Çalışma planı: Çalışmaya minimal invaziv tekniklerle tedavi edilen varisli 150 hasta (58 erkek, 92 kadın; ort. yaş 47.1±12.0 yıl; dağılım 19-80 yıl) dahil edildi. Veriler hasta bilgi formları ve Venöz Yetmezlikte Epidemiyolojik ve Ekonomik Çalışma-Yaşam Kalitesi/Semptomlar Anketi kullanılarak toplandı. Minimal invaziv işlemlerden önce, hastalar varisler ve rahatlama amaçlı tıbbi yaklaşımlar hakkında bilgilendirildi. Ayrıca, kompresyon çoraplarının kullanımı hakkında da kendilerine bilgi sağlandı. Varis semptomları ve yaşam kalitesi minimal invaziv işlemlerden önce ve son işlemden dört hafta sonra değerlendirildi.
Bulgular: Kadınlar, 51-60 yaş aralığındaki bireyler, Vücut Kütle İndeksi >30 olanlar veya gebelik geçirmiş olanlarda varis hastalığı prevalansı daha yüksek ve yaşam kalitesi daha düşük idi. Minimal invaziv işlemler ile tedavi edilen hastalarda hastalığın klinik şiddeti azaldı ve yaşam kalitesi düzeldi. Tedavi sonrası, hastaların %45.33"ü bir ay boyunca düzenli olarak kompresyon çorabı giydi.
Sonuç: Minimal invaziv tedavi sonrası varisli hastalarda şiddetli hastalık semptomları azaldı ve yaşam kalitesi arttı. Yaşam tarzı değişiklikleri, kompresyon çorabı kullanımı ve hemşire ve sağlık çalışanlarının rolleri damar sağlığının korunmasında önemlidir.