Geç dönem takiplerimizde 4 hastamızı (%7.7) kaybettik. Bu hastalarımız kapak disfonksiyonu, bakteriyel endokardit, serebral tromboemboli ve serebral hemoraji nedenleriyle kaybedilmişlerdir. Geç dönem mortalite hızı 2.34 hasta / yıl olarak hesaplanmıştır. Çalışmamızda kapak disfonksiyonu 1 hastamızda (%1.9) görülmüştür. Bu hastamız ameliyat edilemeden akut akciğer ödeminden kaybedilmiştir. Erken mortalite hariç tutularak kapak disfonksiyonundan arındırılmış yaşam oranı %96.1 ±2 olarak hesaplanmıştır. Serimizde bakteriyel endokardit 2 hastamızda (%3.9) görülmüştür. Bu hastalarımızdan bir tanesi medikal tedavi altında iken kaybedilmiştir diğer hastamıza ise medikal ve cerrahi tedavi uygulanmıştır. Erken mortalite hariç tutularak bakteriyel endokarditten arındırılmış yaşam oranı global olarak %93.7 ±2 olarak hesaplanmıştır. Bütün yeni gelişen periferik emboliler, hemorajik olmayan serebral ataklar ve transient iskemik ataklar tromboemboli olarak kabul edilmiştir. Trombo emboli hastalarımızdan 3 tanesinde gözlenmiştir. Hastaların 2'sinde serebral emboli, diğerinde periferik emboli tespit edilmiştir. Serebral emboli olan bir hastamız kaybedilmiştir, diğer hastada ise transient iskemik atak olduğu görülmüştür. Diğer hastamıza ise femoral embolektomi uygulanmıştır. Erken mortalite hariç tutularak tromboemboliden arındırılmış yaşam oranı global olaral %91.7 ±4 olarak hesaplanmıştır. Postoperatif ilk 72 saatten sonra gelişen kanamaların hepsi antikoagülan bağımlı kanama olarak kabul edilmiştir. Bütün hastalarımıza ameliyattan sonra oral antikoagülan (INR 2.5-3.5 olacak şekilde) başlanmıştır. 2 hastamızda kanama görülmüştür. Bu hastalarımızdan bir tanesi serebral kanama nedeniyle kaybedilmiştir diğer GIS kanaması olan hastamız ise medikal olarak tedavi edilmiştir. Erken mortalite hariç tutularak kanamalardan arındırılmış yaşam oranı %95.3 ±2 olarak belirlenmiştir. Periprostetik kaçak, ciddi hemoliz ve kapak trombozu serimizde görülmemiştir.
Postoperatif ilk 30 günü kapsayan ve hastane veya erken dönem mortalitesi olarak adlandırılan dönemdeki ölümlerin kapağa bağlı nedenlerden kaynaklanmadığı saptanmıştır. Mitral kapak replasmanı yapılan hastalarda erken dönem mortaliteyi arttıran risk faktörleri gözden geçirildiğinde; o İlerlemiş yaş
o Kapak patolojisi olarak mitral darlığın daha ön planda olması. Bunun nedeni, ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek ani hemodinamik değişiklikler (Sol ventrikül atım hacmindeki azalma)
o Sol ventrikül ve sol atrial hipertrofinin birlikte olduğu olgular
o İskemik mitral yetmezliği
o Yandaş kardiyak patolojiler
o NHYA sınıflamasına göre IV. grupta olan hastalar (Pulmoner arter basıncı önemli derecede yüksek olan grup)
Erken dönemde 3 hastamız (%5.2) kaybedilmiştir. Diğer çalışmalarda izole mitral kapak replasmanı için %2-7 arasında erken dönem mortalitesi verilmektedir [7,8].
Mekanik kapak replasmanı yapılan hastalarda ortaya çıkan tromboembolik komplikasyonlardan çeşitli faktörler suçlanmaktadır. Bunların başında antikoagülasyon yetersizliği gelmektedir. Yapılan çalışmalarda da kapak replasmanı sonrası Warfarin kullanan hastaların %33-70'inde antikoagülasyonun yeterli değere çıkabildiği saptanmıştır. Diğer bir faktörde atrial fibrilasyondur. Bizim tromboemboli gözlenen 3 hastamızda da atrial fibrilasyon mevcut idi, aynı zamanda antikoagülasyonun subterapotik dozda kaldığını gözledik. Erken mortalite hariç tutularak tromboemboliden arındırılmış yaşam oranı global olarak %91.7 ±4 olarak hesaplanmıştır. Bu oranlar literatürle uyumlu bulunmuştur [7-9].
Prostetik kapak endokarditi %35-66'lara varan mortalite oranına sahiptir. Önceleri infeksiyona daha dirençli olacağı ve buna bağlı biyoprotez kapakların mekanik kapaklara oranla enfektif endokardit riskinin daha az olacağı düşünülmüş ise de, yapılan çalışmalarda oranın iki kapak tipi arasında farklılık göstermediği bildirilmiştir [2]. Serimizde bakteriyel endokardit iki hastamızda görülmüş bu hastalarımızdan bir tanesi medikal tedavi altında iken kaybedilmiştir diğer hastamıza reoperasyon uygulanmıştır. Sonuçlarımız literatürle uyumlu olarak belirlenmiştir [3-5]. Mekanik kapak replasman operasyonları sonrasında karşımıza çıkan bir diğer problem antikoagülasyona bağlı kanamadır. Erken mortalite hariç tutularak kanamalardan arındırılmış yaşam oranı %95.3 ± 2 olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlar literatür verilerinin bir miktar üzerindedir [2,6,7]. Bunun nedenini antikoagülasyon rejimimizde warfarin dozunu üst sınırda tutmamıza bağlamaktayız. Serimizde kapak disfonksiyonu 1 hastamızda görülmüş, periprostetik kaçak, ciddi hemoliz ve kapak trombozu ise görülmemiştir. Onun için bu konularda değerlendirme yapamamaktayız. Sonuç olarak; serimizdeki hasta sayısının az olmasına rağmen, mitral pozisyonda mekanik kapak replasmanı uygulanacak hastalarda erken-orta dönem sonuçları açısından Sorin bileaflet kapakların kullanılmasının uygun olacağı düşüncesindeyiz [8-10].
1) Kirklin JW and, Barratt-Boyes BG, eds. Cardiac Surgery New York: Churchill Livingstone, 1993;492-3.
2) Taşöz R, Oğuz M, Eren NT. Carpentier-Edwards perikardial biyoprotez klinik sonuçlarımız: MN Kardiyoloji 1997;4:440-4.
3) Aral A, Oğuz M, Şırlak M; Prostetik kapak replasman ameliyatlarımız:Klinik Blimler ve Doktor; 1997;3:192-6.
4) Hasenkam JM, Pasquino E, Stacchino C; Wear Patterns in the Sorin Bicarbon Mechanical Heart Valve: A Clinical Explant Study. J Heart Valve Dis; 1997;6:105-14.
5) Noera G, Pensa PM, Lamarra M; Hemodynamic evaluation of the Carbomedics R, St Jude Medical HP and Sorin-Bicarbon valve in patients with small aortic annulus: Eur J Cardiothor Surg; 1997;11:473-6.
6) Flameng W., Vandeplas A, Narine K; Postoperative Hemodynamics of two bileaflet heart valves in the aortic position: J Heart Valve Dis; 1997;6:269-73.
7) Salvo CD, Walesby RK; Early single centre experience with 192 Sorin Bicarbon valves: J Cardiovasc Surg;1996; 37:13-5.
8) Casselman F, Herijgers P, Meyns B; The Bicarbon heart valve prosthesis: short-term results: J Heart Valve Dis; 1997; 6: 410-5.