Çalışma planı: Travmatik vasküler yaralanma sonucu, renkli Doppler ultrasonografi ve/veya dijital subtraksiyon anjiografi ile arteriyovenöz fistül ve/veya pödoanevrizma saptanan dokuz olgu (7 erkek, 2 kadın; ort. yaş 39.8; dağılım 14-75) kaplı stentler ile tedavi edildi. Ekstravazasyon izlenen durumlarda balon kateterle fiksasyon veya ikinci bir stent uygulaması yapıldı. Olgular 72 saat içinde taburcu edildi. İşlem sonrası klinik muayene, renkli Doppler ultrasonografi ve dijital subtraksiyon anjiyografi incelemeleriyle stend açıklıkları değerlendirildi.
Bulgular: Üç olguda psödoanevrizma, dört olguda arteriyovenöz fistül, iki olguda ise psödoanevrizmanın eşlik ettiği arteriyovenöz fistül vardı. Arteriyovenöz fistül bulunan hastalarda, fistüllerin ikisi yüzeyel femoral arter, biri anterior tibial arter, biri ana iliyak arter, biri eksternal iliyak arter, biri de popliteal arter ile ven arasındaydı. Psödoanevrizmalar brakiyal arter, aksiller arter ve anterior tibial arterden kaynaklanıyordu. Tedavide dört olguda balon ekspandable, beş olguda self ekspandable kaplı stentler kullanıldı. Teknik başarı %100 olarak değerlendirildi. Ortalama 14.7 ay takip edilen olgularda stent açıklıkları %100 olarak saptandı.
Sonuç: Travmatik vasküler yaralanmaların tedavisinde uygun lezyonlarda, başarı ve açıklık oranları yüksek olan endovasküler yaklaşım, cerrahi tedaviye alternatif bir seçenek olarak düşünülebilir.