Çalışma planı: Çalışmaya göğüs duvarı deformitesi nedeniyle ameliyat edilen 72 hasta (64 erkek, 8 kadın; ort. yaş 18.5±6 yıl; dağılım, 6-40 yıl) ve 38 kontrol deneği (22 erkek, 16 kadın; ort. yaş 14.6±4.2 yıl; dağılım, 6-25 yıl) dahil edildi. Hastaların 69unda pektus ekskavatum ve üçünde pektus karinatum saptandı. Tüm katılımcıların kaburga kemiği uzunluğu-kostal kıkırdak uzunluğu oranı indeksi, Haller indeksi, düzeltme indeksi ve bilgisayarlı tomografi depresyon indeksi ölçüldü ve karşılaştırıldı.
Bulgular: Hasta grubunda bilgisayarlı tomografi depresyon indeksi ve kaburga kemiği uzunluğu-kostal kıkırdak uzunluğu oranı indeksi arasında hafif düzeyde anlamlı negatif bir ilişki vardı (p<0.05). Bilgisayarlı tomografi depresyon indeksi dışında, hasta grubunda kaburga kemiği uzunluğu-kostal kıkırdak uzunluğu oranı indeksi ve diğer indeksler ve kontrol grubu indeksleri arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Kontrol grubuna kıyasla hasta grubunda kaburga kemiği uzunluğu kostal kıkırdak uzunluğundan daha yüksekti. Hasta ve kontrol grupları arasında kostal kıkırdak uzunluğu açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p>0.05).
Sonuç: Beklenenin aksine, hasta ve kontrol grupları arasında kostal kıkırdak uzunluğu açısından anlamlı farklılık yoktu. Dolayısıyla, göğüs duvarı deformitelerinin şiddetinin belirlenmesinde kostal kıkırdak uzunluğunun etkili olup olmadığını ortaya koymak için daha geniş serili çalışmalar gereklidir.