Korono-kamaral fistüllerin primitif epikardiyal koronerdamarları kalp boşluklarına bağlayan embriyonikarteriyoluminal sinüsoidlerin kaybolmamasındankaynaklandığı ileri sürülmüştür. Normal gelişimde buembriyonik korono-kamaral bağlantıların çapları gittikçe azalırve sonunda koroner sinüzoidlere veya Thebesian venlerine dönüşürler. Koroner arter - pulmoner arter fistülü ise pulmonerarterdeki anjiyoblastik yataklardan çıkan aksesuar koronerarterlerden kaynaklanmaktadır.
Fistüller edinsel olarak da gelişebilirler. Gelişimin erkendönemlerinde sentezlenen ve vaskülogenezi ve vaskülermigrasyonu belirleyen bazı proteinler (Vaskular Endotelyal Growth Faktör-VEGF- gibi) vardır [3]. Edinsel olarak gelişenKAFlerde, bir sebeple, bu proteinlerin tekrar sentezlenmeye başladığı ve sistemik kardiyoperikardial arterlerden çevreye,başka damar yapılarına doğru tomurcuklanmalar olduğu iddia edilmiş.
Fistülün kaynaklandığı koroner arter, drene olduğu yer, fistülünbüyüklüğü ve akım hızı (flantın varlığı) klinik semptomlarınortaya çıkmasını belirleyebilecek faktörlerdir. En büyükserilerden birisine sahip olan Hobbs ve arkadaşları [4],fistülleri kaynaklandıkları yere göre ayırmışlardır: %50 sağkoroner arter (RCA), %42 sol koroner arter (LCA), %19 RCA+ LCA fistüllerinin görüldüğünü belirtmişlerdir. Fistüllerin açıldıkları yerlere göre sıralama ise şöyledir: RV %41, RA%26, PA %17, LA%5, LV %3, koroner sinüs %7 ve VCS %1.Görüldüğü gibi koroner arter fistülleri en çok RCAdan kökenalmakta ve en çok RVye drene olmaktadır.
Genellikle ilgili koroner arter fistülün proksimalinde belirginolarak dilatedir. Fistül akımı da miyokardiyal akımdan bir kaçkat daha fazladır. Eğer fistül venöz sisteme açılıyorsa belirginbir sol-sağ flant olabilir. Bu tür durumlarda veya fistül akımınındüşük resistanslı bir sisteme yönelmesi durumunda stealfenomeni olabilir. Bu da anjina pektorise, hatta bazı vakalardamiyokardiyal infarktüse sebep olabilir. Bir başka potansiyelproblem de yüksek debili akımın yarattığı intimal hasara bağlıaterom formasyonudur (premature ateroskleroz). Yine akımave flanta bağlı olarak dispne, koroner anevrizmal dilatasyon,fistül rüptürü ve pulmoner hipertansiyon görülebilir. %3-4vakada infektif endokardit gelişebilir. Bu nedenle fistülakımının yüksek olduğu vakalarda antibiotik proflaksisiyapılabilir.
Literatürde kapak hastalığı ile birlikte olan sadece 10 kadarKAF vakası bulunmaktadır. Bunlardan ikisi aort kapak stenozu(AS) olgusu idi [5]. Aort stenozlu bu vakaların birinde RCARAfistülü ile, diğerinde her iki koroner arter sistemi ile PAarasında konneksiyon mevcuttu. Mitral darlığı vakalarının iseikisi LCA- LA arasında, biri LCA-PA arasında, biri RCA-PAarasında ve son dördü her iki koroner sistem ile PA arasındabelirlenmiştir [6-9]. Bizim sunduğumuz olgu, MSli bir hastadasaptanmış bir RCA-RV fistülüdür. RCA-RV konneksiyonununtüm KAFlar içinde en sık görülen tip olmasına rağmen, kapakhastalığı da olan KAF vakalarında şu ana kadarbildirilmemesini, bu asssosiasyonu gösteren toplam vakasayısının çok az olmasına bağlanabilir. Bu iki patalojinin birlikteliğini, tek bir sendromun komponentlerinden ziyaderastlantısal olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Koroner arter fistüllerinin spontan kapanma ihtimalleri varsada, bu çok az vakada görülür. Bu nedenle çoğu asemptomatikolarak seyreden KAF olgularının tedavisinde genellikle ikiekol hakimdir. Birinci ekol medikal takiptir. Yani hemodinamikbir problem çıkmadıkça veya semptomlar belirmedikçetedaviye girişilmez. İkinci ekol ise, semptom olsun veyaolmasın 20 yaşını geçmeden hastayı ameliyata almak ve elektiffistül ligasyonu uygulamaktır. Böylece, fistül bağımlı komplikasyonların gelişiminin önlenmesi amaçlanır. Eğer ortaveya büyük debili bir flant mevcut ise veya hasta semptomatikise, hangi yaşta olursa olsun, cerrahi önerilir. Fistülün dreneolduğu odacık açılmayacaksa ameliyat kardiyopulmonerbypass kullanılmadan gerçekleştirilebilir. Son yıllardapopülaritesi artan koil (minyatür bir bobin) ile embolizasyonyöntemi daha az invaziv olmasına rağmen her vakada uygulanamamaktadır. Koroner arter fistülü kapak hastalığı ile birlikte bulunduğunda fistüle bağlı olabilecek semptomlar ve fizik muayene bulguları kolaylıkla maskelenebilir. Bu nedenle, kapak fonksiyonlarını değerlendirmek için kardiyak kataterizasyon planlanan herolguda, hastanın yaşına veya risk faktörlerine bakılmaksızınkoroner anjiyografi uygulaması bu patalojinin yakalanmasınayardımcı olabilecektir.
1) Yamanaka O, Hobbs RE. Coronary artery anomalies in 126,595 patients undergoing coronary arteriography. Cathet Cardiovasc Diagn 1990;21:28-40.
2) İflcan HZ, Göl MK, Yılmazkaya B, ve ark. Konjenital koroner arter fistül cerrahisi: Erken ve geç dönem sonuçlar. Türk Göğüs Kalp Damar Cer Derg 1998;6:488-92.
3) Paolo Angelini. CoronarytoPulmonary Fistulae: What Are They? What Are Their Causes? What Are Their Functional Consequences? Tex Heart Inst J 2000;27:327-9.
4) Oomman A, Mao R. Coronary arterial fistula from both the coronaries to pulmonary artery in association with congenital bicuspid aortic stenosis. Indian Heart J 2000;52:201-2.
5) McClung JA, Belkin RN, Chaudhry SS. Left circumflex coronary artery to left atrial fistula in a patient with mitral stenosis: Invasive and noninvasive findings with pathophysiologic correlation. Cathet Cardiovasc Diagn 1996;37:52-4.
6) King SB, Schoonmaker FW. Coronary artery to left atrial fistula in association with severe atherosclerosis and mitral stenosis: Report of surgical repair. Chest 1975;67:361-3.
7) Lin CL, Chen YF, Chiu CC, Voon WC, Lee CS, Lin CC. Coexistent mitral stenosis and coronary artery fistula presenting as myocardial ischemia: Case report. Kaohsiung J Med Sci 1997;13:117-22.