Çalışma planı: Ocak 2010 - Ocak 2023 tarihleri arasında pulmoner arter invazyonu nedeniyle lobektomi ve pulmoner arter rezeksiyonu ve rekonstrüksiyonu yapılan toplam 50 hasta (47 erkek, 3 kadın; ort. yaş: 60.5±8 yıl; dağılım, 43-83 yıl) retrospektif olarak incelendi. Kırk beş hastaya kısmi rezeksiyon yapıldı. Geri kalan beş hastaya dairesel pulmoner arter rezeksiyonu yapıldı. Hastaların demografik verileri, histopatolojisi, lenf nodu metastazı, tümör boyutu, T durumu, evresi, eşlik eden hastalıkları, neoadjuvan tedavi ve adjuvan tedavileri kaydedildi. Sağkalım analizi yapıldı.
Bulgular: Tüm hastalar torakotomi ile ameliyat edildi. Stapler ile tanjansiyel rezeksiyon yapılanlar hariç, arterin proksimal ve distal kısımları Satinsky klempi yerleştirilerek rezeke edildi. Pulmoner arter invazyonu 35 (%70) hastada tümörün kendisinden kaynaklanırken, 15 (%30) hastada lenf nodundan kaynaklandı. Beş yıllık sağkalım oranı %46, operatif mortalite oranı %6 ve morbidite oranı %24 idi. Cox regresyon analizinde neoadjuvan tedavi ve N2 hastalık sağkalımı etkileyen istatistiksel olarak anlamlı faktörler olarak bulundu. Tüm hastalar için medyan hastalıksız sağkalım süresi 27.9 (dağılım, 4.5-51.2) ay idi. Ameliyat edilen taraf, neoadjuvan tedavi, N durumu, pulmoner arter rezeksiyonu nedeni, sleeve rezeksiyonu ve pulmoner arter rezeksiyon tipi Kaplan-Meier analizinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gösterdi.
Sonuç: Çalışma sonuçlarımız pulmoner arter rezeksiyonları ve rekonstrüksiyonlarının kabul edilebilir morbidite ve mortalite oranları ile uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Neoadjuvan tedavi, N2 hastalık ve pulmonar arter rezeksiyonunun nedeni ve tipi uzun dönem sağkalımı etkileyen olası faktörlerdir. Pulmoner arter rekonstrüksiyonu, ümit verici uzun dönem sonuçlar ile deneyimli kliniklerde güvenlidir.