Künt veya penetran travma sonucu diyaframdaki yaralanma hastanın ilk hastaneye gelişinde saptanamayabilir. Çünkü bir veya daha çok abdominal visseral organın göğüs içine herniyasyonuna bağlı semptom ve bulgular belirgin hale gelmeyebilir. Künt travma sonucunda gelişen herniler genellikle büyüktür, özellikle sol diyaframayı ilgilendirir ve multiple abdominal visseral organı içerir.[3]
Hasta geriye dönük sorgulandığında 10 yıl önce araç içi trafik kazası geçirdiği, sağ tibia kırığı ve kot kırığı tanılarıyla yatarak tedavi gördüğü öğrenildi. O dönemde ağrı dışında solunum sistemi açısından bir yakınması olmadığı belirlendi. Gerek öykü, gerek fizik muayene ve BT bulgularıyla travmatik diyaframatik herni tanısı konulan hastaya cerrahi tedavi kararı verildi. Eksplorasyonda, kolon, karaciğer ve ince bağırsakların sağ hemitoraksa herniye olduğu görüldü. Sağ diyaframda tama yakın rüptür saptandı (Şekil 2). Diyafram yamaya gerek kalmadan primer olarak onarıldı. Ameliyat sonrası takibinde herhangi bir sorunu olmayan hasta sekizinci günde taburcu edildi.
Travmatik diyafram rüptürü, karaciğerin koruyucu etkisi nedeniyle genellikle sol tarafta (%80-90) gelişir. Ancak sağ diyafram travmaya karşı kesinlikle korunmuş değildir.[2] Sol tarafta en sık herniye olan organlar mide, dalak, omentum ve ince bağırsaklardır. Sağ tarafta en sık herniye olan organlar ise karaciğer ve kolondur. Daha az görülen sağ diyafram rüptürlerinde daha ciddi yaralanmalar ve hemodinamik instabilite söz konusudur.[2,4]
Künt travma sonucunda gelişen herniler büyük olmaya meyilli olup özellikle sol diyaframayı ilgilendirir ve multiple abdominal visseral organı içerirler. Büyük hernilerde daha çok akciğer volümlerinin azalması sonucu solunum sistemi semptom ve bulgularına rastlanır. Küçük herniler sadece gastrointestinal organların obstrüksiyonu halinde kendini gösterir.[2,5]
Olgumuzun 10 yıl önce geçirdiği trafik kazasında künt bir torakoabdominal travmaya maruz kaldığını, hastanede yattığı dönemde ve daha geç dönemde solunum sistemi ve gastrointestinal sistem semptomlarına rastlanmadığını ve asemptomatik olması nedeniyle diyafram rüptürüne yönelik ileri incelemeye ihtiyaç duyulmadığını düşünüyoruz.
Travmatik diyafram hernilerinde tanı koymak için öncelikle vücuduna, özellikle de göğüs ya da karına künt veya penetran travma alan olgularda diyafram rüptüründen şüphelenmek gerekir. Hastaların hemen hemen tamamının göğüs radyografilerinde anormallikler saptanır. Göğüs radyografilerindeki şüpheli bulgular eleve hemidiyafram, plevral effüzyon, iyi seçilemeyen diyafram üzerindeki levha benzeri atelektazi, travmanın olduğu taraf yoluyla mediyastinal şifttir ve tanıyı telkin eder.[2] Tanıda en önemli çalışma baryumlu grafilerdir.[6] Abdominal visseral organların sol göğüs kavitesinde radyografik olarak gösterilmesi tanıyı kesinleştirir. Sağ tarafta tanı koymak göğüs radyografileriyle daha zordur. Sağ taraf rüptürü olan hastalarda göğüs radyografilerinin sadece %17sinde diyaframatik rüptürden güçlü olarak şüphelenmeyle tanı konabilir.[6]
Olgumuzda, üst solunum yolu yakınmasıyla başvurduğu poliklinikte çekilen göğüs radyografisinde rastlantısal olarak saptanan patoloji üzerine ileri incelemeye ihtiyaç duyuldu. Diyaframatik herni tanısı göğüs BTsindeki bulgularla konuldu. Sağ posterolateral torakotomiyle eksplore edildiğinde sağ diyaframanın tama yakın rüptüre olduğu ve karaciğer, ince bağırsaklar ve çıkan kolonun göğüs boşluğuna herniye olduğu saptandı.
Tedavide erken dönemde onarım laparotomi yoluyla olmalıdır, çünkü akut diyafram rüptüründe olguların yaklaşık %90ında intraabdominal yaralanma eşlik eder. Birkaç haftadan daha eski olgularda torakotomi yoluyla onarım gerçekleştirilmelidir.[1-3]
Künt diyafram rüptürlü hastalarda mortalite oranları hayli yüksektir. Bu mortalitenin nedeni diyafram yırtığının kendisinden daha çok eşlik eden organ yaralanmalarının şiddetine bağlıdır. Mortalite oranları %19- 40.5 arasındadır.[5] Ayrıca TDRde ilk başvuru anındaki tanı güçlüğü, morbidite ve mortaliteyi artıran en önemli nedendir. Bu olgularda gerekli tanısal yaklaşımlar hastayı geç dönem komplikasyonlarından da koruyabilir.[7]
Diyafram hernisi onarımını izleyen morbidite, majör torakotomi sonrası izlenen morbiditeye eşittir. Bu prosedür elektif şartlarda yapılırsa mortalite sıfıra yakındır. Ancak bu hastalarda yüksek mortalite oranları rapor edilmiştir. Bunun nedeni gangrene hernide iç organ ve strangülasyonun bulunmasıdır. Bu durumda mortalite %80e kadar yükselebilir.[2]
Sonuç olarak, günümüzde daha çok trafik kazalarına bağlı olan travmatik diyafram rüptürleri ve bunların saptanamaması sonucu oluşan diyafram hernileri uzun yıllar asemptomatik olabilir ve rastlantısal olarak tespit edilebilir. Künt torakoabdominal travma ile başvuran hastalar asempomatik olsalar bile fizik muayeneleri dikkatli bir şekilde yapılmalı ve göğüs radyografilerinde bir patoloji saptanması halinde ileri incelemeler yapılmalıdır. Bu şekilde daha az görülen sağ travmatik diyafram hernileri erken dönemde saptanarak tedavi edilebilir.
1) Guth AA, Pachter HL, Kim U. Pitfalls in the diagnosis of blunt diaphragmatic injury. Am J Surg 1995;170:5-9.
2) Symbas PN, Vlasis SE, Hatcher C Jr. Blunt and penetrating diaphragmatic injuries with or without herniation of organs into the chest. Ann Thorac Surg 1986;42:158-62.
3) Hegarty MM, Bryer JV, Angorn IB, Baker LW. Delayed presentation of traumatic diaphragmatic hernia. Ann Surg 1978;188:229-33.
4) Brown GL, Richardson JD. Traumatic diaphragmatic hernia: a continuing challenge. Ann Thorac Surg 1985;39:170-3.
5) Simpson J, Lobo DN, Shah AB, Rowlands BJ. Traumatic diaphragmatic rupture: associated injuries and outcome. Ann R Coll Surg Engl 2000;82:97-100.