Hipertrofi genellikle septumdan başlayarak ventrikül serbest duvarına doğru yayılır. Klinik belirtiler çocukluk döneminde ortaya çıkabildiği gibi, erişkin dönemde de ortaya çıkabilir. En sık asimetrik venriküler septal hipertrofi şeklinde; nadiren de apikal, midventriküler veya simetrik hipertrofi şeklinde gözlenir. Olguların %80inde sol ventrikül diyastolik disfonksiyonu vardır.[1]
Hipertrofik kardiyomiyopatide olguların başvuru nedenleri dispne, anjina, presenkop veya senkoptur. Obstrüktif tip HKMde semptomlar daha ağır seyrederken, obstrüktif olmayan HKMde semptomlar daha hafiftir. Başvuru sırasında normal sinüs ritmi ile birlikte kalp yetmezliği gözlenirken, ciddi obstrüksiyon, ciddi sistolik ve/veya diyastolik disfonksiyonlu olgular genellikle atriyal fibrilasyondadır.[2,3]
Kardiyak manyetik rezonans incelemesinde apikal biventriküler asimetrik hipertrofi ve apeks komşuluğunda kitle izlendi (Şekil 1a, b). Kitleden spiral bilgisayarlı tomografi (BT) eşliğinde ince iğne biyopsisi alındı ve bunun sonucunda organize trombüs ile uyumlu bulgular saptandı.
Koroner anjiyografide koronerler normal bulundu. Sağ kalp kateterizasyonunda ileri triküspid yetmezliği ve sağ ventrikül apeksinde dolum defekti saptandı. Sol ventrikülografide maça belirtisi (Şekil 2a) ve sol ventrikül apeksinden kitle içerisine kontrast madde geçişi izlendi (Şekil 2b). Agresif tıbbi tedaviye rağmen, hastanın klinik durumunun giderek kötüleşmesi üzerine cerrahi girişim kararı alındı.
Aorto-bikaval kanülasyonla pompaya girildi. Ameliyatta sağ ventrikül komşuluğunda apikal yerleşimli 3x3 cmlik kitle gözlendi (Şekil 3a). Kitle eksize edildiğinde sol ventriküle geçiş izlendi. Kitlenin çıkartıldığı bölge Teflon yama ile onarıldı (Şekil 3b). Miyokarddan biyopsiler alındı, triküspid annuloplasti uygulandı. Ameliyat sonrası dönemde yetmezlik semptomları belirgin olarak geriledi. Miyokard biyopsilerinden hazırlanan patolojik kesitler HKM ile uyumlu bulundu. Kitlenin organize trombüsten, kapsülün de perikarttan oluştuğu saptandı.
İki boyutlu EKO ve kontrastlı EKO tanı koyma ve takibinde yardımcı olsa da, kesin tanı koymada yetersizdir. Apikal HKMde sol ventrikülografide diyastolde maça (spade-like) belirtisi tipiktir.[5,6] Tanı koymada diğer yardımcı yöntemler, BT, BT eşliğinde ince iğne biyopsisi, manyetik rezonans görüntülemedir.[7] Tanı koymada zorlandığımız bu olguda öncelikle EKO kullanıldı. Yeterli veri sağlanamadığı için manyetik rezonans görüntülemeye başvuruldu. Son olarak da, apeksteki kitlenin kaynağını anlamak için BT eşliğinde ince iğne biyopsisi uygulandı. Tüm bu işlemlerden sonra olguya cerrahi tedavi kararı verildi. Koroner lezyon olup olmadığını belirlemek amacıyla koroner anjiyografi ve ventrikülografi uygulandı. Özellikle apikal kitle varlığı ve tümör belirteçlerinin yüksek olması nedeniyle, miyokard kökenli bir tümör için ayırıcı tanı gerekti.
Bilindiği gibi, HKMli olgularda eğer sol ventrikül çıkım yolu obstrüksiyonu yoksa ilk tedavi seçeneği medikaldir. Obstrüksiyon bulunan olgularda ise miyektomi veya alkol ablasyon yöntemleri uygulanabilir. Tıbbi tedavi genelde semptomlara yöneliktir. Midventriküler, apikal bölge tutulumunda ise benzer yöntemlerin yanı sıra miyokardın traşlanarak kavitenin genişletilmesi mümkündür. Eğer olgularda mitral yetmezlik var ise genellikle mitral kapak replasmanı tercih edilir.[1,3,6] Oysa, bu olguda tutulum apikal ve biventrikülerdi. Mitral yetmezlik hafif derecedeydi; fakat, ciddi triküspid yetersizliği bulunmaktaydı. Çıkım yolu obstrüksiyonu yoktu. Semptomlar sağ ventrikül yetmezlik bulgularıyla ilişkiliydi ve apekste kitle vardı. Ameliyatta, kitle eksize edilip çıkartıldığında, anjiyografi bulgularıyla uyumlu olarak sol ventrikülden trombüs yatağına geçiş izlendi. Biyopsi alınırken sağ ventrikül kavitesi kontrol edildi ve yeterli volüme sahip olduğu gözlendi. Triküspid kapaktaki yetmezlik annuloplastiyle düzeltildi.
Hipertrofik kardiyomiyopati genellikle sol ventrikül hastalığı olarak bilinir. Sağ ventrikül ve biventriküler yerleşim nadirdir. Sağ ventrikül tutulumu ise neredeyse gözlenmez.[8] Olgumuzda ise sağ ventrikül yetmezlik semptomları ile karakterize biventriküler tutulum vardı. Apikal bölgeden hipertrofiye bağlı spontan perforasyona literatürde rastlayamadık.
1) Wigle ED, Rakowski H, Kimball BP, Williams WG. Hypertrophic cardiomyopathy. Clinical spectrum and treatment. Circulation 1995;92:1680-92.
2) Maron BJ, Bonow RO, Cannon RO 3rd, Leon MB, Epstein SE. Hypertrophic cardiomyopathy. Interrelations of clinical manifestations, pathophysiology, and therapy (1). N Engl J Med 1987;316:780-9.
3) Braunwald E, Lambrew CT, Rockoff SD, Ross J Jr, Morrow AG. Idiopathic hypertrophic subaortic stenosis. I. A description of the disease based upon an analysis of 64 patients. Circulation 1964;30:Suppl 4:3-119.
4) Yoshida M, Nakamura Y, Fukuhara T, Higashikawa M, Okada M, Shichiri G, et al. Prognostic determinants of hypertrophic cardiomyopathy-the results of the Shiga Cardiomyopathy Study. Jpn Circ J 1995;59:745-53.
5) Acarturk E, Bozkurt A, Donmez Y. Apical hypertrophic cardiomyopathy: diagnosis with contrast-enhanced echocardiography- a case report. Angiology 2003;54:373-6.
6) Kassis E, Saunamaki K, Folke K. Development of apical hypertrophic cardiomyopathy. Dan Med Bull 1986;33:106-7.