Çalışma planı: Ocak 2013 - Ocak 2015 tarihleri arasında hiperakut veya akut derin ven trombozu tanısı ile kliniğimize başvuran toplam 68 hastanın (41 erkek, 27 kadın; ort. yaş 38 yıl; dağılım 25-56 yıl) tıbbi verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalar iki gruba ayrıldı: trombolitik tedavi olmaksızın trombektomi (Grup 1, n=33) ve trombolitik tedavi ile trombektomi (Grup 2, n=35). Hastaların tümüne bir, altı ve 12. ayda Klinik Semptom Skorlaması ve Doppler ultrasonografisi yapıldı.
Bulgular: Grup 1'de birinci ayda klinik semptom skoru daha yüksek iken (p<0.001), altıncı ayda gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.102) On ikinci ayda ise Grup 1'de skorlar daha yüksek bulundu (p=0.043). Her iki grup için tam açıklık oranları birinci ayda benzerdi (p=0.181); ancak, oranlar altı ve 12. aylarda Grup 2"de daha yüksekti (sırasıyla p=0.019 ve p=0.002). Birinci ve altıncı ayda gruplar arasında tam açıklık oranları açısından anlamlı bir fark yok iken (sırasıyla p=0.563 ve p=0.064), bu oranlar Grup 2"de 12. ayda daha yüksek bulundu (p=0.013). Akut derin ven trombozlu hastalarda, tüm kontrol Doppler ultrasonografi muayenelerinde tam açıklık oranları daha yüksek bulundu.
Sonuç: Hem hiperakut hem de akut derin ven trombozunun tedavisinde trombolitik tedavinin fa rma komekanik tromboaspirasyona ilavesi klinik semptomları ve venöz açıklık oranlarını artırır.