Methods: The study included 30 consecutive patients (20 males, 10 females; mean age 59 years; range 36 to 74 years) who underwent direct axillary cannulation using an open-end straight femoral cannula. Indications for surgery included aneurysm of the ascending aorta (n=14), acute type A aortic dissection (n=12), aneurysm of the aortic arch (n=2), aortic intramural hematoma (n=1), and aneurysms of the ascending aorta, aortic arch, and descending aorta (n=1).
Results: Axillary artery cannulation was successful in all the patients. Permanent brachial plexus injury did not occur. Axillary artery dissection occurred in only one patient (3.3%). Malperfusion was not observed during cardiopulmonary bypass. Twenty-five patients required hypothermic circulatory arrest with a mean duration of 36±19 minutes. Inhospital mortality was seen in three patients (10%). Permanent stroke occurred in two patients (6.7%) and transient neurologic dysfunction occurred in two patients.
Conclusion: Axillary artery cannulation is easy and safe. It decreases the rate of transient neurologic dysfunction by allowing easy implantation of the antegrade cerebral perfusion and decreases possibility of malperfusion during repair of the dissection, and is associated with very rare local wound problems. Therefore, it should be preferred in cases in which the ascending aorta is not suitable for cannulation.
Bu nedenlerle 2004 yılından bu yana çıkan aort ve arkus aorta cerrahisinde sağ aksiller arter kanülasyonunu tercih etmekteyiz. Bu çalışma ilk 30 hastada edindiğimiz deneyimleri yansıtmaktadır.
Tablo 1: Aksiller arter kanülasyonu kullanılarak yapılan ameliyatlar
Aksiller arter kanülasyon tekniği. Arteryel basınç monitörizasyonu için rutin olarak sol radial arter kullanıldı. Mediyan sternotomi öncesi, sağ klavikula lateral ve orta parçalarının yaklaşık 1 cm altına 6-8 cmlik transvers cilt insizyonu yapıldı. Cilt, ciltaltı yağ dokusu geçildikten sonra pektoralis majör kasının fasyası açıldı ve kas fiberlerinden ayrılarak içteki fasyaya ulaşıldı. İçteki fasya da açıldıktan sonra pektoralis minör kası laterale retrakte edildi. Aksiller arter palpasyon ve dikkatli disseksiyonla, posteriorda bulunan medial ve lateral pleksuslara zarar vermeden mobilize edildi. Hastaya heparin verilmesinin ardından artere kros klempler konarak transvers arteriyotomi yapıldı. Vücut kütle indeksine göre kullanılabilecek en ince kanül seçildi. Kanülasyonlarda açık uçlu, düz, standart femoral arter kanülleri kullanıldı. Distaldeki kros klemp aksiller arter onarılıncaya kadar yerinde bırakıldı. Kanül önce siner yardımıyla daha sonra da cilt dikişleri ile sıkıca tespit edildi. Perfüzyon başlatılmadan önce kanülden yeterli geri akımın olup olmadığı mutlaka kontrol edildi. Yeterli akım görülmediğinde kanül hafif geri çekilerek akım sağlanmaya çalışıldı.
Hastaların ortalama KPB zamanı 158±43 dakika, kros klemp zamanı 105±35 dakika olarak bulundu. Hastaların 25inde distal tamir hipotermik sirkülatuvar arrestte yapıldı. Ortalama hipotermik sirkülatuvar arrest zamanı 36±19 dakikaydı. Hastaların tümünde arrest süresince sağ aksiller arter yoluyla innominate ve sol common karotis arter klempe edilerek antegrad tek taraflı beyin perfüzyonu (10 ml/kg/dk) yapıldı. Beyin perfüzyonu sırasında en düşük ortalama özofajiyal ısı 21.4±1.3 ºC (18-22 ºC) olarak bulundu.
Çalışmaya alınan hastalarda hastane mortalitesi %10 (n=3) olarak gerçekleşti. Hastalardan biri ameliyat sırasında kaybedildi. Bu hastaya akut aort disseksiyonu nedeniyle total arkus aorta replasmanı yapılmıştı. Geri kalan iki hasta yoğun bakımda multiorgan yetmezliği nedeniyle kaybedildi. Hastalardan birine akut aort disseksiyonu nedeniyle suprakoroner çıkan aort replasmanı yapılmıştı. Diğer hasta ise dejeneratif arkus aorta anevrizması nedeniyle ameliyat edilmişti. İki hastada ameliyat sonrası geçici nörolojik hasar saptandı. Çalışmaya alınan 30 hastadan ameliyat sırasında kaybedilen bir hasta ve kalıcı inme saptanan iki hasta çıkarıldığında oran %7.4 olarak bulundu. Kalıcı inme ise yine iki hastada (%6.7) saptandı. Bu iki hasta yoğun bakımda multiorgan yetmezliği nedeniyle kaybedilen hastalardı.
Tablo 2: Literatürdeki çalışmaların sonuçları (çalışmalar kronolojik sıraya göre sıralanmıştır)
Aksiller arter kanülasyonuna bağlı gelişen bu komplikasyonlar yan greft kullanılarak azaltılabilir mi? Literatür verileri yan greft kullanımının komplikasyonları azalttığı yönündedir. Sabik ve ark.[5] 399 aksiller arter kanülasyonunu inceledikleri çalışmalarında, kanülasyon ilişkili morbiditeyi direkt grubunda %7, yan greft grubunda %2 bulmuş, aksiller kanülasyonun rutin olarak yan greftle yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca yan greft kolda dolaşımın devam etmesine olanak vererek, uzun süren ameliyatlardan sonra oluşabilecek kompartman sendromunu önler, dekanülasyonu kolaylaştırır ve antegrad beyin perfüzyonu sırasında sağ radiyal arterden basınç monitörizasyonuna izin verir.[7,14] Diğer yandan yan greft kullanmanın bazı dezavantajları da vardır. En önemlisi sütür kenarlarından rahatsız edici kanamalardır.[3,7] Ayrıca yan grefti damara anastomoz etmek zaman almaktadır ve hemodinamik olarak stabil olmayan hastalarda tercih edilmemelidir. Ayrıca Strauch ve ark. yan greften geçen yüksek akımın, arterin distali klemplenmezse kolda hiperperfüzyon hasarına yol açabileceğini iddia etmektedir.[3] Yöntemlerden herbiri farklı komplikasyon ve sorunlara neden olduğundan günümüzde de uygulanacak yöntemi cerrahın tercihi belirlemektedir.
Femoral arter daha kolay ulaşılabilir bir damar olmasına karşın kanülasyon için aksiller arter tercihinin üç önemli nedeni vardır; kolaylıkla antegrad beyin perfüzyonu yapılması, akımın antegrad özelliği korunarak ateroembolik olayların azalması ve disseksiyonlu hastalarda malperfüzyon riskinin daha az oluşudur.[3-5] Hipotermik sirkülatuvar arrest sırasında beyin koruması halen tartışmalı olduğu halde diğer yöntemlere oranla antegrad beyin perfüzyonu daha fizyolojik bir çözüm gibi durmaktadır. Bu yöntemle hipotermik sirkülatuvar arrest periyodunda beyne yeterli oksijenize kan sağlanmakta ve kritik iskemik süre uzatılmaktadır.[15] Ancak ameliyat sonrası geçici nörolojik disfonksiyonlarda sağlanan önemli azalma, kalıcı hasarların azaltılmasında elde edilememiştir. Çünkü kalıcı hasarların büyük bölümü kritik iskemik sürenin aşılmasına değil, serebral embolilere bağlıdır.[16,17] Derin hipotermik sirkülatuvar arrest (retrograd serebral perfüzyonla veya tek başına) yöntemi ile geçici nörolojik disfonksiyon görülme oranı geniş çalışmalarda %20-25 olarak saptanmıştır.[17,18] Bizim çalışmamızda geçici nörolojik hasar %7.4tür. Literatürdeki antegrad beyin perfüzyonunun kullanıldığı geniş çalışmalarda bu oranın daha da azaldığı, %4-5 civarında olduğu görülmektedir.[15,19,20] Sonuç olarak antegrad beyin perfüzyonunun geçici nörolojik hasarları büyük ölçüde engellediği söylenebilir. Antegrad beyin perfüzyonunun bir diğer avantajı ise derin hipotermiye duyulan ihtiyacı azaltması, hipotermi ve uzamış KPBnin zararlı etkilerini hafifletmesidir.[21]
Femoral arter kanülasyonuna duyulan ilginin azalmasının ikinci nedeni retrograd akımda inme riskinin arttığı düşüncesidir. Strauch ve ark.[3] aksiller kanülasyon ile antegrad akımın korunduğu 284 asendan ve arkus aorta replasmanı olgusunda inme oranını %4.6 olarak bildirmişlerdir. Yine antegrad akımın korunduğu ancak brakiyal arter kanülasyonu ile yapılan 181 olguda Küçüker ve ark.[22] total majör nörolojik olayı %2.2 olarak açıklamışlardır. Svensson ve ark.nın[23] hipotermik sirkülatuvar arrest kullanılan 1336 olguyu inceledikleri bir çalışmada ise inme riskinin sadece yan greftin kullanıldığı aksiller arter kanülasyonlarında azaldığı, innominate, subklaviyan ve aksiller arterin direkt kanüle edildiği olgularda antegrad akım korunsa da riskin değişmeden kaldığı saptanmıştır. Femoral kanülasyonun kullanıldığı geniş çalışmalarda inme oranı %0-11 arasında verilmektedir.[16,17] Bizim çalışmamızda ise oran %6.8 olarak bulunmuş, literatüre kıyasla belirgin bir düşüş gözlenmemiştir.
Aksiller arter kanülasyonu ile antegrad akımı korumanın bir diğer faydası, yalancı lümendeki basıncı düşürerek, KPB sırasında oluşabilecek malperfüzyonu engellemektir. Güncel bir otopsi çalışmasında femoral arter kanülasyonunun malperfüzyon riskini artırdığı görülmüştür.[4] Ayrıca klinik çalışmalarda femoral kanülasyonla %13lere varan malperfüzyon oranları bildirilmektedir.[8] Ancak literatürde aksi yönde sonuçlar da bulunmaktadır. Fusco ve ark.[24] 79 femoral kanülasyonda sedece iki hastada (%2.5) malperfüzyon saptamış, femoral kanülasyonu tip A disseksiyon tamirinde oldukça güvenli bulduklarını belirtmişlerdir. Bizim çalışmamızda hiçbir hastada malperfüzyon saptanmamıştır.
Sonuç olarak, aksiller arter kanülasyonu kolay ve güvenli bir yöntemdir. Antegrad beyin perfüzyonunu kolaylaştırarak geçici nörolojik disfonksiyonları azaltır, disseksiyon tamirinde malperfüzyon görülme olasılığını düşürür ve lokal yara sorunları yok denecek kadar azdır. Sonuçlarımız desteklemese de literatürde inmeyi azalttığına yönelik inandırıcı kanıtlar vardır. Bu nedenle asendan aortun kanülasyona uygun olmadığı durumlarda aksiller arter kanülasyonu tercih edilmelidir.
1) Villard J, Froment JC, Milleret R, Dureau G, Amouroux C, Boivin J, et al. Type I, complete, acute aortic dissection. Value of arterial perfusion by the axillary route. Ann Chir Thorac Cardiovasc 1976;15:133-5. [Abstract]
2) Sabik JF, Lytle BW, McCarthy PM, Cosgrove DM. Axillary artery: an alternative site of arterial cannulation for patients with extensive aortic and peripheral vascular disease. J Thorac Cardiovasc Surg 1995;109:885-90.
3) Strauch JT, Spielvogel D, Lauten A, Lansman SL, McMurtry K, Bodian CA, et al. Axillary artery cannulation: routine use in ascending aorta and aortic arch replacement. Ann Thorac Surg 2004;78:103-8.
4) Van Arsdell GS, David TE, Butany J. Autopsies in acute type A aortic dissection. Surgical implications. Circulation 1998; 98(19 Suppl):II299-302.
5) Sabik JF, Nemeh H, Lytle BW, Blackstone EH, Gillinov AM, Rajeswaran J, et al. Cannulation of the axillary artery with a side graft reduces morbidity. Ann Thorac Surg 2004; 77:1315-20.
6) Schachner T, Vertacnik K, Laufer G, Bonatti J. Axillary artery cannulation in surgery of the ascending aorta and the aortic arch. Eur J Cardiothorac Surg 2002;22:445-7.
7) Sinclair MC, Singer RL, Manley NJ, Montesano RM. Cannulation of the axillary artery for cardiopulmonary bypass: safeguards and pitfalls. Ann Thorac Surg 2003;75: 931-4.
8) Neri E, Massetti M, Capannini G, Carone E, Tucci E, Diciolla F, et al. Axillary artery cannulation in type a aortic dissection operations. J Thorac Cardiovasc Surg 1999;118:324-9.
9) Whitlark JD, Goldman SM, Sutter FP. Axillary artery cannulation in acute ascending aortic dissections. Ann Thorac Surg 2000;69:1127-8.
10) Yavuz S, Goncu MT, Turk T. Axillary artery cannulation for arterial inflow in patients with acute dissection of the ascending aorta. Eur J Cardiothorac Surg 2002;22:313-5.
11) Pasic M, Schubel J, Bauer M, Yankah C, Kuppe H, Weng YG, et al. Cannulation of the right axillary artery for surgery of acute type A aortic dissection. Eur J Cardiothorac Surg 2003;24:231-5.
12) Schachner T, Nagiller J, Zimmer A, Laufer G, Bonatti J. Technical problems and complications of axillary artery cannulation. Eur J Cardiothorac Surg 2005;27:634-7.
13) Emrecan B, Yılık L, Özsöyler İ, Lafcı B, Kestelli M, Göktoğan T ve ark. Stanford tip A aort diseksiyonlarında aksiller arter kanülasyonu. Türk Göğüs Kalp Damar Cerr Derg 2006; 14:3-8.
14) Baribeau YR, Westbrook BM, Charlesworth DC. Axillary cannulation: first choice for extra-aortic cannulation and brain protection. J Thorac Cardiovasc Surg 1999;118:1153-4.
15) Kazui T, Yamashita K, Washiyama N, Terada H, Bashar AH, Suzuki T, et al. Usefulness of antegrade selective cerebral perfusion during aortic arch operations. Ann Thorac Surg 2002;74:S1806-9.
16) Svensson LG, Crawford ES, Hess KR, Coselli JS, Raskin S, Shenaq SA, et al. Deep hypothermia with circulatory arrest. Determinants of stroke and early mortality in 656 patients. J Thorac Cardiovasc Surg 1993;106:19-28.
17) Ergin MA, Galla JD, Lansman SL, Quintana C, Bodian C, Griepp RB. Hypothermic circulatory arrest in operations on the thoracic aorta. Determinants of operative mortality and neurologic outcome. J Thorac Cardiovasc Surg 1994;107:788-97.
18) Okita Y, Takamoto S, Ando M, Morota T, Matsukawa R, Kawashima Y. Mortality and cerebral outcome in patients who underwent aortic arch operations using deep hypothermic circulatory arrest with retrograde cerebral perfusion: no relation of early death, stroke, and delirium to the duration of circulatory arrest. J Thorac Cardiovasc Surg 1998;115:129-38.
19) Dossche KM, Schepens MA, Morshuis WJ, Muysoms FE, Langemeijer JJ, Vermeulen FE. Antegrade selective cerebral perfusion in operations on the proximal thoracic aorta. Ann Thorac Surg 1999;67:1904-10.
20) Di Bartolomeo R, Pacini D, Di Eusanio M, Pierangeli A. Antegrade selective cerebral perfusion during operations on the thoracic aorta: our experience. Ann Thorac Surg 2000; 70:10-5.
21) Tasdemir O, Saritas A, Kucuker S, Ozatik MA, Sener E. Aortic arch repair with right brachial artery perfusion. Ann Thorac Surg 2002;73:1837-42.
22) Kucuker SA, Ozatik MA, Saritas A, Tasdemir O. Arch repair with unilateral antegrade cerebral perfusion. Eur J Cardiothorac Surg 2005;27:638-43.