Yapılan fizik muayenesinde, solunum seslerinin sağ hemitoraksta azalmış olduğu tespit edildi. Oksijen satürasyonu %70 olarak ölçüldü. Telekardiyografisinde sağ plevral effüzyon tespit edilen hastaya sedasyon altında, lokal anestezi ile torasentez yapıldı ve 300 ml seröz mayi boşaltıldı. Yapılan kontrol ekokardiyografisinde pulmoner arter içinde şanta bağlı bol miktarda kan akımı tespit edildi. Kliniği düzelen hasta diüretik ve antibiyotik tedavisi ile 5. gün taburcu edildi.
Hasta 1 ay sonra genel durum bozukluğu, yüksek ateş, sık ve zorlu nefes alma şikayetleri ile tekrar acil kliniğimize başvurdu. Fizik muayenesinde, genel durumu orta, cilt soğuk, soluk, nemli idi. Hasta takipneikti, interkostal ve subkostal kaslarda çekilme mevcuttu. Dinlemekle iki taraflı akciğer bazallerinde krepitasyon vardı, karaciğer 4 cm palpabl idi. Şant üfürümü mevcuttu. Vücut ısısı aksiller 39°C, nabız dakika sayısı 180 / sinüzal, sistolik kan basıncı 70 mmHg olarak tespit edildi. Telekardiyografisinde üst mediasten gölgesi ileri derecede genişlemiş olarak görülmekteydi (Resim 1). Ekokardiyografisinde mediastende bol miktarda koleksiyon ve şant bölgesinde yarı solid kitle tespit edildi. Çekilen toraks bilgisayarlı tomografik incelemesinde mediastende geniş koleksiyon saptandı. Hasta seroma ön tanısı ile yarı acil şartlarda ameliyata alındı. Resternotomi yapılan hastada tüm ön ve üst mediasteni, sağ ve sol plevra boşluklarının üst yarısını dolduran içi seröz mayi ile dolu bir kese ile karşılaşıldı. Kontrollü olarak açılan keseden yaklaşık 250 ml seröz mayi boşaltıldı. Bu kesenin merkezinde, şant bölgesine uyan kısımda, greftin etrafını saran daha yoğun 8x6x4 cm boyutlarında sarı renkli, jöle kıvamında kitle rezeke edildi (Resim 2). Postoperatif hastanın kliniği hızla düzeldi. Kitlenin patolojik incelemesi sonucu seroma tanısı teyid edildi. Hastanın tedavisine diüretik ve antienflamatuar eklendi. Daha sonraki takipleri sorunsuz seyreden hasta 5. gün taburcu edildi. Hastanın 1. ve 6. ay kontrollerinde telekardiyografisinde mediasten gölgesi normal sınırlarda idi. Hastanın tedavisinde diüretik kullanımına devam edildi. Kontrol ekokardiyografilerinde şant akımı mevcutu ve mediastende kolleksiyon tespit edilmedi. Hasta halen medikal tedavi altında klinik durumu ve fonksiyonel kapasitesi iyi olarak takiplerine devam edilmektedir.
Greft etrafından transüdasyonun mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, pek çok faktör bundan sorumlu tutulmaktadır. PTFE greftlerde yüzey hidrofob olmasına rağmen, implante edildikten 48-96 saat sonra hidrofil hale gelmesine terleme adı verilmektedir. Terleme şeklindeki transüdasyon, bazen implantasyondan hemen sonra şant akımı başlar başlamaz ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan, proteinler ve fibröz doku birikiminin ise greft iç ve dış yüzeyinde kaplama olarak adlandırılan olayı meydana getirdiği tespit edilmiştir. Bu iki olayın arasındaki dengenin bozulmasının PTFE greftten oluşan seröz drenajda anahtar rol oynadığı öne sürülmektedir [1,2]. Yapılan çalışmalar, fibroblast inhibisyonuna neden olan immunolojik faktörler, greftten geçen kan akımının miktarı, sistemik heparin kullanımı, greft porozitesini bozan travmalar, bazı kimyasal ajanlarla (organik solventler, povidone iodium, antibiyotik solüsyonları, heparin) greftin teması gibi faktörlerin bu iki olay arasındaki dengeyi bozarak seroma oluşumuna ortam hazırladıklarını düşündürmektedir [1-3]. Yazarlar tanıda 48 saatten uzun süren seröz drenaj ve telekardiyografide şant bölgesinde operasyondan 1 hafta sonra sebat eden konsolidasyonun seroma gelişimine işaret ettiğini vurgulamaktadırlar [1]. Ayırıcı tanıda hematom, psödoanevrizma ve atelektazinin düşünülmesi gerektiği, ekokardiyografi ve torakal bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans tetkiklerinin kesin tanıda önemli yer tuttuğu belirtilmiştir [4]. Bu olguda da operasyondan bir hafta sonra sağ plevral effüzyon gelişmiştir. Hasta tekrar kliniğe başvurduğunda mediastinal kitlenin ayırıcı tanısında ekokardiyografi ve torakal bilgisayarlı tomografiden faydalanılmıştır.
Literatürde tanı konulmuş seroma olgularının %65inde spontan gerileme tespit edildiği bildirilmektedir [1]. Semptomatik olan seromaların tedavisi tartışmalıdır. Ancak ciddi semptomlara sebep olan ve nadiren bizim olgumuzda olduğu gibi hayatı tehdit eden olgularda girişim kaçınılmazdır. Tedavide aspirasyon ve rezeksiyon yeterli olabilir. Ancak tekrarlayan vakalarda, greftin yenilenmesi veya greft çevresinde protein duvarı oluşturmak amacıyla çeşitli doku yapıştırıcıları (fibrin glue, histoakril doku yapıştırıcılar) kullanımı önerilmektedir [5,6]. Bazı yazarlar dirençli olgularda greft içine siyopresipitat, trombin enjeksiyonu uygulamışlardır [3]. Bizim olgumuzda hastaya seroma rezeksiyonu ve çevresindeki seröz mayinin aspirasyonu uygulanmıştır. Hastanın tedavisi antienflamatuar ve diüretik ilaçlar ile medikal olarak desteklenmiştir.
Sonuç olarak, MBT şant operasyonunun nadir komplikasyonlarından biri olan seroma, morbiditeyi arttırması ve mortalite nedeni olabilmesi sebebiyle önemlidir. Seroma oluşumuna engel olabilmek için operasyonda PTFE greftlerin yapısında bozulmaya yol açabilecek mekanik ve şimik travmalardan kaçınılmasının önemli olduğu kanısındayız. Greftlerin defalarca resterilizasyona tabi tutulmasının, greft duvarındaki entegrasyonu bozarak terlemeye neden olabileceğini düşünmekteyiz. Özellikle operasyon sonrası tekrarlayan seröz drenajı olan olgularda seroma gelişme riskinin daha yüksek olduğu hatırlanarak bu tip hastaların bu açıdan yakından takip edilmesi gerektiğini ve semptomatik hastalarda cerrahi tedavi ile iyi sonuçlar alınabileceğini söyleyebiliriz.
1) Berger RMF, Bol-Raap G, Hop WJC, Bogers AJJC, Hess J.
Heparin as a risk factor for perigraft seroma complicating
the modified Blalock-Taussig shunt. J Thorac Cardiovasc
Surg 1998;116:286-93.
2) Lewis P, Wolfe JHN. Lymphatic fistula and perigraft
seroma. Br J Surg 1993;80:410-1.
3) Maitland A, Williams GW, Coles JG, Freedom RM,
Trusler GA. A method of threating serous fluid leak from a
polytetrafluoroethylene Blalock-Taussig shunt. J Thorac
Cardiovasc Surg 1985;90:791-3.
4) Özkutlu S, Özbarlas N, Demircin M. Perigraft seroma
diagnosed by echocardigraphy: A complication following
Blalock-Taussig shunt. Int J Cardiol 1992;36:244-6.