Çalışma planı: Pulmoner sekestrasyon nedeniyle Ocak 1987 - Aralık 2015 tarihleri arasında cerrahi rezeksiyon uygulanan toplam 32 hasta (16 erkek, 16 kadın; ort. yaş 32.7±13.4 yıl; dağılım 4-61 yıl) incelendi. Hastalar demografik özellikleri, semptomlar, tanı yöntemleri, pulmoner sekestrasyonun tipi, yerleşim yeri ve vasküler özellikleri, rezeksiyon tipi, komplikasyonlar ve sonuçlara göre değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların %87.5’inde intralober, %12.5’inde ekstralober sekestrasyon saptandı. Intralober sekestrasyon hastaların %89.3’ünde alt lob, %10.7’sinde üst lob yerleşimli idi. Bütün ekstralober sekestrasyonlar sol hemitoraksta olmak üzere; %75’i hemitoraks tabanı, %25’i ise apeks yerleşimli idi. Hastaların %53.1’ine lobektomi, %25’ine kama rezeksiyon, %12.5’ine kütle eksizyonu, %9.4’üne segmentektomi uygulandı. Ameliyat sonrası komplikasyonlar üç hastada uzamış hava kaçağı, iki hastada yara yeri enfeksiyonu ve bir hastada ampiyem olmak üzere hastaların %18.8’inde gelişti. Mortalite izlenmedi. Ortanca takip süresi 42 ay (dağılım 3-105 ay) idi ve hastaların asemptomatik kaldığı saptandı.
Sonuç: Pulmoner sekestrasyon benign seyirli olmasına rağmen ciddi komplikasyonları nedeni ile hastalar asemptomatik olsa da çıkarılmalıdır. Bilgisayarlı tomografik anjiyografi pulmoner sekestrasyonlara yaklaşımda cerraha yol gösteren iyi bir tanı aracıdır.