Çalışma planı: Ocak 2010 - Haziran 2011 tarihleri arasında akciğer rezeksiyonu geçirmiş 151 akciğer kanseri hastası içerisinden kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan 23 erkek hasta (ort. yaş 62.0±6.9 yıl) çalışma grubuna dahil edilir iken kronik obstrüktif akciğer hastalığı olmayan 24 hasta (22 erkek, 2 kadın; ort. yaş 55.9±9.7 yıl) rastgele kontrol grubu olarak seçildi. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalardan 14’ü lobektomi, dokuzu pnömonektomi geçirdi. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olmayan 18 hastaya lobektomi uygulanır iken diğer altı hasta pnomonektomi geçirdi. Öngörülen ameliyat sonrası akciğer fonksiyonları ameliyat sonrası bir, beş ve 10. günlerde ve bir, üç ve altıncı aylarda ölçüldü ve değerlendirildi. Cerrahi sürecin özellikleri, komplikasyonlar, mortalite ve ilgili veriler kaydedildi.
Bulgular: Ameliyat sonrası beşinci günde gerçek akciğer kapasitesi değerleri eşik değerden ve öngörülen ameliyat sonrası değerlerden düşük idi. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan ve olmayan hastalar arasında ameliyat sonrası akciğer fonksiyonu açısından anlamlı farklılık yok idi. Pnömoni varlığı kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve düşük karbon monoksit difüzyon kapasitesi ile ilişkili idi (p=0.007).
Sonuç: Çalışmamız ameliyat sonrası <%45 karbon monoksit difüzyon kapasitesi düzeyinin komplikasyonları artırabileceğini gösterdi. Titiz bir değerlendirme ile kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan akciğer kanseri hastaları, bu hastalığı olmayanlara benzer morbidite oranları ile ameliyat edilebilir.