Çalışma planı: Retrospektif bir incelemeyle Ocak 2009 ve Ekim 2013 tarihleri arasında RSVA tamiri geçirmiş 19 hasta (15 erkek, 4 kadın; ort. yaş 28±12; dağılım 14-55 yaş) belirlendi. Rüptüre sinüs Valsalva anevrizması 17 hastada (%89.4) sağ koroner sinüsten, iki hastada (%10.5) nonkoroner sinüsten kaynaklanmaktaydı. Rüptüre sinüs Valsalva anevrizması hastaların hiçbirinde sol koroner sinüsten kaynaklanmamaktaydı. On bir hastada (%57.8) en yaygın olay sağ ventrikül rüptürüyken sekiz hastada (%42.10) sağ atriyum rüptürüydü. Yaygın ilişkili defektler iki hastada (%10.7) subaortik ventriküler septal defekt, yedi hastada (%36.8) aort yetmezliği ve bir hastada (%5.2) triküspid yetmezliği idi. Onarım için bikameral yaklaşım kullanıldı. Rüptüre sinüs Valsalva anevrizması tüm olgularda genişletilmiş politetrafloroetilen yama ile onarıldı. Yedi hastada aort kapağı, bir hastada triküspid değiştirildi.
Bulgular: Hastane mortalite oranı %5.2 idi. Süresi bir ay ila 4.5 yıl arasında değişen takip, sağ kalanların %94.3’ü (n=18) ile yapıldı. Gerçek sağkalım oranı %95 idi. Tekrar ameliyattan uzak yaşam oranı %100 idi.
Sonuç: Rüptüre sinüs Valsalva anevrizması için en iyi tedavi seçeneğinin cerrahi tamir olduğu anlaşılmaktadır. Tanıdan sonra hızlı cerrahi girişim başarılı sonuçlar sağlayabilir.