Methods: Forty consecutive patients who underwent isolated elective CABG surgery in cardiovascular surgery department were prospectively enrolled in this study. The patients were divided into two groups according to the use of CPB as on-pump group (n=20) and off-pump group (n=20).
Results: Fourteen of twenty patients in the on-pump group had acetyl salicylic acid resistance, whereas only five of twenty patients in the off-pump group had acetyl salicylic acid resistance. Statistical analyses revealed that the use of CPB increased the risk of acetyl salicylic acid resistance by 46.8 fold.
Conclusion: The risk of acetyl salicylic acid resistance increases in patients who undergo CABG surgery using CPB, compared to those who do not undergo surgery without CPB. Lack of sufficient standardization of the tests for acetyl salicylic acid resistance and high costs lead to this phenomenon which is underestimated among the medical community.
Asetil salisilik asidin (ASA) antiagregan etkinliği tüm hastalarda aynı düzeyde görülmez. Bazı hastalarda düzenli ve terapötik dozlarda ASA alımına rağmen kardiyovasküler olaylar görülmektedir. Bu durumda “klinik ASA direncinden” söz edilmektedir. Asetil salisilik asit direncinin bir diğer göstergesi ise in vitro şartlarda trombosit fonksiyonlarının inhibe olmasındaki yetersizliktir ve bu durum da “laboratuvar (biyokimyasal) ASA direnci” olarak adlandırılır.[4] Fakat ASA direncinden söz edebilmek için laboratuvar sonuçlarının mı yoksa klinik sonuçların mı ya da her ikisinin birlikte mi temel alınması gerektiği konusunda fikir birliği sağlanamamıştır. Tanımda ve tanısal yöntemlerdeki farklılıklar ve sınırlı sayıdaki çalışma nedeniyle biyokimyasal ASA direncinin klinik önemi halen tam olarak açıklanamamıştır.[5] Asetil salisilik asit direnci prevalansında da bir görüş birliği yoktur ve %5.5 ile %61 arasında direnç bildirilmiştir.[6-8] Bu farklılık hasta sayılarının az olması, çalışmaya alınan hastaların klinik özelliklerinin farklı olması (yaş, cinsiyet, ırk), tanımdaki farklılıklar, ilaca uyum konusunda belirsizlik olması, trombosit fonksiyonunu değerlendirmede kullanılan testlerin farklılığı nedeniyledir. Ayrıca eşlik eden hastalıkların varlığı da diğer bir faktör olarak göze çarpmaktadır.[9,10]
Bu çalışmayı planlarken amacımız KABG cerrahisi uygulanacak hastalarda KPB eşliğinde veya atan kalpte yapılan cerrahinin ASA direnci üzerine olan etkisini karşılaştırmalı olarak incelemek ve ameliyat sonrası dönemde greft açıklığı için verilecek uygun medikasyona katkı sağlamaktır.
Aşağıda belirtilen özelliklere sahip hastalar çalışma dışı bırakıldı: (i) a meliyat ö ncesi A SA d irenci olanlar, (ii) akut veya kronik enflamatuvar hastalıklar, (iii) miyeloproliferatif hastalıklar, (iv) malignansiler, (v) renal, hepatik veya tiroide ait hastalık öyküsü olanlar, (vi) immünsüpresif veya sitotoksik ilaçlar kullananlar, (vii) akut koroner sendromlar, (viii) hematokrit <0.30 veya >0.52, ve (ix) trombosit sayısı <100.000/mm3 o lanlar. Ayrıca herhangi bir nedenle ASA kullanamayan ve ciddi böbrek veya karaciğer yetmezliği olan ya da bilinen koagülasyon bozukluğu olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Çalışmaya alınan hastaların tümü önceden ASA’ya duyarlıydı ve 10 gün önceden ASA kullanımını bırakmışlardı. Ameliyat sonrası ASA yanıtını değiştirebileceği tespit edilen klopidogrel, tiklodipin, silastazol, dipridamol, varfarin gibi koagülasyonu etkileyen ilaç başlanması gereken hastalar çalışma dışı bırakıldı.[11]
Çalışmaya dahil edilen hastalar KPB kullanılıp kullanılmadığına göre iki gruba ayrıldı. Yirmi hasta KPB kullanılarak ameliyat edildi (grup A). Diğer 20 hasta ise KPB kullanılmadan, atan kalpte ameliyat edildi (grup B). Premedikasyon ve anestezide tüm hastalarda aynı protokol uygulandı. Uygulamada kullanılan ilaçlar opioid türevleri ve kas gevşeticilerinden oluşmaktaydı. Bu ilaçların trombositler üzerinde göz ardı edilebilecek kadar düşük etkiye neden oldukları bilinmektedir.[12] Tüm hastalara ameliyat sonrası birinci günden itibaren ASA 300 mg oral tablet başlandı.
Kan örnekleri, ameliyat öncesi dönemde ASA kullanılırken ve ASA kesildikten sonra ve ayrıca ameliyat sonrası 1. gün ve 5. gün, 12 saatlik açlık sonrası ASA alımından 2-4 saat sonra sabah saat 8:00 ile 10:00 arasında alındı. Örnekler antekübital venden alındı ve spontan trombosit aktivasyonundan kaçınmak için ilk birkaç mililitre kan kullanılmadı. PFA-100® (Platelet Function Analyzer) cihazı ile analiz için sitratlı kan kullanıldı. Trombosit sayısı ve hematokrit için EDTA’lı tüp içinde 4.5 ml kan toplandı. Ortalama trombosit hacmi “SEQ500R Sysmex Rouche Counter” sistemi kullanılarak ölçüldü. Tüm analizler kan örneklerinin toplanmasından sonra 1-2 saat içinde gerçekleştirildi.
Tüm hastalarda, PFA-100® ile kollajen-epinefrin (cEPİ) ve kollajen-ADP (cADP) kitleri kullanılarak kapanma zamanları (closure time-CT) ölçüldü. Kollajenepinefrin için CT <170 sn. “ASA direnci” olarak tanımlandı.[13] Ameliyat sonrası beşinci günde PFA-100R ile cEPİ ve cADP kitleri kullanılarak kapanma zamanları ölçümü yapıldı. Asetil salisilik asit direncini ölçmek için kullanılan PFA-100® sistemi yeni, hızlı, basit ve tekrar edilebilir bir trombosit fonksiyon testidir. İn-vitro olarak trombosit agregasyonunun basit kantitatif değerlendirilmesine ve klinikte de ASA’ya yanıt vermeyenlerin tespitine izin verir.
İstatistiksel analiz
Verilerin analizi Windows için SPSS (SPSS Inc.,
Chicago, Illinois, USA) 11.5 versiyon paket programında
yapıldı. Sürekli ölçümlü değişkenlerin dağılımının
normale uygun olup olmadığı Shapiro Wilk testi ile
araştırıldı. Tanımlayıcı istatistikler sürekli ölçümlü değişkenler için ortalama ± standart sapma olarak
nominal değişkenler ise olgu sayısı (n) ve yüzde (%)
olarak gösterildi. Bağımsız gruplar arasında normal
dağılan sürekli ölçümlü değişkenler yönünden istatistiksel
olarak anlamlı bir farkın olup olmadığı Student
t-testi ile normal dağılmayan sürekli ölçümlü değişkenler
yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir farkın
olup olmadığı ise Mann-Whitney U testi ile değerlendirildi.
Nominal değişkenler Pearson’un ki-kare
veya Fisher’in kesin testi kullanılarak karşılaştırıldı.
Asetil salisilik asit direnci üzerinde etkisi olabileceği
düşünülen risk faktörleri içerisinden en fazla anlamlı
etkiye sahip olanları belirleyebilmek amacıyla çoklu
lojistik regresyon analizi kullanıldı. Herbir bağımsız
değişkene ait Odds oranı, %95 güven aralığı ve önemlilik
düzeyleri hesaplandı. P<0.05 değerleri istatistiksel
olarak anlamlı kabul edildi.
Tablo 1: Çalışmaya alınan hastaların ameliyat öncesi demografik verileri
Tablo 2: Hastaların ameliyat sonrası ortalama cADP ve cEPİ değerleri
Hastaların ameliyat sonrası trombosit sayısında grup A’da ameliyat sonrası 1. günde yaklaşık %25 düşüş saptandı. Ameliyat sonrası takiplerinde trombosit sayısında hızlı bir artış saptandı ve ameliyat sonrası 5. günde ameliyat öncesi değerlerle eşitlendi. Grup B’de ise trombosit sayılarında anlamlı bir düşme saptanmadı (Şekil 1). Grup A’daki hastaların ortalama greft sayısı 2.4 idi. Grup B’deki hastaların ortalama greft sayısı 1.8 idi. Ancak, bunlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0.186).
Şekil 1: Hastaların trombosit değerleri.
Asetil salisilik asit direncine neden olabilecek faktörler incelendiğinde yaşın (p=0.294) ve sigara kullanımının (p=0.664) ASA direncine etkisi olmadığı görüldü. Eşlik eden hastalıklar değerlendirildiğinde hipertansiyon (p=0.007) dışında, diabetes mellitus (p=0.689) ve hiperlipideminin (p=0.935) ASA direncine etkisi olmadığı tespit edildi. Hastaların ameliyat öncesi trombosit değerleri (p=0.630) ve cEPİ (p=0.169) değerleri arasında da istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Hastalar ameliyat türüne göre değerlendirildiğinde ise gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p=0.004) (Tablo 3).
Tablo 3: Asetil salisilik asit direncine etki edebilecek faktörler
Asetil salisilik asit direncine etki edebilecek faktörler çoklu lojistik regresyon analizine göre incelendiğinde ASA direncine neden olabilecek en anlamlı faktörün KPB kullanımı olduğu tespit edildi. Dördüncü adım sonrasında Wald istatistiğine göre ASA direnci üzerinde en fazla anlamlı etkiye sahip olan risk faktörleri artan sırayla vücut kütle indeksi (VKİ), hipertansiyon ve KPB kullanımı olarak tespit edildi. Vücut kütle indeksi ve hipertansiyon sabit bırakıldığında ise KPB kullanımı tek başına ASA direnci gelişme olasılığını 46.8 kat artırdığı saptandı (güven aralığı 3.7–592.690) (Tablo 4).
Asetil salisilik asit direncinin nedenleri araştırılırken tespit edilen nedenler arasında enflamasyon ve trombosit döngüsündeki artışın da olması araştırmacıları KPB’nin etkilerini araştırmaya yönlendirmiştir. Kardiyopulmoner baypas günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır ve yararlılıkları belgelenmiş bir uygulamadır. Kardiyopulmoner baypasın enflamatuvar yanıtta artışa neden olduğu yıllardır bilinmektedir. Eikelboom ve ark.nın[14] yaptıkları çalışmada bu artışın ASA direncine neden olabileceği öne sürülmüştür. Hematolojik sistemdeki en önemli etkilerinden biri de çeşitli nedenlerle koagülasyon bozukluklarına neden olmasıdır. Bu nedenlerin en önemlisi de trombosit sayısındaki azalma ve trombositlerde oluşan fonksiyon bozukluklarıdır.[15] Zimmermann ve ark.[16] KABG ameliyatından birkaç gün sonra ASA ile trombosit siklooksijenaz arasındaki ilişkinin bozulmasına bağlı olarak ASA alan kişilerde trombosit aktivasyonunun da bozulabileceğini bildirmişlerdir.
Çalışmamızda KPB kullanılarak ameliyat edilen hastaların %70’inde ASA direnci saptanırken KPB kullanılmadan ameliyat edilen hastalarda bu oran %25 idi. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı. KPB kullanılarak ameliyat edilen hastalardaki bu fark parsiyel olarak ekstrakorporeal dolaşım sonrası azalmış trombosit sayısına bağlı olarak artan trombosit döngüsüne bağlanabilir.[17] Çalışmamızda önceden yapılmış çalışmalara paralel olarak KPB sonrası ilk gün hastaların trombosit sayılarında %25’e kadar bir düşüş saptandı. Sonraki günlerde trombosit sayısı hızlıca artmış ve ameliyat sonrası beşinci günde eski seviyelerine ulaşmıştır. Asetil salisilik asitin yarı ömrünün kısa (<20 dk) olması nedeniyle trombosit fonksiyonlarının sirkadiyen inhibisyonu tam olmamış olabilir ve ciddi seviyelerde trombosit, fonksiyonlarını koruyarak dolaşımda kalıyor olabilir.[18] Bu da KPB sonrası gelişen ASA direncinin bir nedeni olabilir. Bu sonuç Weber ve ark.nın[4] yaptıkları ASA direnci sınıflandırmasına göre tip 1 ASA direncine uymaktadır.
Zimmerman ve ark.[16,19] yaptıkları çalışmada KABG ameliyatı sonrası ASA direncini araştırmışlar ve ASA’nın normalde trombositlerin agrege olmasını inhibe ettiği dozun KPB sonrası yetersiz kaldığını ve doz artırımıyla da ancak parsiyel yanıt alınabildiğini göstermişlerdir. Doz artırımıyla bile ancak parsiyel sonuç alınmış olması ile de Weber ve ark.nın[4] yaptıkları ASA direnci sınıflandırmasına göre tip 2 ASA direncine uymaktadır. Gluckman ve ark.nın[20] 229 hasta ile yaptıkları çalışmada KABG ameliyatı sonrası ASA direnci olan hastalarda ASA direncinin safen ven oklüzyonuna etkisine bakılmış ve PFA-100 ile ASA direnci tespit edilen hastalarda safen ven çapında anlamlı olacak şekilde daralma tespit etmişlerdir.
Lim ve ark.nın[21] yaptıkları bir meta analizde KABG ameliyatı sonrası düşük doz ASA (50-150 mg/gün) kullanan hastalarda 300-325 mg/gün ASA kullananlara göre daha fazla greft tıkanıklığı tespit edilmiştir. Çağırcı ve ark.[22] ise yaptıkları çalışmada ASA direncinin safen ven grefti tıkanıklığında önemli bir rol oynamadığını bildirmişlerdir. Fakat belirtilen bu çalışmada, ASA direncinin zaman içerisinde gerilemesi ile direnç saptanan hasta sayısında azalma olmuş olabilir ve bu da ASA direnci-tıkanıklık ilişkisi açısından anlamsız bir sonuç çıkmasına neden olmuş olabilir. Neubauer ve ark.[11] yaptıkları çalışmada koroner arterlerine girişim yaptıkları hastalarda ASA direnci tespit ettiklerinde ASA dozlarını 500 mg’a kadar artırdıklarında trombositler üzerindeki etkinin tekrar başladığını tespit etmişlerdir. Hala yanıt vermeyen hastalarda klopidogrel veya thienopyridine grubu ilaçlar ekleyerek yeterli antitrombosit etkinin başlamasını sağlamışlardır.
Kardiyopulmoner baypas kullanılmadan yapılan ameliyatlar sonrasında görülen ASA direnci enflamatuvar yanıta bağlı olarak gelişen trombosit reaktivitesine ve ameliyat sonrası dönemde kullanılan analjezik ve antienflamatuvar ilaçlara bağlı gelişebilir.[23] Hohlfeld ve ark.[24] yaptıkları çalışmada KABC sonrası kullanılan pirazolinon, ibuprofen, naproksen gibi analjeziklerin de KABG ameliyatı sonrası gelişen ASA direncine katkıda bulunabileceklerini göstermişlerdir. Würtz ve ark.[25] da yaptıkları çalışmada ASA ile proton pompa inhibitörlerinin bir arada kullanılmasının trombositlerdeki ASA yanıtını azalttığını tespit etmişlerdir. Bununla birlikte sigara kullanımı, diyabet, hiperlipidemi gibi faktörler isoprostan üretimini artırır. İsoprostan ise hem tromboksan sentezini artırarak hem de trombositlerin agonistlere olan yanıtını değiştirerek ASA direncine neden olabilir.[26]
Golanski ve ark.[27] yaptıkları çalışmada KABC sonrası ASA kullanan hastaları takip etmişler ve ameliyat sonrası birinci ayda, ameliyat sonrası onuncu günde ASA dirençli olguların bir kısmının tekrar duyarlı hale döndüklerini göstermişlerdir. Biz de çalışmamızda Golanski ve ark.nın sonuçlarına benzer olarak ASA direnci gelişen hastaların 1. ayda tekrar duyarlı hale geldiğini bulduk. Karotis cerrahisi sonrasında da geçici olarak ASA direnci gelişmesi,[28] ASA direncinin tüm cerrahi ameliyatlar sonrasında oluşabileceğini düşünmemize neden olmaktadır. Kardiyopulmoner baypas sonrası ortaya çıkabilen çoklu ilaca dirençli protein 4 sayısındaki artış da bu ASA direncinin bir nedeni olabilir.[14] Mattiello ve ark.[29] yaptıkları çalışmada KABG ameliyatı sonrası çoklu ilaca dirençli protein 4 miktarındaki artışın ASA direncine neden olabileceğini göstermiş ve dipridamol ile bu proteini inhibe ettikten sonra ASA etkisinin daha normale yakın olduğunu öne sürmüşlerdir. Antitrombosit direnci olan hastalarda bir potansiyel alternatif ilaç, fosfodiesteraz 3 inhibitörü olan silastazoldür. Serebrovasküler olay geçiren hastalarda silastazol monoterapisi ile tekrarlayan inmelerde belirgin azalma saptanmıştır. Asetil salisilik asit veya klopidogrele silostazol eklenmesi ile kanama zamanında uzama saptanmamış ve birlikte kullanımın güvenli olduğu bildirilmiştir.[30]
Çalışmamızın az sayıda hasta ile yapılmış olması ve hastaların randomize seçilmemiş olması bu çalışmanın kısıtlayıcı faktörleriydi.
Sonuç olarak yaptığımız çalışma göstermiştir ki KPB kullanılarak ameliyat edilen hastalarda KPB kullanılmayanlara göre ASA direnci artmış oranlarda görülmektedir. Asetil salisilik asitin direncini göstermekte kullanılan testlerin yeterli standardizasyonunun olmaması ve maliyetlerinin yüksek olması bu fenomenin geri plana atılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yeni ve daha ucuz tanı yöntemleri geliştirilmelidir. Bu sayede KABG ameliyatı sonrası hastalar ASA direnci yönünden en azından ameliyat sonrası erken dönemde daha sık takip edilebilir. Bununla beraber daha kapsamlı ve randomize çalışmalar yapılarak KPB’nin ASA direncine etkisi tam olarak tespit edilmeli ve buna yönelik olarak gerekirse antikoagülan kullanımı, daha az antienflamatuvar ilaç kullanımı, proton pompa inhibitörlerinin daha az kullanımı ve ameliyat sırası kan kaybının minimize edilmeye çalışılması gibi farklı tedavi yöntemleri geliştirilmelidir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Edmunds LH Jr. Cardiopulmonary bypass for open heart
surgery. In: Baue A, Geha AS, Hammond GL, Laks H,
Naunheim KS, editors. Glenn’s thoracic and cardiovascular
surgery. Stanford: Appleton and Lange; 1996. p. 163-5.
2) Favaloro RG. Critical analysis of coronary artery bypass graft
surgery: a 30-year journey. J Am Coll Cardiol 1998;31:1B-
63B.
3) Dignan RJ, Kadletz M, Dyke CM, Lutz HA, Yeh T Jr,
Wechsler AS. Microvascular dysfunction after myocardial
ischemia. J Thorac Cardiovasc Surg 1995;109:892-7.
4) Weber AA, Przytulski B, Schanz A, Hohlfeld T, Schrör K. Towards a definition of aspirin resistance: a typological
approach. Platelets 2002;13:37-40.
5) Zimmermann N, Weber AA, Hohlfeld T. Aspirin “resistance”.
Herz 2008;33:270-8. doi: 10.1007/s00059-008-3129-x.
6) Hankey GJ, Eikelboom JW. Aspirin resistance. BMJ
2004;328:477-9.
7) Hobikoglu GF, Norgaz T, Aksu H, Ozer O, Erturk M,
Nurkalem Z, Narin A. High frequency of aspirin resistance
in patients with acute coronary syndrome. Tohoku J Exp Med
2005;207:59-64.
8) Güray Y, Güray Ü, Korkmaz Ş. Aterosklerotik hastalıklar
için bir risk faktörü: aspirin direnci. MN-Kardiyoloji Dergisi
2007;14:354-62.
9) Gasparyan AY. Aspirin and clopidogrel resistance:
methodological challenges and opportunities. Vasc Health
Risk Manag 2010;6:109-12.
10) Cağirci G, Ozdemir O, Geyik B, Cay S, Oztürk S,
Aras D, et al. The prevalence of aspirin resistance in
patients with metabolic syndrome. Turk Kardiyol Dern
Ars 2009;37:461-6.
11) Neubauer H, Kaiser AF, Endres HG, Krüger JC, Engelhardt
A, Lask S, et al. Tailored antiplatelet therapy can overcome
clopidogrel and aspirin resistance--the BOchum CLopidogrel
and Aspirin Plan (BOCLA-Plan) to improve antiplatelet
therapy. BMC Med 2011;9:3. doi: 10.1186/1741-7015-9-3.
12) Dordoni PL, Frassanito L, Bruno MF, Proietti R, de
Cristofaro R, Ciabattoni G, et al. In vivo and in vitro effects
of different anaesthetics on platelet function. Br J Haematol
2004;125:79-82.
13) Rand ML, Leung R, Packham MA. Platelet function assays.
Transfus Apher Sci 2003;28:307-17.
14) Eikelboom JW, Hankey GJ. Overexpression of the multidrug
resistance protein-4 transporter in patients undergoing
coronary artery bypass graft surgery a cause of aspirin
resistance? J Am Coll Cardiol 2011;58:762-4. doi: 10.1016/j.
jacc.2011.04.025.
15) Hyde JA, Chinn JA, Graham TR. Platelets and
cardiopulmonary bypass. Perfusion 1998;13:389-407.
16) Zimmermann N, Kurt M, Wenk A, Winter J, Gams E,
Hohlfeld T. Is cardiopulmonary bypass a reason for aspirin
resistance after coronary artery bypass grafting? Eur J
Cardiothorac Surg 2005;27:606-10.
17) Sanioglu S, Tetik S, Sokullu O, Deniz H, Aydemir N, Yilmaz
M, et al. Aspirin resistance after CABG. Thorac Cardiovasc
Surg 2009;57:281-5. doi: 10.1055/s-0029-1185564.
18) Doutremepuich C, Aguejouf O, Eizayaga FX, Desplat V.
Reverse effect of aspirin: is the prothrombotic effect after
aspirin discontinuation mediated by cyclooxygenase 2
inhibition? Pathophysiol Haemost Thromb 2007;36:40-4.doi: 10.1159/000112638.
19) Zimmermann N, Kurt M, Winter J, Gams E, Wenzel F, Weber
AA, et al. Aspirin-induced platelet inhibition in patients
undergoing cardiac surgery. Platelets 2007;18:528-34.
20) Gluckman TJ, McLean RC, Schulman SP, Kickler TS,
Shapiro EP, Conte JV, et al. Effects of aspirin responsiveness
and platelet reactivity on early vein graft thrombosis after
coronary artery bypass graft surgery. J Am Coll Cardiol
2011;57:1069-77. doi: 10.1016/j.jacc.2010.08.650.
21) Lim E, Ali Z, Ali A, Routledge T, Edmonds L, Altman DG,
et al. Indirect comparison meta-analysis of aspirin therapy
after coronary surgery. BMJ 2003;327:1309.
22) Çağırcı G, Özdemir Ö, Yılmaz S, Ayaz S, Aras D, Balbay Y,
ve ark. Safen ven koroner baypas greft tıkanıklığında aspirin
direnci. Türkiye Klinikleri J Med Sci 2010;30:603-9.
23) Patrignani P, Capone ML, Tacconelli S. NSAIDs and
cardiovascular disease. Heart 2008;94:395-7. doi: 10.1136/
hrt.2007.136002.
24) Hohlfeld T, Zimmermann N, Weber AA, Jessen G, Weber
H, Schrör K, et al. Pyrazolinone analgesics prevent the
antiplatelet effect of aspirin and preserve human platelet
thromboxane synthesis. J Thromb Haemost 2008;6:166-73.
25) Würtz M, Grove EL, Kristensen SD, Hvas AM. The
antiplatelet effect of aspirin is reduced by proton pump
inhibitors in patients with coronary artery disease. Heart
2010 ;96:368-71. doi: 10.1136/hrt.2009.181107.
26) Patrono C, Falco A, Davì G. Isoprostane formation and
inhibition in atherothrombosis. Curr Opin Pharmacol
2005;5:198-203.
27) Golanski J, Chłopicki S, Golanski R, Gresner P,
Iwaszkiewicz A, Watala C. Resistance to aspirin in patients
after coronary artery bypass grafting is transient: impact
on the monitoring of aspirin antiplatelet therapy. Ther Drug
Monit 2005;27:484-90.
28) Payne DA, Jones CI, Hayes PD, Webster SE, Ross Naylor A,
Goodall AH. Platelet inhibition by aspirin is diminished in
patients during carotid surgery: a form of transient aspirin
resistance? Thromb Haemost 2004;92:89-96.