Çalışma planı: Kliniğimizde 16 hastaya (12 erkek, 4 kadın; ort. yaş 50.2±18.2 yıl; dağılım 20-86 yıl) EKOS uygulandı. Dokuz hastada sol ve yedi hastada sağ alt ekstremitede DVT vardı. Semptomların başlangıcından itibaren ortalama tedavi süresi 8.2±5.2 gün idi. Standart EKOS’a ek olarak altı hastaya aynı taraf ayak dorsal venine yerleştirilen bir anjiyoket içerisinden 1/3 dozajında ek trombolitik verildi. Hastaların fibrinojen seviyeleri periyodik olarak takip edildi ve kritik seviyenin altına düşüldüğünde trombolitik kesilerek heparin infüzyonu ile devam edildi. Ortalama trombolitik infüzyonu süresi 18.4±9.8 saat (dağılım, 6-48 saat) ve ortalama trombolitik dozu 38.2±18.1 mg (dağılım, 13-90 mg) idi.
Bulgular: Yedi hastada (%43.8) tam açıklık sağlandı. Bir hastada (%6.3) işlem sonrası retroperitoneal hematom gelişti. Takip sırasında mortalite olmadı. Ortalama ve toplam takip süreleri sırasıyla 9.3±8.3 ay (dağılım, 0.9-24.3 ay) ve 148.7 hasta/ay idi. Son kontrollerde 10 hasta (%62.5) asemptomatik veya hafif semptomatik idi ve iki hastada (%12.5) posttrombotik sendrom vardı. Üç hastada (%18.8) DVT nüksü görüldü. Nükssüz ortalama ve toplam takip süreleri sırasıyla 7.6±7.3 ay ve 122.0 hasta/ay oldu. Takip süresince hiçbir hastada pulmoner emboli yoktu.
Sonuç: Kateter-aracılı mikrodalga ultrason ile hızlandırılmış trombolitik tedavisi ile DVT sonrası posttrombotik sendrom insidansı sadece antikoagülan kullanımına göre literatürde belirtilen %25-%50 insidansından daha düşüktü. Buna rağmen, asemptomatik veya hafif semptomatik hastaların oranı beklendiği kadar yüksek değildi. Tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi için daha büyük ölçekli çalışmalar ve diğer farmakomekanik tedaviler ile yapılacak karşılaştırmalar gereklidir.