Çalışma planı: 1 Ocak 2005 - 31 Aralık 2016 tarihleri arasında, pulmoner karsinoid tümör dolayısıyla rezeksiyon uygulanan olgularda cinsiyet, yaş, sigara kullanımı, eşlik eden hastalık, tümörün yerleşim yeri, T durumu, N durumu, histolojik tip ve patolojik evre geriye dönük olarak gözden geçirildi.
Bulgular: Çalışmamıza 40 tipik ve 7 atipik karsinoid tümör olmak üzere 47 hasta (18 erkek, 29 kadın; ort yaş 50.5 yıl; dağılım, 23-74 yıl) dahil edildi. Tüm hastalara anatomik rezeksiyon ve sistematik mediastinal lenf nodül diseksiyonu uygulandı. Patolojik değerlendirmede altı hastada lenfatik tutulum saptandı (%12.8; 4 pN1 ve 2 pN2). Tipik grupta (n=40) üç hasta N1 (%7.5) ve bir hasta N2 (%2.5) olarak sınıflandırıldı. Atipik grupta (n=7) bir hasta N1 (14.3%) ve bir hasta N2 (14.3%) olarak sınıflandırıldı. Çalışma boyunca, tipik histolojisi olan dört (%10) ve atipik histolojisi olan iki (%28.6) hastada nodal tutulum vardı. Nodal tutulum olan altı hastanın tamamına adjuvan tedavi uygulandı. Atipik histoloji (p=0.005) ve nodal tutulum (p=0.008) istatistik çalışmada kötü prognostik faktör olarak saptandı.
Sonuç: Pulmoner karsinoid tümörün cerrahi tedavisinde, sistematik hiler ve mediastinal lenf nodu diseksiyonunun önemli rolü vardır.