Bu yazıda, sol aksiller arter anevrizması nedeniyle anevrizmektomi yapıldıktan sonra gelişen sağ aksiller arter anevrizması nedeniyle ameliyat edilen bir olgu sunuldu.
İlk muayenesinde kan basıncı 110/70 mmHg, kalp hızı 90 atım/dak ölçüldü; hasta sinüs ritmindeydi. Fizik bakısında sağ aksiller bölgede yaklaşık 60 mm boyutlarında pulsatil kitle görüldü. Her iki üst ekstremitede de arter nabızları elle alınıyordu. Elektrokardiyografide iskemi ve aritmi saptanmadı; submaksimal efor elektrokardiyografi testi negatifti. Miyokard iskemisi, anevrizmaya bağlı tromboembolik komplikasyon ve üst ekstremite iskemisi saptanmadığı için koroner ve üst ekstremite anjiyografisi çekilmedi. Dubleks ultrasonografide 40x50 mm, dinamik toraks bilgisayarlı tomografide (BT) 44 mm boyutlarında aksiller arter anevrizması saptandı (Şekil 1a). Transtorasik ekokardiyografide ejeksiyon fraksiyonu %50 idi ve hafif mitral yetersizlik vardı; laboratuvar incelemelerinde hiperlipidemi saptandı. Olguda bağ dokusu hastalığına ait herhangi bir bulgu görülmedi. Abdominal aort ve alt ekstremite arteryel sistemin dubleks ultrasonografik incelemesinde anevrizmaya rastlanmadı.
Hastanın kullanmakta olduğu asetilsalisilik asit ameliyattan yedi gün önce kesildi ve düşük moleküllü heparine başlandı. Hasta genel anestezi altında ameliyata alındı. Sağ deltoidopektoral-infraklaviküler insizyon yapıldı. Önce subklavyen arter, sonra distal aksiller arter askıya alındı. İntravenöz 1 ml heparin enjeksiyonundan sonra subklavyen ve aksiller arterlere vasküler klempler konularak yaklaşık 60 mm çapındaki aksiller arter anevrizması rezeke edildi (Şekil 1b, c). Politetraflouroetilen (PTFE) ringli tubüler greftle, sağ subklavyen- aksiller arter arasına interpozisyon uygulandı. Katlar anatomiye uygun olarak kapatıldı. Rezeke edilen anevrizma duvarının histopatolojik incelemesinde arteriyosklerotik dejeneratif değişiklikler saptandı. Ameliyat sonrası dönemi sorunsuz geçen ve periferik nabızları elle alınabilen hasta yedinci günde taburcu edildi.
Aksiller arter anevrizmaları, brakiyal pleksusa bası yapmaları sonucu kalıcı veya geçici nörolojik bozukluklara neden olabilirler. Bu anevrizmaların önemli bir özelliği de tromboembolik komplikasyonlara neden olabilmeleridir.[7,8] Olgumuzda sağ koltuk altında pulsatil kitle, sağ kol ve önkolda uyuşma şikayeti vardı. Sağ üst ekstremitede arteryel nabızlar elle alınabiliyordu ve vasküler belirtileri yoktu. Selektif üst ekstremite arteriyografisi, torasik çıkış damarlarının travma, obstrüktif lezyon ve anevrizmal patolojilerinde en önemli tanı yöntemidir.[1,6,7] Kontraslı BT ve renkli Doppler ultrasonografi de bu anevrizmalarda tanısal öneme sahiptir.[9] Olgumuzda tanı için kontrastlı BT ve renkli Doppler ultrasonografi uygulandı.
Birçok vasküler sorunda endovasküler teknikler kullanılmasına karşın, geleneksel cerrahi yaklaşım halen en iyi yöntem olarak yerini korumaktadır. Aksiller arter anevrizmalarının cerrahi tedavisinde güncel yaklaşım, anevrizmektomi ve safen ven greftiyle interpozisyon uygulamasıdır. Komşuluk nedeniyle brakiyal pleksusa zarar vermemeye özen gösterilmelidir.[1,6] Aksiller arter rekonstrüksiyonunda prostetik greftler başarıyla kullanılıyorsa da, uzun dönem açıklık oranının daha iyi olması nedeniyle, üst ekstremite arteryel rekonstrüksiyonunda öncelikle safen ven greftinin tercih edilmesi gerekir.[1,10] Olgumuzda safen ven daha önceki koroner baypas ameliyatında kullanıldığı için ringli PTFE greft kullanılmıştır. Bazen komşu brakiyal ya da aksiller ven kullanılmaktadır. Fakat, bu venlerin duvarı çok ince olduğundan zamanla anevrizma gelişebilir. Bu nedenle, safen ven tercih edilen grefttir.[7]
Nörolojik komplikasyonları ve tromboemboli nedeniyle ekstremite iskemisini önlemek için, aksiller arter anevrizması cerrahi olarak rezeke edilmeli ve uygun vasküler greftle aksiller arter rekonstrüksiyonu yapılmalıdır.
1) Michalakis D, Lerais JM, Goffette P, Royer V, Brenot R, Kastler B. True isolated atherosclerotic aneurysm of the axillary artery. J Radiol 2003;84:1016-9. [Abstract]
2) Nugud OO, Hedges AR. Axillary artery pseudoaneurysm. Int J Clin Pract 2001;55:494.
3) Todd GJ, Benvenisty AI, Hershon S, Bigliani LU. Aneurysms of the mid axillary artery in major league baseball pitchers-a report of two cases. J Vasc Surg 1998;28:702-7.
4) McCready RA, Brown OW, Pairolero PC, Pluth JR, Hollier LH. Recurrence and rupture of an axillary artery aneurysm. Am Surg 1982;48:241-2.
5) Neumayer LA, Bull DA, Hunter GC, McIntyre KE, Yoshino MT, Aguirre ML, et al. Atherosclerotic aneurysms of the axillary artery. A report of two cases and a review of the literature. J Cardiovasc Surg 1992;33:172-7.
6) Tetik Ö, Yetkin U, Yılık L, Özsöyler İ, Gürbüz A. Sağ üst ekstremitede kalıcı nörolojik hasara neden olan sağ aksiller psödoanevrizması: Olgu sunumu. Damar Cerrahisi Dergisi 2002;2:102-4.
7) Tripp HF, Cook JW. Axillary artery aneurysms. Mil Med 1998;163:653-5.
8) Szuchmacher PH, Freed JS. Axillary aneurysms. N Y State J Med 1980;80:795-6.