijital
çıkarmalı anjiyografi travmatik popliteal arter görüntülenmesinde
altın standart yöntemdir.[6] Popliteal arter
yaralanmaları laserasyon, diseksiyon, oklüzyon, trombüs,
arteriyovenöz fistül ve psödoanevrizma şeklinde
olabilir.[40] Bizim çalışmamızda travma nedeni bir hastada
ateşli silah yaralanması, diğerlerinde ise trafik kazası
idi. On iki hastanın yaş ortalaması (39 yıl) diğer hasta
gruplarına göre daha düşüktü. Tüm hastalara acil DÇA
yapıldı. Dijital çıkarmalı anjiyografide kritik darlık veya
oklüzyon saptanan sekiz hasta ve travmatik psödoanevrizma
izlenen üç hasta ameliyat edildi. Travma hastalarının
endovasküler tedavisi iliyak ve femoral arterler için
göz önünde bulundurulması gereken bir seçenek iken,
popliteal arterde trombolitik tedavi dışında henüz yeri
yoktur.[41]
Akut tromboembolik hastalık
Tromboemboliler popliteal arter ve distal segmentlerde
kalibrasyonda oluşan ani incelmeye bağlı olarak
bu bölgeyi tutmaya eğilim gösterirler.[6] Akut trombüsler
genellikle travmatiktir. Emboliler ise genellikle
kardiyak kökenlidir. Diğer kaynaklar ateromatözanevrizmatik
aort ve proksimal arterlerdeki plaklardır.
Çalışmamızda akut oklüzyon semptomları ile başvuran
ve DÇA yapılan iki olguda emboliler kardiyak kaynaklı
idi. Akut tromboembolik hastalıkta erken revaskülarizasyonu
sağlayabilmek için acil görüntüleme önemlidir.
Bulunulan koşullar içerisinde USG, BTA, MRA veya
DÇA gibi radyolojik yöntemlerden hangisi en hızlı
ve uygunsa seçilmelidir. Dijital çıkarmalı anjiyografi
görüntülerde tromboemboli embolik dolma defektine
bağlı tipik ‘menisküs işareti’ veya ani sonlanma oluşturur
(Şekil 12). Trombolitik tedavi cerrahi trombektomiye
alternatif oluşturmaktadır.[42]
Popliteal arteri diğer ekstremite arterlerine göre daha sık tutan diğer bir hastalık kistik adventisyal hastalıktır (KAH). Kistik adventisyal hastalık eklem komşuluğundaki arterleri tutan, arter adventisyasında mukoid kistlerin oluşumu ile karakterize bir hastalıktır.[6] En sık popliteal arteri tutar ve bası bulguları oluşturur.[43] Ultrasonografik olarak stenotik segmenti çevreleyen, Doppler ile akım içermeyen multipl kistlerin görülmesi tanı koydurucudur. Biz kendi çalışmamızda KAH saptamadık. Bunun nedeni hastalığın tanısının ultrasonografik olarak konulmasıdır. Hastalığın tanı ve takibinde anjiyografinin yeri yoktur.
Sonuç olarak, izole popliteal arter hastalıkları bazen klinik olarak tanısı zor fakat gelişen radyolojik yöntemlerle hızlı ve doğru tanı konulabilen patolojilerdir. Doğru ve hızlı tanı konulduğunda cerrahi tedavilerle sonuçlar ekstremite kurtarıcı olabilir. Bu nedenle radyolojik olarak popliteal arter hastalıklarının ve görüntüleme yöntemlerinin bilinmesi hayati önem taşımaktadır.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Barut Ç, Sevinç Ö, Özden H, Cömert H, Esmer AF,
Tekdemir İ, et al. Surgical anatomy and bifurcation patterns of
the popliteal artery: an anatomical study. Turkiye Klinikleri J
Med Sci 2009;29:338-43.
2) Kil SW, Jung GS. Anatomical variations of the popliteal
artery and its tibial branches: analysis in 1242 extremities.
Cardiovasc Intervent Radiol 2009;32:233-40.
3) Diaz JA, Villegas M, Tamashiro G, Micelli MH, Enterrios D,
Balestrini A, et al. Flexions of the popliteal artery: dynamic
angiography. J Invasive Cardiol 2004;16:712-5.
4) Wang Y, Lee HM, Khilnani NM, Trost DW, Jagust MB,
Winchester PA, et al. Bolus-chase MR digital subtraction
angiography in the lower extremity. Radiology 1998;207:263-9.
5) Morasch MD, Collins J, Pereles FS, Carr JC, Eskandari MK,
Pearce WH, et al. Lower extremity stepping-table magnetic
resonance angiography with multilevel contrast timing and
segmented contrast infusion. J Vasc Surg 2003;37:62-71.
6) Wright LB, Matchett WJ, Cruz CP, James CA, Culp WC,
Eidt JF, et al. Popliteal artery disease: diagnosis and
treatment. Radiographics 2004;24:467-79.
7) Holden A, Merrilees S, Mitchell N, Hill A. Magnetic
resonance imaging of popliteal artery pathologies. Eur J
Radiol 2008;67:159-68.
8) Beregi JP, Djabbari M, Desmoucelle F, Willoteaux S,
Wattinne L, Louvegny S. Popliteal vascular disease: evaluation
with spiral CT angiography. Radiology 1997;203:477-83.
9) Dousset V, Wehrli FW, Louie A, Listerud J. Popliteal artery
hemodynamics: MR imaging-US correlation. Radiology
1991;179:437-41.
10) Pentecost MJ, Criqui MH, Dorros G, Goldstone J,
Johnston KW, Martin EC, et al. Guidelines for peripheral
percutaneous transluminal angioplasty of the abdominal
aorta and lower extremity vessels. A statement for health
professionals from a special writing group of the Councils on
Cardiovascular Radiology, Arteriosclerosis, Cardio-Thoracic and Vascular Surgery, Clinical Cardiology, and Epidemiology
and Prevention, the American Heart Association. Circulation
1994;89:511-31.
11) Clark TW, Groffsky JL, Soulen MC. Predictors of long-term
patency after femoropopliteal angioplasty: results from the
STAR registry. J Vasc Interv Radiol 2001;12:923-33.
12) Grimm J, Müller-Hülsbeck S, Jahnke T, Hilbert C, Brossmann
J, Heller M. Randomized study to compare PTA alone
versus PTA with Palmaz stent placement for femoropopliteal
lesions. J Vasc Interv Radiol 2001;12:935-42.
13) Johnston KW. Femoral and popliteal arteries: reanalysis of
results of balloon angioplasty. Radiology 1992;183:767-71.
14) Günther RW, Vorwerk D, Bohndorf K, Peters I, el-Din
A, Messmer B. Iliac and femoral artery stenoses and
occlusions: treatment with intravascular stents. Radiology
1989;172:725-30.
15) Gray BH, Olin JW. Limitations of percutaneous transluminal
angioplasty with stenting for femoropopliteal arterial
occlusive disease. Semin Vasc Surg 1997;10:8-16.
16) Vroegindeweij D, Vos LD, Tielbeek AV, Buth J, vd Bosch HC.
Balloon angioplasty combined with primary stenting versus
balloon angioplasty alone in femoropopliteal obstructions: A
comparative randomized study. Cardiovasc Intervent Radiol
1997;20:420-5.
17) Zollikofer CL, Antonucci F, Pfyffer M, Redha F, Salomonowitz
E, Stuckmann G, et al. Arterial stent placement with use
of the Wallstent: midterm results of clinical experience.
Radiology 1991;179:449-56.
18) Szilagyi DE, Schwartz RL, Reddy DJ. Popliteal arterial
aneurysms. Their natural history and management. Arch
Surg 1981;116:724-8.
19) Sandoval E, Ortega FJ, García-Rayo MR, Resines C. Popliteal
pseudoaneurysm after total knee arthroplasty secondary to
intraoperative arterial injury with a surgical pin: review of
the literature. J Arthroplasty 2008;23:1239.e7-11.
20) Diwan A, Sarkar R, Stanley JC, Zelenock GB, Wakefield
TW. Incidence of femoral and popliteal artery aneurysms
in patients with abdominal aortic aneurysms. J Vasc Surg
2000;31:863-9.
21) Friesen G, Ivins JC, Janes JM. Popliteal aneurysms. Surgery
1962;51:90-8.
22) Trickett JP, Scott RA, Tilney HS. Screening and management
of asymptomatic popliteal aneurysms. J Med Screen
2002;9:92-3.
23) Wain RA, Hines G. A contemporary review of popliteal
artery aneurysms. Cardiol Rev 2007;15:102-7.
24) Galland RB. Popliteal aneurysms: from John Hunter to the
21st century. Ann R Coll Surg Engl 2007;89:466-71.
25) Debasso R, Astrand H, Bjarnegård N, Rydén Ahlgren A,
Sandgren T, Länne T. The popliteal artery, an unusual
muscular artery with wall properties similar to the aorta:
implications for susceptibility to aneurysm formation? J Vasc
Surg 2004;39:836-42.
26) Bowrey DJ, Osman H, Gibbons CP, Blackett RL.
Atherosclerotic popliteal aneurysms: management and
outcome in forty-six patients. Eur J Vasc Endovasc Surg
2003;25:79-81.
27) Stuart TP. Note on a Variation in the Course of the Popliteal
Artery. J Anat Physiol 1879;13:162.
28) Hamming JJ, Vink M. Obstruction of the popliteal artery at
an early age. J Cardiovasc Surg (Torino) 1965;6:516-24.
29) Bouhoutsos J, Daskalakis E. Muscular abnormalities
affecting the popliteal vessels. Br J Surg 1981;68:501-6.
30) Fowl RJ, Kempczinski RF. Popliteal artery entrapment. In:
Rutherford RB, editor. Vascular surgery. 5th ed. Philadelphia:
Saunders; 2000. p. 1087-93.
31) Rosset E, Hartung O, Brunet C, Roche PH, Magnan PE,
Mathieu JP, et al. Popliteal artery entrapment syndrome.
Anatomic and embryologic bases, diagnostic and therapeutic
considerations following a series of 15 cases with a review of
the literature. Surg Radiol Anat 1995;17:161-9, 23-7. [Abstract]
32) Kim HK, Shin MJ, Kim SM, Lee SH, Hong HJ. Popliteal
artery entrapment syndrome: morphological classification
utilizing MR imaging. Skeletal Radiol 2006;35:648-58.
33) Marzo L, Cavallaro A, Mingoli A, Sapienza P, Tedesco M,
Stipa S. Popliteal artery entrapment syndrome: the role of
early diagnosis and treatment. Surgery 1997;122:26-31.
34) Ozkan U, Oğuzkurt L, Tercan F, Pourbagher A. MRI and
DSA findings in popliteal artery entrapment syndrome.
Diagn Interv Radiol 2008;14:106-10.
35) Atilla S, Ilgit ET, Akpek S, Yücel C, Tali ET, Işik S. MR
imaging and MR angiography in popliteal artery entrapment
syndrome. Eur Radiol 1998;8:1025-9.
36) Tercan F, Oğuzkurt L, Kizilkiliç O, Yeniocak A, Gülcan O.
Popliteal artery entrapment syndrome. Diagn Interv Radiol
2005;11:222-4.
37) Gourgiotis S, Aggelakas J, Salemis N, Elias C, Georgiou
C. Diagnosis and surgical approach of popliteal artery
entrapment syndrome: a retrospective study. Vasc Health
Risk Manag 2008;4:83-8.
38) Moursi MM. Blunt arterial injuries to the knee. In: Ernst CB,
editor. Current therapy in vascular surgery. 4th ed. St Louis:
Mosby; 2001. p. 614-8.
39) Kaufman SL, Martin LG. Arterial injuries associated with
complete dislocation of the knee. Radiology 1992;184:153-5.
40) Kaklıkaya İ, Özdemir R, Filizlioğlu H, Özcan F. Traumatic
arteriovenous fistulas; treatment and follow up. Turkiye
Klinikleri J Med Sci 1996;16:387-90.
41) Hutto JD, Reed AB. Endovascular repair of an acute blunt
popliteal artery injury. J Vasc Surg 2007;45:188-90.