Tartışma
Kalp travmaları delici-kesici ve künt travma şeklinde olmaktadır. İlk başarılı kalp yaralanması tedavisi 1895 yılında Rehnn tarafından bildirilmiştir [
1]. Delici-kesici kalp travmaları sıklıkla bıçak veya ateşli silah yaralanmaları sonucu görülmektedir. Nadiren kırık kot veya sternum parçaları da sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Delici kesici kalp travmaları perikardium ve tek bir kalp boşluğuna sınırlı olabilir. Her bir kalp boşluğuna olan travma sıklığı göğüs ön duvarına olan travmanın yönü ile ilgilidir. Hastaneye ulaşabilen yaralanmaların ortalama %35ini yalnızca sağ ventrikülle ilgili olanlar oluşturmaktadır. Sol ventrikül yaralanmalarına %28 oranında rastlanılmaktadır. Sağ atrium yaralanmaları ise daha az sıklıkla görülmektedir[
1,
6,
13,
14]. Hastaların %30unda yaralanma, birden fazla kalp boşluğunu ilgilendirmektedir [
2,
7]. Delici-kesici kalp yaralanmaları ventrikül septumunu da içerebilir. Delici-kesici kalp travmalarının geç sekeli olarak anevrizma ve yalancı anevrizma teşekkül edebilir. Yalancı anevrizma kesici delici yaralanmalarda künt yaralanmalara nazaran daha sıktır [
15,
16]. Kalp kapaklarını da tutan yaralanmalar bildirilmiş ise de ne sıklıkta olduğu bilinmemektedir. Delici kesici kalp travmalarında koroner arter yaralanması künt travmalara nazaran daha az sıklıkta görülmektedir. Koroner arter zedelenmesi sıklıkla kalp tamponadına ve buna ilaveten akut myokard infarktüsüne yol açabilmektedir. Travmatik koroner arteriovenöz veya arteriokameral fistüller oluşabilmektedir [
3,
4,
5,
8,
10]. Delici-kesici alet yaralanmaları akut kalp tamponadı ile sonuçlanmaktadır. Yüksek ivmeli çekirdek yaralanmaları akut hemorajik şokla ölümcül seyretmektedir. Atrium veya ventrikül boşluklarına isabet eden kurşun çekirdekleri fibrinle örtülmekte ve daha sonra üzeri endotelle kaplanmaktadır. Endotelle kaplanmadan önceki dönemde emboli riski fazladır. Kurşun çekirdeği infektif endokardit için potansiyel bir tehlike oluşturmaktadır [
14]. Kesici-delici kalp yaralanmaları genellikle plevral kavite, A. mammaria interna, akciğer veya karaciğer ya da diğer abdominal organ yaralanmaları ile beraber görülebilmektedir. Göğüs, boyun veya batın üst kısmına olan delici kesici alet yaralanmalarında kalp yaralanması da düşünülmelidir. Delici kalp travması oluşmuşsa hastada ya tamponad ya da hemorajik şokla birlikte hemotoraks mevcuttur. Hastanın genel durumu ileri derecede bozuksa tanının doğrulanması için eksploratris torakotomi yapılması uygundur. Hastanın durumu düzeldikten sonra ilave intrakardiak lezyonların tespiti için diğer tanı yöntemlerine başvurulmalıdır. Ekokardiyografi, gerçek ve yalancı anevrizmaların tayininde büyük yararlar sağlamaktadır. Eğer koroner arter yaralanması ve koroner arter fistülünden şüphe ediliyorsa koroner angografi yapılmalıdır [
9]. Kesici-delici kalp yaralanmalarında acil müdahale için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Hasta şokta ise acil torakotomi derhal gerçekleştirilmelidir. Ameliyathane hazırlıkları yapılana kadar destekleyici önlemler alınmalıdır. Hasta entübe edilip ventilasyon sağlanmalıdır. Hastaya Swan-Ganz kateteri yerleştirilmelidir. Son yıllarda acil girişim konusunda büyük ilerlemeler kaydedilerek mortalite oranı hayli düşürülmüştür. İstanbul Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi, İstanbulun Anadolu Yakasında kardiotorasik acil cerrahi kabul eden yegane merkezdir. 1980-1991 yılları arasındaki dönemde merkezimize başvuran 35 delici-kesici kalp yaralanmasına cerrahi girişimde bulunulmuştur. Bunları %20si (7 hasta), ateşli silah yaralanması, %80i kesici-delici alet yaralanması (28 hasta) idi. Serideki hastaların üçü (%9) kadın, 32si (591) erkek olup yaş ortalaması 27.1 olarak tespit edilmiştir. Yaralanma ile cerrahi girişim arasındaki süre 10 dakika ile 18 saat arasında değişmektedir. Hastaların %57sinde müracaat anında kalp tamponadı, %26sında sol hemotoraks %8.5inde ise sağ hemotoraks gözlenmiştir. Cerrahi girişim yapılan hastaların %68.5inde sol anterolateral torakotomi, %14.2-sinde sağ anterolateral torokotomi, %17.1inde ise median sternotomi ile girişimde bulunul-muştur. Cerrahi girişimde bulunulan vakalarda mortalite %6.5dir. Kalbe ait yaralanmaların lokalizasyonuna göre sıklığı literatür ile paralellik göstermeyip, serimizde sıklıkla rastlanılan yaralanma sol ventrikül boşluğuna olmuştur. Sağ
atrium yaralanması ise nadir değildi. Delici-kesici kalp yaralanmaları ile birlikte görülen lezyonların lokalizasyonu tablo 2de gösterilmiştir. Hasta ameliyathaneye ulaştırılıp göğüs açıldığında perikard gergin ve kanlı mayii ile dolu olduğu tespit edildiğinde derhal açılarak kan ve pıhtı boşaltılmalıdır. Takiben kanama odağı bulunarak kontrol altına alınmalıdır. Bazı nadir durumlarda kordiopulmoner baypass gerekebilir. Büyük bir koroner arter yaralanmasında aortokoroner bypass gerekebilir. Zedelenmiş arter küçük ise kanayan damar bağlanabilir [
7,
11,
12]. Takdim edilen hasta hem literatür hem de kendi klinik tecrübelerimize uygun gelişim göstermiş ve gerekli acil müdahale yapılarak hasta hayatı kurtarılmıştır.