Kliniğimizde başvurduklarında hastalarda rast- ladığımız en sık semptomlar çarpıntı, nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk ve göğüs ağrısı idi (Tablo 2). Hastaların 17 tanesinin fonksiyonel kapasitesi NYHA class-II veya class-III idi; iki hasta ise konjestif kalp yetmezliği tablosunda bulunmaktaydı. Fizik muayenede en belirgin bulgu, sternumun sol kenarı boyunca duyulan devamlı üfürümdü. Çekilen EKG lerde sol ven- trikül veya biventriküler hipertrofi bulguları mevcuttu. Ayrıca 5 vakada sağ dal bloku bu- lunmaktaydı. Bunlardan dördünde de ek kar- diyak lezyon olarak VSD eşlik etmekteydi. Sol dal bloku tesbit edilen bir vakada ise ileri dere- cede aort yetmezliğine sağ koroner sinüsten sol ventriküle açılan anevrizma rüptürü eşlik edi- yordu. Teleradyogramda kardiyotorasik endek- sin kalp lehine artmış olduğu (ortalama KTO > % 60), pulmoner vaskülarizasyonun arttığı görüldü; ancak aortaya ait bir genişleme gözlenmedi. Bütün hastalarda ekokardiyogra- fîk ve anjiyografik tetkikler yapılarak anevriz- manın hangi sinüsten kaynaklandığı ve varsa ek kardiyak anomaliler, şant oranı ve pulmoner arter basıncı tespit edildi (Şekil 1-4). Buna göre serimizdeki hastalarda SVA en sık sağ koroner sinüsten kaynaklanmıştı (17 hastada, % 89.4); SVA rüptürü de en çok sağ ventriküle (13 has- tada, % 68.4) açılmaktaydı (Şekil 5). 8 hastada (% 42.1) ek kardiyak anomaliye rastlanıldı; en sık görülen anomali de VSD (6 hastada, % 31.6) idi. VSD ek anomalisi bulunmayan izole kon- jenital SVA rüptürü bulunan hastalarda hesap- lanan şant oranı ortalama 2.9 idi ve ortalama sistolik pulmoner arter basıncı da 43±11.3 mmHg olarak hesaplandı.
Cerrahi Teknik
Bütün hastalar standart kardiyopulmoner by- pass ve orta derecede hipotermi ile ameliyat edildiler. Miyokard koruması için son 14 vaka- da kliniğimizde 1993ten beri rutin olarak uy- gulanan devamlı retrograd koroner sinüs izo- termik kan kardioplejisi tekniği kullanıldı. Daha önceki beş vakada ise miyokard koru- ması, aortotomi yapıldıktan sonra direk koron- er ostiumlardan aralıklı verilen hipotermik kan kardiyoplejisi ile sağlanmıştı. Tüm hastalarda aortadan arteriyel ve sağ atriumdan çift venöz kanülasyon yapıldı; sağ üst pulmoner venden sol atrial vent konuldu. Kros-klemp konulduk- tan sonra, hastaların hepsinde aortotomi insiz- yonu yapılarak lezyonun anatomik yapısı değerlendirildi (Şekil 6). Ek bir anomali olsun veya olmasın mutlaka kesenin rüptüre olduğu kalp boşluğu da açıldı. 13 olguda ince duvarlı anevrizma kesesi rezeke edilerek defekt yama ile onarıldı. Tüm olgularda rüptüre olmuş anevrizma kesesi mevcuttu. Bir vakada rüptüre olmuş kese pledgetli sürürlerle, birinde de pled- getsiz sütürle primer olarak tamir- edildi (Şekil 7). Diğer dört olguda kapak rezeke edilerek AVR uygulandı. VSD ile beraber bulunan tüm SVA rüptürü vakalarında rüptüre olmuş aort sinüsü tamiri mutlaka yama ile veya bir olguda olduğu gibi kapak replasmanı ile yapıldı. 6 has- tada ek anomali olarak görülen VSD mutlaka bir yama ile kapatıldı; bunlardan 4 olguda glu- teraldehid ile muamele edilmiş, perikardiyal yama, iki olguda ise Dacron yama kullanıldı. Uygulanan cerrahi yöntemler Tablo 1de gösterilmiştir.
Sağ koroner sinüsten sağ atriuma rüptüre olan kon genital sinüs valsalva anevrizmasının ekokardiyog- rafik görünümü |
Sağ koroner sinüsten sağ ventriküle rüptüre olan kongenital sinüs valsalva anevrizmasının ekokardiyografik görünümü |
Nonkoroner sinüsten sağ atriuma rüptüre olmuş konjenital SVA rüptürü olgusunun anjiografik görüntüsü |
Konjenital sinüs Valsalva anevrizmalarının kaynak landığı sinüsler ve rüptüre oldukları kalp boşluk- ları |
Edinsel SVA nedenleri sifilize bağlı dejene- rasyon [14], bakteriyel endokardit [15-16], travma [17], ateroskleroz [18], medianekrozis [19] ve daha önceden geçirilmiş assendan aorta ya ait cerrahi müdahelelerdir [20]. Bu tip anev rizmalar sinüsler arası daha eşit dağılım göste rirler. Genellikle kalp dışına (perikard, plevra veya mediasten boşluklarına) rüptüre olup ölümcül kanamalara neden olurlar [11,17].
Konjenital SVA' nda esas lezyon, aort duvarının aortik annulusa yakın sinüslerde yapısal olarak incelmiş olmasıdır [1]. Bu incelmenin nedeni aorta duvarındaki normal elastik ve müsküler tabakaların yokluğudur [20]. Bu yapısal bozukluk, distal bulber septumda bir gelişim bozukluğu ile ilgilidir ve bu kuram SVA ile VSD' nin birlikte sıkça görülmesi ile de (% 30-60) desteklenmektedir [7, 11,21, 22]. Ayrıca konjenital SVA' nın en çok görüldüğü yerin sağ koroner sinüs Valsalva' sı olması, bu küspisin septumun en geniş yerini işgal etmesi ile paralellik göstermektedir. Zayıf olan bu yerler aortik basıncın etkisi ile zamanla anevrizmatik hale gelir ve anevrizma kesesi genellikle düşük basınçlı kalp boşluklarına, özellikle de sağ ventriküle veya sağ atriuma açılır. Hastaların % 25' inde kese oluşmadan da aortik sinüsten direk füstülizasyon gelişebilir [11,23]. Biz ise aortadan direk fistülizasyona rastlamadık. Tipik çorap tipi kese oluşumu genellikle sağ koroner sinüsten kaynaklanıp sağ ventriküle açılırken, direk fistülize olan anevrizma kesesi ise daha çok nonkoroner sinüsten kaynaklanıp sağ atriuma açılır [19,23].
Patolojiye ek bir kardiyak anomalinin eşlik etmesi nadir değildir ve % 30-60 oranında görülen VSD en sık rastlanılan kardiyak anomalidir, ancak cerrahi olarak tedavi edilen vakalarda bu oran biraz daha yüksek görüle bilmektedir [1,4,11,22,24-25]. 19 vakalık serimizde gördüğümüz VSD ek patolojisi 6 olgu ile % 31.6 oranında idi. VSD tipi olarak da juxtaarterial tipin en sık görüldüğü bildiril miştir [9,10,26-28]. Bizim en sık rastladığımız tip ise subaortik tipti. SVA na eşlik eden diğer doğumsal kalp anomalilerinin (aort kapak anomalileri, pulmoner stenoz, ASD, PDA vs) vakaların % 10unda görüldüğü bildirilmekte- dir [7,11,21]. Bu seride de bir olguda gördüğümüz pulmoner stenoz+mitral yetmez liği ve bir olguda gördüğümüz PDA ile bu oran % 10.5 dir. İzole konjenital SVA rüptürü vakalarında hesaplanan şant oranı 1.2-6 arasında bildirilmiştir [4, 10,11,28,29]. Bizim serimizde de şant oranı ortalama 2.9 olarak bulunmuştur.
SVA rüptürü % 40 akut olarak ortaya çıkar [10,
29]. Ortaya çıkış nedeni ise ya spontan, ya da
egzersiz, künt travma veya kardiyak kateteri
zasyona bağlı rüptürdür [
Cerrahi olarak tedavi edilmeyen vakaların
hemen hemen hepsinde hastalık ölümle
sonuçlanmaktadır. Anevrizma oluşumu veya
rüptürü tespit edildiğinde tedavi cerrahidir.
Cerrahi onarımın esasını anevrizma kesesinin
rezeke edilerek buradaki defektin onarımı ve
varsa ek kardiyak anomalinin düzeltilmesi
oluşturur. Cerrahi yaklaşım 3 tiptir:
1. Direk aortotomiden cerrahi düzeltim [8,11,
27,30],
İki yönlü yaklaşımın bazı avantajları vardır:
a) Aortotomi yapılarak aortik root ve
leafletler iyice değerlendirilir;
Bütün hastalarımıza cerrahi onarım için çift
yönlü yaklaşım uygulandı. SVA rüptürünün
primer onarımında rekürren rüptür oluşması
riski söz konusu olabilmektedir ki, literatürde
de başarısız cerrahi girişim oranının % 14 e
kadar çıktığı bildirilmiştir [11]. Abc ve arka
daşları, 1988 de yayımladıkları serilerinde SVA
rüptürünün primer onarıldığı 23 vakanın
yedisinde (% 30) rekürren rüptür oluşumu
geliştiğini ve bu nedenle bu hastalara reoperas
yon uyguladıklarını, oysa 8 tane yama ile
onarım yaptıkları ikinci seride sadece bir
vakada (% 12.5) rekürren rüptür nedeni ile
reoperasyona gerek duyduklarını bildirmiş
lerdir. [28]. Bizim serimizde de rüptüre SVA
kesesi tamiri için sadece iki vakamızda primer
onarım uyguladık, ki bu hastalar da bu serinin
ilk vakaları idi. Nitekim bu hastalardan birinin
rekürren SVA rüptürü ile kliniğimize tekrar
başvurması üzerine yapılan kontrolünde
defektin kısmen açılmış olduğu tespit edilmiş,
ancak şant oranının 1.2 olması nedeni ile
reoperasyona gerek görülmemişti. Bu kompli
kasyon sonrasında primer onarım yerine, yama
veya kapak replasmanı ile onarım tekniğini
rutin olarak uygulamaya başladık. Aort
yetmezliği leaflet prolapsusuna bağlı ise
Trusler ve arkadaşlarınca tarif edilen teknik ile
onarılabilir ya da AVR uygulanır [34]. Bu seride
de 4 vakada aort kapak replasmanı yapılarak
ileri aort yetmezliği tedavi edilmiştir. En sık
görülen anomali olan VSD onarımı için en iyi
yöntem yama ile kapatmaktır [29]. Tüm VSD
olgularında, VSD mutlaka bir yama ile ka
patılırken rüptüre olmuş SVA kesesi 5 hastada
yama ile ve bir hastada ise AVR ile tamir edildi.
Konjenital SVA ve/veya rüptürü tespit
edildiğinde tedavi cerrahidir ve hiç vakit
kaybedilmeden gerekli hemodinamik çalışma
lar yapılarak hasta bir an önce cerrahi düzeltim
ameliyatına alınmalıdır. Çünkü cerrahi tedavi
öncesi en önemli ölüm nedenleri ani rüptür
sonucu gelişen konjestif kalp yetmezliği ve
bakteriyel endokardittir. Cerrahi yöntem olarak
çift yönlü yaklaşımı ve defektin yama ile
kapatılmasını postoperatif sonuçlarının daha
iyi olması nedeni ile önermekteyiz. Cerrahi
tedavi için yaş önemli değildir. SVA rüptürü
nün cerrahi tedavisinin sonuçları ve uzun
dönem sürvisi yüz güldürücüdür [26,35].
Postoperatif erken dönem mortalite oranı çeşitli
yayınlarda % 0-12.7 arasında bildirilmiştir [2,4,
7,10,11,24]. Uzun dönem yaşam beklentisi
belirleyen etkenler mevcut aort yetmezliğinin
devam etmesi, rekürrens oluşması, peroperatif
myokardiyal koruma, enfektif endokardit
profilaksisidir.
2. Direkt anevrizma kesesinin açıldığı kalp
boşluğuna yapılan insizyondan cerrahi
düzeltim [7,21,31]
3. Hem aortotomiden, hem de anevrizmanın
açıldığı kalp boşluğundan yapılan cerrahi
düzeltim [2,5,26,32,33].
b) İkinci insizyon ile ek kalp içi anomalilere
ulaşmak ve tamir etmek daha kolaydır [29].
1) Edwards JE, Burchell HB: The pathological
anatomy of deficiencies between the aortic root
and the heart, including aortic sinüs aneurysms.
Thorax l957;12:125. 2) Mayer ED, Ruffman K, Saggau W, et al:
Ruptured aneurysms of the sinus of Valsalva.
Ann Thorac Surg 1986; 42: 81-85. 3) Hope J: A Treatise on the Diseases of the Heart
and Great Vessels, ed 2. London, W Kidd, p
432-444,1985. 4) Barragry TP, Ring WS, Moller JH, Lillelei CVV:
15- to 30- year follow-up of patients undergoing
repair of ruptured congenital aneurysms of the
sinus of Valsalva. Tann Thorac Surg 1988; 46:
515-519. 5) Lillehei CVV, Stanley P, Varco RL: Surgical
treatment of ruptured aneurysms of the sinus of
Valsalva. Ann Thorac Surg 1957; 146: 45-472. 6) Morrow AG, Baker RR, Hansen HE, et al:
Successful surgical repair of a ruptured
aneurysm of all three sinuses of Valsalva.
Circulation 1957; 16: 533-535. 7) Pan C, Tsao CH, Chen C, Liu CF: Surgical
treatment of the ruptured aneurysm of the aortic
sinuses. Ann Thorac Surg 1981; 32:16-166. 8) Henze A, Huttunen H, Bjork O: Ruptured sinus
of Valsalva aneurysm. Scand J Thorac
Cardiovasc Surg 1983; 17: 249-253. 9) Meyer J, Wukasch DC, Hallman GL, Cooley DA:
Aneurysm and fistula of the sinus of Valsalva.
Ann Thorac Surg 1975; 19: 170-179. 10) . Shu-Hsun Chu, Chi Ren Hung, et al: Ruptured
aneurysms of the sinüs of Valsalva in Oriental
patients. J Thorac Cardiovasc Surg 1990; 99:
288-298. 11) Nowicki ER, Aberdeen E, Friedman S,
Rashkind WJ: Congenital left aortic sinus-left
ventricle fistula and review of aortocardiac
fistulas (coilective review). Ann Thorac Surg
1977; 23: 378-388. 12) Babacan KM, Taşdemir O, Zengin M, Yakut C,
Beyazıt K: Fistulous commumication of aortic
sinuses into the cardiac chambers. Fifteen years
surgical experience and a report of 23 patients.
Jpn Heart J1986; 27: 865-870. 13) Gerbode F, Osborn JJ, Johnston JB, et al:
Ruptured aneurysms of the aortic sinuses of
Valsalva. Am J Surg 1961; 102: 268-271. 14) Smith VVA: Aneurysm of the sinus of Valsalva,
with report of two cases. JAMA 1914; 62:1878. 15) Shumacker HB Jr: Aneurysms of the aortic
sinuses of Valsalva due bacterial endocarditis,
with special reference to their operative
management. J Thorac Cardiovasc Surg 1972;
63: 896-902. 16) İpek G, Işık Ö, Civelek A, Balkanay M, Akıncı
E, Yakut C: İnfektif endokardite bağlı sinüs
Valsalva psödoanevrizmalannın cerrahi tedavi-
si. Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 1994; 2:
252-256. 17) Morris GC, Poster RP, Dunn JR, et al: Traumatic
aorticoventricular fistula: Report of two cases
successfully repaired. Am Surg 1958; 24:
883-888. 18) De Bakey ME and Lawrie GM: Aneurysm of the
sinus of Valsalva with coronary atherosclerosis.
Successful surgical correction. Ann Surg 1979;
189: 303-305. 19) Simon P, Owen AN, Moidl R, et al: Sinus of
Valsalva aneurysm: a late complication after
repair of ascending aortic dissection. Thorac
Cardiovasc Surg 1994; 42: 29-31. 20) Edwards JE, Burchell HB: Specimen exhibiting
the essential lesion in aneurysm of the aortic
sinus. Proc Staff Meet Mayo Clinic 1956; 31:
407-409. 21) Bonfils-Roberts EA, Dushane DC, McGoon DC,
Danielson GK: Aortic sinüs fistula-surgical
considerations and results of operarion- Ann
Thorac Surg 1971; 12: 492-502. 22) Sakakibara S and Konno S: Congenital
aneurysm of the sinus of Valsalva, associated
with ventricular septal defect. Am Heart J 1968;
75: 596-601. 23) Rosenberg H, Williams WG, Trusler GA, et al:
Congenital aortico-right atrial communications.
The dilemma of differentiation from
coronary-cameral fistulas. J Thorac Cardiovasc
Surg 1986; 91: 841-847. 24) Okada M, Muranaka S, Mukubo M, Asada S:
Surgical correction of the ruptured aneurysm of
the sinüs of Valsalva. J Cardiovasc Surg
(Torino), 1977; 18: 171-178, 25) Yarnoz MD, Weber DO, Richman A, Del Mastro
P: Repair of the sinus of Valsalva aneurysm
associated with aortoventricular discontinuity.
Ann Thorac surg 1982; 33: 290-296. 26) Verghese M, Jairaj PS, Babuthaman C, et al:
Surgical treatment of ruptured aneurysms of
the sinus of Valsalva. Ann Thorac Surg 1986; 41:
284-286. 27) Hovvard RJ, Moller J, Castaneda AR, Varco RL,
Nicoloff DM: Surgical correction of the sinüs of
Valsalva aneurysm. J Thorac Cardiovasc Surg
1973; 66: 420-427. 28) Abe T, Komatsu S: Surgical repair and
long-term results in ruptured sinus of Valsalva
aneurysm. Ann Thor Surg 1988; 46: 520-525. 29) Van Son JAM, Danielson GK, Schaff HV, et al:
Long-term outcome of surgical repair of
ruptured sinüs of Valsalva aneurysm.
Circulation 1994; 90 (Suppl II): 20.
30) Mattili SP, Kupari M, Harjula ALT, et al:
Ruptured aneurysm of sinus of Valsalva. Scand
J Thorac Cardiovasc Surg 1987; 21: 233-238. 31) Spencer FC, Blake HA, Bahnson H: Surgical
repair of ruptured aneurysms of sinus of
Valsalva in two patients. Ann Surg 1960; 152:
963-968. 32) McGoon DC, Edwards JE, Kirklin JW: Surgical
treatment of ruptured aneurysms of aortic
sinus. Ann Surg 1958; 14: 387-395. 33) Bosher LH: The combined surgical approach
(transaortic and transatrial) for the correction of
conjenital aortic sinus fistula into the right
atrium. J Thorac Cardiovasc Surg 1965; 50:
243-248.