Çalışma planı: Ocak 2010 - Aralık 2015 tarihleri arasında, üç farklı teknik ile triküspid kapak anüloplastisi yapılan toplam 231 ardışık hasta (78 erkek, 153 kadın; ort. yaş 50.3±15.9 yıl, dağılım, 34 to 66 yıl) retrospektif olarak incelendi. Triküspid kapak tamiri de Vega anüloplasti tekniği (n=62, %26.8), esnek halka (n=76, %32.9) veya Teflon strip (n=93, %40.3) ile yapıldı. Vital bulgular, ekokardiyografi raporları, fonksiyonel statü ve yeniden cerrahi oranı dahil olmak üzere ameliyat sonrası veriler kaydedildi.
Bulgular: Kardiyopulmoner baypas süreleri, de Vega anüloplasti grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha kısa idi (p<0.001). Gruplar arasında hastane içi mortalite açısından anlamlı bir fark yoktu. Halka ve strip anüloplasti gruplarında geç ameliyat sonrası triküspid yetmezliği dereceleri, sistolik pulmoner arter basıncı ve sağ atriyum çapları başlangıca kıyasla anlamlı düzeyde düzelme gösterdi.
Sonuç: Çalışma sonuçlarımız, sütür bazlı yaklaşımların terk edilmesi gerektiğini göstermektedir. Bilhassa uygun halka boyutunun seçimine ilişkin tartışmalar ve gerçek yaşamda bu cerrahi materyalin yüksek maliyeti nedeniyle, triküspid halka anüloplastinin rutin uygulanması yerine, birçok olguda Teflon strip anüloplasti alternatif bir yöntem olarak düşünülebilir.