ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
Postinfaktüs Ventriküler Septal Defekt’te Cerrahi Yöntem ve Sonuçları
Dr.Ahmet Sarıtaş, Dr.Gürkan Uzunonat, Dr. Onurcan Tarcan, Dr. Haldun Karagöz, Dr. Oğuz Taşdemir, Dr. Kemal Bayazıt
Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Kliniği, Ankara
Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Kliniği’nde Ocak 1983 – Şubat 1994 tarihleri arasındaki dönemde posinfarktüs ventriküler septel defekt (PIVSD) tanısı ile 21 olguya cerrahi girişimde bulunuldu. Olguların 5’i kadın 16’sı erkek olup, yaş dağılımı 35 ila 69 arasında değişti. Tüm olgularda klinik bulgular yanında koroner anjiyografi ve iki yönlü ventrikülografi ile tanı konuldu. Ayrıca 8 olguda bunlara ek olarak ekokardiyografi yapıldı. Olgularda akut myokard infarktüsü ile cerrahi girişim arasındaki süre en az 2 en çok 130 gündür. Ameliyat öncesi dönemde 3 olguya inotropik destek yanında intraaortik balon pompası (IABP) desteği de gerekti. 6 olguya ise inotropik destek olmaksızın profilaktik amaçlı IABP uygulandı. 4 hasta acil şartlarda operasyona alındı. Diğer olgulara elektif şartlarda cerrahi girişim uygulandı. Olgularda PIVSD’ye sol ventrikül netrotik duvarlardan uygulanan bir ventikülotami ile ulaşıldı. Başlangıçtaki olguların, beraberinde LV anevrizması da bulunan septum rüptürlerinde VSD ayrı bir teflon patch ile kapatılıp, anevrizmektomi ayrıca gerçekleştirildi. Son olgularımızdan uygun olanlarında cerrahi girişim PIVSD ayrı bir yama ile kapatılmak yerine anevrizmektomi ve septoplasti için kullanılan tek bir yama PIVSD’yi de aynı zamanda kapatacak şekilde gerçekleştirildi.

PIVSD kapatılmasında kullanılan teflon yamanın septumun sol tarafında kalmasına dikkat edildi. Ayrıca hemodinamik önemde koroner arter darlığı da bulunan olgularda safen ve/ veya left internal mamarian arter (LIMA) grefti kullanarak bypass yapıldı. Bu olguların 10’unda safen, 2’inde LIMA kullanıldı. Ortalama distal anastomoz sayısı olgu başına 1.23’tür.Hastane mortalitesi %38’dir. Ancak son 10 olguda takip ettiğimiz preoperatif ve postoperatif tedavi yöntemleri yanında uyguladığımız myocardial koruma ve cerrahi yöntem nedeniyle mortalite ve marbiditede önemli düşüş olduğunu izledik. Postoperatif dönemde 3 olguda hemodinamik önemi olmayan rezidüel PIVSD saptandı. Kontrolümüz altında bulunan olguların halen yakınmaları yoktur ve hemodinamik durumları iyidir.

Viewed : 1590
Downloaded : 0