ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
Therapeutic approaches in tracheal stenosis: analysis of fifteen cases
Ekber Şahin1, Aydın Nadir1, Burçin Çelik1, Şule Karadayı2, Şinasi Manduz3, Sulhattin Arslan4, Melih Kaptanoğlu1
1Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Sivas
2Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Sivas
3Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Sivas
4Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas

Abstract

Background: In this study, results of treatment of patients who had tracheal stenosis were evaluated.

Methods: The clinical records of 15 patients (6 males, 9 females; mean age 39±23.2 years; range 8 to 70 years) who were treated for tracheal stenosis between June 1992 and October 2008 were analyzed retrospectively. The diagnostic method, localization, therapeutic approach and results of tracheal stenosis were investigated.

Results: Tracheal stenosis was due to tracheostomy in six, prolonged intubation in five and malignancy in four patients. Rigid bronchoscopy was the most frequent diagnostic tool. Eight patients were treated conservatively. Diathermic resection was the first treatment of choice in nine patients. Resection and end-to-end anastomosis was used in seven patients and tracheal stent was used in six patients. Stents of three patients were removed within 12 to 18 months. Median duration of hospitalization was 12 days. Morbidity was seen in four patients; mortality was seen in three patients.

Conclusion: The success rate in tracheal stenosis treated by surgery is 71 to 97% and it is 65 to 70% by conservative methods. Surgical options should be considered first, but conservative methods should keep in mind.

Trakea stenozu sıklıkla, trakeostomi, uzun süreli entübasyon ya da malign nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.[1,2] Trakeostomi sonrası %0.6-21, entübasyon sorası %6-21 sıklıkla stenoz gelişir.[3,4] Bu hastaların büyük çoğunluğu cerrahiyle tedavi edilebilirken, bir kısmında da palyatif yöntemler uygulanabilmektedir.

Bu çalışmada trakea stenozu nedeniyle tedavi ettiğimiz hastaları, tedavi yöntemleri ve sonuçları açısından değerlendirdik.

Methods

Haziran 1992 ile Ekim 2008 tarihleri arasında tedavi ettiğimiz, malign ya da benign nedenlere bağlı trakea stenozu olan 15 hastanın (6 erkek, 9 kadın; ort. yaş 39±23.2 yıl; dağılım 8-70 yıl) kayıtları geriye dönük olarak incelendi.

Hastalar cinsiyet, yaş, etyoloji, tanı yöntemleri, lezyonun yeri, uygulanan tedavi yöntemleri ve sonuçları açısından değerlendirildi.

Tanı için tüm hastalara arka-ön akciğer grafisi ve toraks bilgisayarlı tomografi (BT)’si, son yıllarda başvuran hastalara ise trakea üç boyutlu bilgisayarlı tomografi (3BBT) çekildi. Tanıyı desteklemek ya da tedavi amacıyla bir kısım hastaya rijit bronkoskopi (RB) ve/veya fiberoptik bronkoskopi (FOB) yapıldı. Uygun olgularda, cerrahi veya stent öncesi diatermik rezeksiyon uygulandı.

Trakea rezeksiyonu uygulanan hastalara standart ‘collar’ kesi yapıldı. Gerek duyulan durumlarda tiroid istmusu ayrıldı. Stenotik segmentin alt bölgesinden trakea transvers olarak kesilip, havalandırma işlemi spiral tüple distal trakeadan sağlandı. Hastalıklı bölge stenotik segment üst kısmından yapılan kesi ile çıkarıldı. Trakea anastomozu arka duvardan başlayarak, tek tek 4/0 vikril ile yapıldı. Trakeanın her iki yanına gelecek şekilde çift uçlu hemovak dren konuldu. Trakeadaki gerginliği azaltmak için hasta uyandırılmadan önce, çeneden manubrium sterni üzerine boynu antefleksiyonda tutacak şekilde sütür konuldu. Ameliyattan hemen sonra ekstübasyon yapıldı. Ameliyat sonrası birinci gün oral tedavi başlandı. Çene sütürleri yedinci gün alındı.

Stent uygulanan hastalarda, öncelikle diatermik rezeksiyon ile lümen açılmaya çalışıldı. Benign lezyonlarda kolay çıkarılabilmesi nedeniyle silikon, malign lezyonlarda ise kaplı metal stentler tercih edildi. İşlem skopi altında gerçekleştirildi. Stentin yerleştirileceği alanın tespiti için; 6.5 numaralı bronkoskopla girilerek darlığın alt ve üst seviyelerine cilt üzerinden enjektör iğnesi yapıştırılıp, seviye skopide görülür hale getirildi (Şekil 1). Ardından 14 numaralı özel bronkoskop ile girilerek skopi altında işaretli alan ortaya gelecek şekilde stent konuldu. Balon dilatatör yardımıyla stent lümene oturtuldu. İşlem sonrası stentin pozisyonunu değerlendirmek için bronkoskopi yapıldı.

Şekil 1: Stent yerleştirilmeden önce darlık seviyesinin, iğneler yardımıyla skopi altında belirlenmesinin şematik görünümü.

Uç-uca anastomoz uygulanan ya da stent takılan hastalara taburcu olmadan ve ameliyattan sonraki birinci ayda bronkoskopik kontrol yapıldı.

Results

Ana patolojiler incelendiğinde; intoksikasyon (n=4) nedeniyle girişim uygulanan hastalar ilk sıradaydı. Trakeostomi en sık görülen stenoz nedeni olarak (n=6) tespit edildi. Toraks BT’de stenotik segment uzunluğu 1-5 cm arasında ölçüldü. Rijit bronkoskopi en sık kullanılan (n=14) tanı yöntemiydi. Üç hasta da FOB ile kombine edildi. Hastalara ait bilgiler Tablo 1’de gösterilmiştir.

Tablo 1: Hastalara ait bilgiler

Trakeostomiye bağlı darlığı bulunan altı hastadan dördüne ilk tedavi olarak diatermik rezeksiyon uygulandı. Ancak darlığın nüksetmesi nedeniyle rezeksiyon ve uç-uca anastomoz yapıldı (Şekil 2a, b). Rezeksiyon sonrası bir hastada tekrar darlık geliştiği için trakeal stent yerleştirildi. Bu hastaların hiçbirinde vokal kord paralizisi görülmedi.

Şekil 2: Trakeostomiye bağlı stenoz gelişmiş bir hastanın, (a) rezeksiyon ve (b) uç-uca anastomoz sonrası trakea tomografisi.

Entübasyona bağlı darlığı olan beş hastanın dördünde, tekrarlayan diatermik rezeksiyonlar yapıldı. Tekrar darlık gelişmesi nedeniyle iki hastaya rezeksiyon ve uç-uca anastomoz uygulanır iken, diğer iki hastaya trakea stenti yerleştirildi (Şekil 3a, b).

Şekil 3: (a) Postentübasyon trakea stenozu sonrası bir başka merkezde cerrahi tedavi uygulanan hastada, trakeada çift darlık (siyah oklar) ve (b) bu hastaya silikon stent uygulandıktan sonraki toraks bilgisayarlı tomografi görüntüsü izlenmekte.

Tiroid karsinomu olan hastalardan birinde dilatasyonla darlık giderilirken, ikisine trakeal stent uygulandı. Trakeada benign tümörü olan bir çocuk hastada, tümör başlangıçta endoskopik olarak çıkarıldı. Kontrollerinde nüks gözlenen bu hastaya daha sonra rezeksiyon ve uç-uca anastomoz uygulandı. Hastalara uygulanan tedavi yöntemleri Tablo 2’de gösterilmiştir.

Tablo 2: Uygulanan tedavi yöntemleri

Morbidite dört, mortalite üç hastada görüldü. Kaybedilen hastalardan ikisi tiroid karsinomu diğeri ise trakeomalazi idi. Trakea stenti uygulanan altı hastanın üçünde, stentler ortalama 12-18 ay sonra çıkarıldı. Bu hastalar yaşamlarını sorunsuz sürdürmektedir.

Discussion

Trakea stenozlarının tedavisinde diatermik rezeksiyon, endoskopik lazer, dilatasyon, greft interpozisyonu, stent ve rezeksiyon gibi çeşitli seçenekler uygulanmaktadır.[5,6] Her birinin avantajlı ve dezavantajlı yönleri vardır. Biz hastalarımıza sıklıkla diatermik rezeksiyon, trakea rezeksiyonu ve stent uygulaması yaptık.

Diatermik rezeksiyon, hastanın başlangıçta solunum yolunun açılarak ameliyata hazırlanması ya da stent uygulanması için zaman kazandıran bir girişimdir. Dokuz hastada başlangıç tedavisi olarak bu yöntem kullanıldı. Ancak hiçbir hastada tek başına tedavi edici olmadı. Lümenin biraz olsun açılması, özellikle silikon stent uyguladığımız hastalarda işlem sırasında oldukça yararlı oldu. Bu yöntemi, hastanın solunum sıkıntısından kurtarılması ve ameliyata hazırlık aşamasında, zaman kazanılması açısından öneriyoruz.

Trakea stenozlarında rezeksiyon ve uç-uca anastomoz, dikkatli seçilmiş hastalarda yüksek başarı oranları (%71-97) ile uygulanabilmektedir.[6-8] Yetersiz rezeksiyon, yüksek seviyeli stenoz ve stenotik segmentin trakeanın yarısından daha uzun olması cerrahi yetersizliğe yol açabilir. Trakeal rezeksiyon sonrasında anastomoz hattı üzerinde gerginlik olması, restenozun en büyük nedenidir. Bu gerginliğin azaltılması amacıyla birçok serbestleştirme tekniği kullanılmaktadır.[9,10] Restenozun bir diğer nedeni anastomozda kullanılan sütür materyalidir. Emilemeyen sütür materyali anastomoz bölgesinde granülasyon dokusuna yol açar. Biz rezeksiyon ve uç-uca anastomoz uyguladığımız yedi hastanın tamamında emilebilir sütür kullandık. Bu hastaların üçünde ameliyat sonrası nüks ile karşılaşıldı. Hafif derecede nüksü olan iki hastada sorun diatermik rezeksiyon ile giderilirken, bir hastada silikon stent konulmak zorunda kalındı. Rezeksiyon uygulanan hastalarda, stenotik segmentin kısa olması nedeniyle serbestleştirme tekniği uygulanmadı. Restenozların bundan kaynaklandığını düşünmekteyiz.

Uç-uca anastomoz sırasında, hastanın distal trakeadan havalandırılmaya devam etme zorunluluğu, anastomoz dikişlerinin geçişini güçleştirmektedir. Özellikle son dikişler atılırken “apneli solunum” uygulamaktayız. Hastayı hiperventile edip, satürasyonunu en üst seviyeye, karbondioksitini de mümkün olduğunca alt seviyeye indirdikten sonra, spiral tüpü distal trakeadan çıkarıp dikişleri kolaylıkla geçmekteyiz. Bu uygulama hastanın yaklaşık 3-4 dakika ventile edilmeden bekleyebilmesini, dolayısıyla dikişlerin daha kolay ve güvenli geçilebilmesini sağlamaktadır.

Trakea stenozlarında rezeksiyon ve uç-uca anastomoz yüksek başarı oranları ile uygulanmakla birlikte, bazı yazarlar stent uygulamasını başarılı bulmaktadır.[11,12] Trakea stentleri kolay uygulanabilmeleri nedeniyle günümüzde daha çok kullanılmaya başlanmıştır.[11-13] Yer değiştirmesi ve sekresyonların iyi atılamaması en büyük dezavantajları olmakla birlikte, sonradan çıkarılabilmeleri büyük bir avantajdır. Bir hastamızda stent distale doğru yer değiştirdi, bronkoskopi yapılarak pozisyonu düzeltildi. Dördü benign, ikisi malign darlık olmak üzere toplam altı hastaya stent uygulandı. Bu hastalardan üçüne sekresyon birikimi ve nefeste kötü koku nedeniyle tekrarlayıcı bronkoskopiler yapıldı (bir hastada iki kez, iki hastada birer kez). Silikon stentli üç hastanın stentleri 12., 14. ve 18. aylarda çıkarıldı. Bu hastalar klinikte trakeal çökme açısından bir gün gözlendikten sonra taburcu edildi. Bir hastada ise stent iki yıldır durmaktadır. Daha önce diatermik rezeksiyon yapılmış ve erken dönemde granülasyon dokusu gelişmiş, nüks ihtimali yüksek hastalarda stent daha uzun süre bekletilebilir. Bu sırada gelişebilecek enfeksiyon veya sekresyon stazı için gerekirse bronkoskopi yapılmalıdır. Malign darlık olan iki hastada ise silikon kaplı metal stent kullanıldı. Bu hastalar takiplerinde primer hastalıkları nedeniyle kaybedildi.

Diatermik rezeksiyonu, solunum yolunun geçici olarak açılması ve ameliyata zaman kazandırması açısından önermekteyiz. Trakea rezeksiyonu ve uç-uca anastomoz iyi seçilmiş hastalarda en iyi tedavi yöntemidir. Benign stenozlu hastalarda stent seçeneği de akılda tutulmalıdır. Bu konuda yapılacak randomize, kontrolü çalışmalar ile daha net sonuçlara ulaşılabilecektir.

Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını beyan etmişlerdir.

Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.

References

1) Sarper A, Ayten A, Eser İ, Demircan A, Işın E. Review of posttracheostomy and postintubation tracheal stenosis with special regard to etiology and treatment. The Internet Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery 2003;6:ISSN:1524- 0724.

2) Kaya S, Topçu S, Kaptanoğlu M, Yalçınkaya İ, Taştepe İ, Çetin G. A four-year experience in adult tracheal surgery. Tr J of Medical Sciences 1994;20:247-50.

3) Sarper A, Ayten A, Eser I, Ozbudak O, Demircan A. Tracheal stenosis aftertracheostomy or intubation: review with special regard to cause and management. Tex Heart Inst J 2005;32:154-8.

4) Karakoca Y, Karaağaç G, Karakoca S, Yıldız T, Yazanel O, Sarıman N ve ark. Terapötik bronkoskopi ile tedavi edilen postentübasyon trakea stenozları: Beş olgu sunumu. Tüberk Toraks 2004;52:363-8.

5) Wynn R, Har-El G, Lim JW. Tracheal resection with endto- end anastomosis for benign tracheal stenosis. Ann Otol Rhinol Laryngol 2004;113:613-7.

6) Hadi U, Hamdan AL. Diagnosis and management of tracheal stenosis. J Med Liban 2004;52:131-5.

7) Grillo HC, Donahue DM, Mathisen DJ, Wain JC, Wright CD. Postintubation tracheal stenosis. Treatment and results. J Thorac Cardiovasc Surg 1995;109:486-92.

8) van den Boogert J, Hans Hoeve LJ, Struijs A, Hagenouw RR, Bogers AJ. Single-stage surgical repair of benign laryngotracheal stenosis in adults. Head Neck 2004;26:111-7.

9) Donahue DM. Reoperative tracheal surgery. Chest Surg Clin N Am 2003;13:375-83.

10) Cordos I, Bolca C, Paleru C, Posea R, Stoica R. Sixty tracheal resections-single center experience. Interact Cardiovasc Thorac Surg 2009;8:62-5.

11) Atinkaya C, Şahin E, Kutlay H, Ökten Ş. Postentübasyon trakeal stenozlarda dinamik stentin rolü. T Klin Tıp Bilimleri 2003;23:310-8.

12) Gildea TR, Murthy SC, Sahoo D, Mason DP, Mehta AC. Performance of a self-expanding silicone stent in palliation of benign airway conditions. Chest 2006;130:1419-23.

13) Chin CS, Litle V, Yun J, Weiser T, Swanson SJ. Airway stents. Ann Thorac Surg 2008;85:S792-6.

Keywords : Diatermic resection; end to end anastomosis; tracheal stenosis; tracheal stent
Viewed : 19511
Downloaded : 4292