Hastanın 30 yıldır günde bir paket sigara, 10 yıldır her gün alkol alma alışkanlığı vardı. Fizik muayenede; palpasyonda sol skapula altında, posterior-medial kenar süperiorunda, trapezius kası altında, sert, hareketsiz 6x4 cm boyutunda kitle saptandı. Kitle lojunda kızarıklık, ısı artışı, hassasiyet saptanmadı. Omuz hareketleri tam, ancak fleksiyon ve abdüksiyona zorlayıcı hareketler ile ağrı olmaktaydı. Laboratuvar incelemeleri normaldi.
Sol aksiller torakotomi ile 3. kostaya fikse 8x6x4 cm boyutlarındaki kitle 3. kosta ile birlikte eksize edildi. İki yıllık takibinde ek patoloji saptanmadı.
İskelet sistemi içerisinde görülen kemik tümörlerinin %7-8i toraks kafesindedir. Genel olarak tüm osteokondromların %2si kosta yerleşimlidir. Başka bir ifade ile kosta tümörlerinin %8i osteokondromdur.[4,5] Teitelbaum[6] 90 torasik kemik doku kökenli tümör olgusu çalışmasında dört olguda osteokondrom tespit etmiştir.
Osteokondromlar köken aldığı kemiğin medullası ile devamlılık gösterir. Hem osteoid hem de kartilajenöz komponenti vardır, yani her osteokondrom kıkırdak bir yapı ile kaplıdır. Uzun kemikte büyüme plağına yakındır ve dışa doğru büyür. Matriksinde normal trabeküler kemik içerir.[1,7]
Klinik olarak ağrısızdır. Semptomatik olgularda palpabl kitle yanında ağrı ve bazen komşu sinir basısına bağlı nörolojik bulgular görülmektedir. Uzun kemikler dışındaki nadir görülen kosta gibi yerleşimlerdeki osteokondromlar ağrı kliniği ile karşımıza çıkabilmektedir. Radyolojik olarak ana kemik ile bağlantılı kitle tespit edilir. Akciğer röntgenogramı gerçek yerleşim yerini belirlemede yetersizdir. Bilgisayarlı tomografi ve MR ile yerleşim yeri, komşu dokularla ilişkisi ve morfolojisi daha net belirlenir.[8]
Sekonder malign osteokondromlar multipl osteokondromlu hastaların yaklaşık %10unda ortaya çıkarlar ama bunların %1den azı tek lezyonludur. Soliter osteokondromda %1, multipl herediter osteokondromda %10 malignansi gelişme olasılığı vardır. Pelvik ve skapula yerleşimli olan osteokondromlarda malign dejenerasyon daha sık gözlenmektedir. Kıkırdak takkenin 2 cmden büyük olması malign dejenerasyon işareti olarak kabul edilmelidir.
Sonuç olarak, kosta osteokondrom için nadir bir yerleşim yeridir. Osteokondromun bu tip nadir görülen yerlerde yerleşimleri klinik olarak ağrılıdır ve malign dejenerasyon riski fazladır. Olgumuzda da ağrının ön planda olduğu klinik ve nadir görülen bir yerleşim yeri vardı. Bu tümörlerde malign dejenerasyon olabileceği akılda bulundurulmalı, cerrahi mutlaka yapılmalı ve hastalar takip programında tutulmalıdır.
1) Harrison NK, Wilkinson J, ODonohue J, Hansell D,
Sheppard MN, Goldstraw PG, et al. Osteochondroma of
the rib: an unusual cause of haemothorax. Thorax 1994;
49:618-9.
2) Giudici MA, Moser RP Jr, Kransdorf MJ. Cartilaginous bone
tumors. Radiol Clin North Am 1993;31:237-59.
3) Twersky J, Kassner EG, Tenner MS, Camera A. Vertebral and
costal osteochondromas causing spinal cord compression.
Am J Roentgenol Radium Ther Nucl Med 1975;124:124-8.
4) Waller DA, Newman RJ. Primary bone tumours of the thoracic
skeleton: an audit of the Leeds regional bone tumour
registry. Thorax 1990;45:850-5.
5) Aithal VK, Bhaskaranand K. Osteochondroma of the first rib
presenting as a prominent clavicle. A report of 2 cases. Int
Orthop 1999;23:66-7.
6) Teitelbaum SL. Twenty years experience with intrinsic
tumors of the bony thorax at a large institution. J Thorac
Cardiovasc Surg 1972;63:776-82.