Çalışma planı: Ciddi aort darlığı tanısı olan 85 hasta üç gruba ayrılarak incelendi [Grup 1, mekanik AKR (n=31); Grup 2, stentsiz biyolojik AKR (n=34); Grup-3, stentli biyolojik AKR (n=20)]. Ameliyat öncesi ve AKR sonrası altıncı ayda sol ventrikül geometrisi ve işlevlerini değerlendirmek üzere transtorasik ekokardiyografi yapıldı. Çalışmanın birincil sonlanım noktası altıncı ayda sol ventrikül kütle indeks (SVKİ) değişiklikleri ve ikincil sonlanım noktaları NYHA (New York Heart Association) fonksiyonel sınıflaması, transvalvüler gradiyentler, aort kapak alanı, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) ve çapları, septum kalınlığı ve efektif orifis alan indeksi (EOAİ) olarak belirlendi.
Bulgular: Altıncı ayda NYHA fonksiyonel sınıfı tüm gruplarda anlamlı düzelme gösterdi. Altıncı aydaki ekokardiyografik değerlendirmelerde ΔSVEF (p=0.52), ΔSVDSÇ (p=0.24), ΔSVSSÇ (p=0.86), Δseptum kalınlığı (p=0.25) açısından gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu. Efektif orifis alan indeksi anlamlı olarak stentsiz grupta, diğer gruplara kıyasla, yüksek bulundu (p=0.002). ΔSVKİ’nin mekanik ve stensiz biyolojik kapaklarda, stentli biyolojik AKR’lere oranla daha ileri düzeyde olduğu saptandı (p=0.042). Anulus çapı 25 mm’nin altındaki hastalar değerlendirildiğinde, stentsiz biyolojik AKR’lerde, diğer gruplara kıyasla, ΔSVKİ’nin daha da belirgin düzeyde azaldığı gösterildi (p=0.029).
Sonuç: Stentsiz biyolojik AKR’lerin implantasyonu için daha uzun iskemi süresi gerekmesine karşın, SVKİ’lerdeki gerileme, özellikle dar aort kökü olan hastalarda, stentli benzerlerine kıyasla, daha belirgindir.