Methods: A total of 170 patients (114 men, 56 women; mean age 55±13 years) underwent open heart surgery at our center between May 2002 and December 2005 for the following etiologies: coronary artery disease (n=150), mitral valve disease (n=5), aortic valve disease (n=3), aortic dissection (n=3), and atrial septal defect (n=9). The left internal mammary artery was used for in situ grafting in 136 patients (90.7%).
Results: In-hospital mortality occurred in four patients (2.4%). Postoperative complications included wound infections in six patients (3.5%), low cardiac output in nine patients (5.3%), myocardial infarction following coronary artery bypass grafting in two patients (1.2%), and atrial fibrillation in 28 patients (16.5%). Intra-aortic balloon counterpulsation was performed in nine patients. Reoperation was required in 17 patients (10%) for hemorrhage (n=16) and sternal dehiscence (n=1). The mean intensive care unit stay was 2.1±0.7 days, and the mean hospital stay was 6.5±2.1 days.
Conclusion: Zonguldak Karaelmas University Practice and Research Hospital is a recently established center in the Northwestern Black Sea region. Open heart surgery was launched shortly after its establishment and has been performed successfully since then.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin 1992 yılında kuruluşunun ardından, Batı Karadeniz Bölgesinde üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin verildiği kurumların eksikliğinin anlaşılması üzerine, üniversitemiz bünyesinde bir tıp fakültesi kurulmuş ve Ekim 2000de uygulama ve araştırma hastanesi hizmete girmiştir. Batı Karadeniz Bölgesinde ilk açık kalp ameliyatı 31 Mayıs 2002de hastanemiz kalp damar cerrahisi merkezinde gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmada, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı nda 31.05.2002 ile 31.12.2005 tarihleri arasında gerçekleştirilen açık kalp ameliyatları (ilk 170 olgu) değerlendirildi.
Tablo 1: Ameliyat öncesi ve sonrası hasta özellikleri
Koroner arter bypass greftleme yapılan 150 hastanın 136sında (%90.7) sol internal mammaryan arter (LİMA) kullanıldı (Tablo 2). Ortalama greft sayısı 3.1±1.2 idi. Sol ana koroner arter hastası olan 40 olguda KABG öncelikli olarak uygulandı. Koroner arter bypass greftleme sırasında miyokardı koruma yöntemi olarak aralıklı antegrad+retrograd soğuk kan kardiyoplejisi kullanıldı. Ejeksiyon fraksiyonu %35ten düşük olan hastalarda kardiyopleji solüsyonuna glutamat-aspartat eklendi. Ameliyat öncesinde rutin tetkiklere ek olarak solunum fonksiyon testleri yapıldı. Altmış yaş üstündeki hastalara, fizik muayenede karotis üfürümü saptanan veya inme öyküsü olan hastalara karotis renkli Doppler ultrasonografi yapıldı; anlamlı karotis darlığı saptanan hastalar dijital substraksiyon anjiyografi (DSA) ile değerlendirildi.
Ameliyat sonrası yara yeri enfeksiyonu gelişen altı hasta, lokal debridman ve uygun sistemik antibiyotik ile tedavi edildi. Ameliyat sonrasında düşük kardiyak debi saptanan dokuz hastada adrenalin ve dopamin infüzyonuna ek olarak intraaortik balon pompası kullanıldı. İki hastada (%1.2) KABG sonrası miyokard infarktüsü görüldü. Yirmi sekiz hastada (%16.5) ameliyat sonrasında atriyal fibrilasyon gelişti. On altı hastada kanama, bir hastada sternal ayrılma nedeniyle revizyon gerekti.
Hastaların yoğun bakımda kalış süresi ortalama 2.1±0.7 gün, hastanede kalış süresi 6.5±2.1 gün idi. Yoğun bakım ve hastane kalış süresi uzun olan hastalarda solunum sistemi sorunları vardı.
Bölgemizde SSKlı hasta sayısının çok yüksek olmasına karşın (Türkiye Taş Kömürü Kurumu dolayısıyla), merkezimizde gerçekleştirdiğimiz ameliyatların sayısı kurum anlaşmasının yapılamaması sonucu ilk yıllarda düşük kalmıştır. Bu yıllarda ameliyat edilen hastaların %26.6sını instabil angina pektoris yakınmasıyla kurumumuza gönderilen ve koroner anjiyografilerinde sol ana koroner lezyonu saptanan hastalar oluşturmaktaydı. Bu hastaların tümünde sol ana koroner lezyonlarındaki darlık %60 ve üzerindeydi. Kurumumuzla SSK arasındaki anlaşma yapılıncaya kadar sadece instabil angina pektorisi ve sol ana koroner lezyonu olan hastalar merkezimize sevk edildiği için, bu oran göreceli olarak yüksek çıkmıştır. Bu oranın yüksekliği göz önüne alındığında, bölgesel hastanelerin hastaya hızla tanı koyma ve tedavi sağlamadaki önemi ortaya çıkmaktadır. Merkezimizde sol ana koroner lezyonu tanısıyla öncelikli olarak ameliyata aldığımız hastalarda mortalite görülmemiştir. Yeni açılan bölgesel merkezlerin hastaya tanı koyma ve tedavi sürecini kısaltması, ülkemizde koroner arter hastalığı nedeniyle ölüm oranlarının azalmasına katkı da bulunmaktadır.
Koroner arter cerrahisi sonrasında hastalarda atriyal fibrilasyon görülme sıklığı %15 ile %40 arasında değişmektedir.[5] Kliniğimizde ameliyat sonrası dönemde 28 hastada (%16.5) atriyal fibrilasyon gelişmiş, bunların hepsi amiadoron tedavisiyle sinüs ritmine dönmüştür.
Elektif kardiyak cerrahi geçiren hastalarda sternal yara enfeksiyonu sıklığı %1.0 ile %8.6 arasındadır.[6] Kliniğimizde altı hastada (%3.5) lokal yara enfeksiyonu gözlendi. Bu hastalar uygun antibiyotik ve lokal yara bakımı ile tedavi edildi.
Ölen hastalardan ikisi KABG sonucu erken dönemde kaybedilen, diğer ikisi tip I aort diseksiyonu sonucu acil ameliyata alınan ve ameliyat sırasında kaybedilen hastalardır.
Batı Karadeniz Bölgesinde yeni kurulan üniversite hastanemizde açık kalp ameliyatının 2002 yılında başlamasına rağmen ameliyat sayımızın düşük kalmasının nedeni, bölge halkının çoğunun SSKlı olması ve 2005 yılına kadar SSK anlaşmasının yapılamamasıdır. Son yıl yapılan SSK anlaşmasından sonra olgu sayısı ve çeşitliliğinde önemli oranda artış olmuştur. Merkezimizde halen iki ameliyathane, dört yataklı yoğun bakım ve 21 yataklı servisle bölge halkına hizmet verilmektedir. Başarı oranlarımızı giderek artan olgu sayısı ve genişleyen hasta yelpazesiyle sürdürmeyi hedefliyoruz.
1) Tokcan A, Yalınız H. Türkiyede kalp cerrahisinin tarihçesi. In: Duran E, editör. Kalp ve damar cerrahisi. İstanbul: Çapa Tıp Kitabevi; 2004. s. 13-20.
2) Köksal C, Sarıkaya S, Özcan V, Zengin M, Meydan B, Helvacı A ve ark. SSK Süreyyapaşa Hastanesinde açık kalp cerrahisi: İlk 100 vaka. Türk Göğüs Kalp Damar Cer Derg 2002;10:264-6.
3) Kırali K, Güler M, Ekim H, Kutay V, Yakut C, Demirbağ R ve ark. Yeni bir kalp merkezi: Van Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. İlk sonuçlar. Türk Göğüs Kalp Damar Cer Derg 2001;9:74-8.
4) Kutay V, Ekim H, Kırali K, Güler M, Yakut C. Van ve çevre illerde yaşayan koroner arter hastalarının profili ve CABG sonuçları. Türk Göğüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:1-4.