Discussion
Erişkin yaşlara kadar gözden kaçan PDA'lı hastalar, infektif endokardit gelişimi, konjestif kalp yetmezliği bulgularıyla ortaya çıkabilirler. İnfektif endokardit riski PDA'nın
büyüklüğüyle ilişkisiz olarak hayatın her döneminde görülebilse de 20-30 yaşlar arasında en sık ortaya çıkar[
1,
2]. Önemli miktarda sol-sağ şantı olan hastalarda özellikle 30 yaş sonrasında konjestif kalp yetmezliği bulguları ortaya çıkarken az miktarda şantı olan hastalar daha uzun yıllar asemptomatik kalabilirler [
1].
| Preoperatif bulgular |
| Operatif bulgular |
Erişkin yaşlarda tanısı konulan hastalarda; uzun süreli sol-sağ şantın neden olduğu pulmoner vasküler resistansda yükselme, özellikle PDA'sı geniş olan hastalarda Eisenmenger sendromu gelişimi gözlenebilir[
3]. Bu hastaların klasik bulgusu vucudun alt yarısında siyanoz gelişimidir. Erişkin hastalarda operasyon öncesinde PVR'ın ölçülmesi önerilir. Resistans 6-8 Wood's ünitesi/m2 den fazla ise duktusun kapatılması önerilmez. Bu hastalarda kalp-akciğer nakli veya akciğer nakliyle birlikte PDA kapatılması düşünülebilir.
Erişkin yaşlarda tanısı konulan hastalarda; uzun süreli sol-sağ şantın neden olduğu pulmoner vasküler resistansda yükselme, PDA' da anevrizmatik genişleme ve kalsifikasyon gelişimi gibi sorunlar erişkin yaşlarda cerrahi riski ve rekanalizasyon şansını yükseltir ve değişik cerrahi tekniklerin kullanılmasını
gerektirebilir [
4-
6]. Operasyon tekniği, pulmoner arter basıncına, hastanın yaşına, duktusun genişliğine, uzunluğuna ve kalsifikasyon bulunup bulunmadığına göre farklılıklar gösterir. Çift ligasyon ve transfiksiyon tekniği uygulaması kolay ve en sık kullanılan teknik olmasına rağmen, ileri derecede pulmoner hipertansiyonu olan, PDA' da anevrizmatik genişleme ve
kalsifikasyon gelişimi bulunan hastalarda ligasyon sırasında PDA'da yırtılma riskinden dolayı tercih edilmez [
2,
4-
7]. Bu hastalarda duktusun mediyan sternotomi yaklaşımıyla
kardiyopulmoner bypass kullanılarak divize edilmesi önerilir
[
4-
7]. Pulmoner arter basıncı, PDA'daki kalsifikasyon gelişimi ve anevrizmatik genişlemenin derecesine göre bazı hastalarda, kardiyopulmoner bypass ve derin hipotermi ile düşük akımda veya total sirkülatüer arrest kullanılarak PDA'nın
transpulmonik yaklaşımıyla kapatılması uygulanabilir[
7]. Bu tekniğin kullanıldığı hastalarda, soğuma sırasında PDA akımının, üzerine parmakla basılarak kapatılması gereklidir. Derin hipotermi ile düşük akım veya total sirkülatüer arrest sağlandıktan sonra PDA'ya transpulmonik olarak ulaşılarak PDA dakron yama veya teflon plejit destekli tek dikişler
kullanılarak kapatılabilir.
Son yıllarda popüler olan torakoskopik olarak PDA'nın
ligasyonu veya kliplenmesi daha çok çocukluk dönemlerinde önerilmekle beraber, erişkin yaş grubundaki hastalarda başarılı sonuçlar yayınlanmıştır[
8,
9]. Bununla beraber, pulmoner arter basıncı düşük olan hastalarda torakoskopik teknik
uygulanabilirken, PDA'da yırtılma olasılığının yüksek olduğu orta-ileri pulmoner hipertansiyonlu ve geniş PDA'lı hastalarda bu yöntemin uygulanması sakıncalıdır[
7]. Bizim serimizde torakoskopik teknikle PDA'nın ligasyonu yapılan iki hastanın pulmoner arter basıncı normal değerlerdeydi. Erişkin yaş grubunda çift ligasyon ve transfiksiyon tekniğinin
rekanalizasyona yol açabileceğine ilişkin şüpheler vardır ve bu nedenle bu hastalarda rutin olarak divizyon uygulanması
gerektiği savunulmuştur [
3,
5]. Ancak erişkin yaş grubundaki hastalarda çift ligasyon ve transfiksiyon uygulamasının uzun dönem sonuçlarını yayınlandığı çalışmalarda rekanalizasyon oranı oldukça küçüktür [
4,
10]. Bu çalışmada, çift ligasyon uygulanan 12 hastada rekanalizasyon gelişimi saptanmadı ayrıca pulmoner hipertansiyonun regresyonu, geç postoperatif dönemde ekokardiyografi çalışması yapılan toplam15 hastada gösterildi.
Operasyon sonrası, hastalara sağ kalp kateterizasyonu yapılmadığı için, postoperatif pulmoner arter basıncı ve PVR değerleri operasyon öncesi değerleriyle karşılaştırılamadı. Ancak klinik olarak karşılaştırıldığında, operasyon öncesinde konjestif kalp yetmezliği bulguları olan 16 hastadan, yedi hasta NYHA sınıf I, beş hasta sınıf II ve dört hasta sınıf III olarak belirlenmişken, operasyon sonrası uzun dönem takipte , ulaşılan 21 hastadan; dört hasta sınıf I ve bir hasta sınıf II olarak bulundu. Operasyon sonrası sınıf II efor kısıtlanması sebat eden hastanın operasyon öncesinde PVR değerinin 6.8 Wood's ünitesi olduğu gözlendi.
Sonuç olarak; erişkin yaşta saptanan PDA hastalarının cerrahi tedavilerinin planlanmasında hastanın yaşı , pulmoner arter basıncı, duktusun genişliği ve kalsifikasyon bulunup
bulunmadığı göz önüne alınması gereken faktörlerdir. Çift
ligasyon ve transfiksiyon tekniği pulmoner arter basıncı normal olan veya hafif-orta pulmoner hipertansiyonu olan hastalarda güvenle uygulanabilir ve pulmoner arter basıncı normal olan hastalarda çift ligasyon tekniği torakoskopik olarak
uygulanabilir. İleri derecede pulmoner hipertansiyonu olan hastalarda ise PDA'nın mediyan sternotomi yaklaşımıyla kardiyopulmoner bypass kullanılarak divize edilmesi önerilir, bununla birlikte ileri derecede kalsifikasyon gelişimi veya anevrizmatik genişleme bulunmayan PDA'larda
kardiyopulmoner bypass altında sistemik basınç düşürülerek çift ligasyon uygulanabilir. Pulmoner arter basıncı, PDA'daki kalsifikasyon gelişimi ve anevrizmatik genişlemenin derecesine göre bazı hastalarda, kardiyopulmoner bypass ve derin
hipotermi ile düşük akımda veya total sirkülatüer arrest
kullanılarak PDA'nın transpulmonik yaklaşımıyla kapatılması uygun olacaktır.