Çalışma planı: Çalışma için 60 hasta rastgele seçildi ve İTA çıkarılış yöntemine göre iki farklı gruba ayrıldı. İlk grupta [klipleme yapılan grup (KG); n=38] İTA pediküllü olarak hazırlandı, distal bölüm kliplendi, kesildi ve papaverin emdirilmiş spanç içinde anastomoz zamanına dek bekletildi. İkinci grupta [perfüze grup, (PG); n=22] ise İTA çıkarılması sonrasında greft kesilmedi ve anastomoz zamanına kadar göğüs içerisinde perfüse halde bekletildi. İnternal torasik arterlerin anastomozundan hemen önce 1 mm uzunlukta bir ITA halkası kesildi ve %2.5'lik glutaraldehide solüsyonunda muhafaza edildi. Örneklerin histolojik tarifleri belirtilen alt gruplara göre yapıldı: (i) Tamamen sağlam endotel; (ii) parçalı olarak sağlam endotel; (iii) gevşek ağsı yapıda endotel; (iv) endotel adacıklı ve (v) endotel yokluğu.
Bulgular: Klipleme yapılan grupta sekiz hastada farklı derecelerde histopatolojik bulgu kaydedildi (%21.05). Perfüze grupta İTA histopatolojik incelemelerinde iki hastada (%9.09) endotelyal veya subadventisiyal patoloji saptandı. İnternal torasik arterlerin en önemli histopatolojik bulguları; endotelde vakuolizasyon, intimal kalınlaşma veya intimal ayrılma, subendotelyal ödem, hücre sitoplazması ve mitokondrilerde ödem idi.
Sonuç: İnternal torasik arterin çıkarılması sonrasında kliplenmesi hücre iskeletinin düzeninde bozulmaya yol açabilir. Çalışmamız göstermiştir ki; standart yöntemle çıkarılan İTA konduitlerinde ani yapılan oklüzyon fizyolojik olmayan bir durum oluşturmakta, kan hücre elemanlarıyla endoteldeki bu patolojik süreçte endotel devamlılığında bozulma olabilmektedir.