Methods: The clinical records of 37 patients (36 males, 1 female; mean age 29.2 years; range 17 to 46 years) who were diagnosed as having penetrating diaphragmatic injury and were operated on in our clinic between January 1994 - December 2008 were evaluated retrospectively.
Results: The majority of the injuries were caused by stabbing (n=31) and the rest by gun-shots. The diagnosis was established in most patients (n=34) during laparotomy. The injury was usually in the left hemidiaphragm (n=24). Twenty-eight patients (75%) had associated injuries and the most common was liver injury (n=14). Only laparotomy was performed in 26 patients, seven of them had laparotomy together with thoracotomy, three had only thoracotomy and one had only laparoscopy. The diaphragmatic defect was repaired primarily in all patients. Morbidity occurred in three cases and mortality also occurred in three cases.
Conclusion: Although there has been great improvement in the diagnostic methods of diaphragmatic injury since it was first defined, a high index of suspicion is still the most important entity that leads to diagnosis. Penetrating injury with a single entry accompanied by thoracoabdominal pathology must be alerting of a diaphragmatic defect. Diaphragm must be explored carefully during the operation for thoracoabdominal penetrating trauma.
Hastaların 28inde (%75) eşlik eden organ yaralanması vardı ve en sık olarak karaciğerde (n=14) meydana geldi (Tablo 1). On hastada birden fazla eşlik eden organ yaralanması vardı. Torakotomi uygulanan beş hastada hemorajinin batından kaynaklandığının görülmesi üzerine eşlik eden yaralanmalar, girişime laparotomi eklenmesiyle tanınmış ve girişimde bulunulmuştur. Çoklu kesici-delici alet yaralanması olan ve torakotomi sonrası eksplorasyon nedeniyle laparotomi uygulanan iki olgudan birinde ince bağırsak yaralanması saptandı diğerinde ise eşlik eden batın içi yaralanma görülmedi. Torakotomi esnasında minimal dalak yaralanması saptanan bir hastaya ek girişim uygulanmadı. Dört hastaya splenektomi yapıldı. Diğer batın içi organ yaralanmaları primer tamir edildi.
Tablo 1: Eşlik eden yaralanmalar
Hastaların çoğunluğuna (n=26) sadece laparotomi yapılmakla beraber yedi hastaya torakotomi ile birlikte laparotomi, üç hastaya sadece torakotomi ve bir hastaya da laparoskopi uygulandı (Tablo 2). Diyaframdaki yaralanmalar tüm hastalarda greft kullanımına gerek kalmadan primer tamir edildi. Tamir genelde 1 numara ipek dikiş materyali ile ayrı ayrı dikilerek yapıldı. Yalnızca laparotomi uygulanan hastalardan üçü hariç tümüne yaralanan hemidiyaframın olduğu tarafa tüp torakostomi uygulandı.
Tablo 2: Girişimsel yaklaşımlar
İki hastada bronkoskopi gerektirmeyen atelektazi, bir hastada da majör girişim gerektirmeyen yara yeri infeksiyonu olmak üzere toplam üç hastada morbidite (%8.1) gelişti. Hemorajik şok tablosunda ameliyata alınan üç olgu ameliyat esnasında kaybedildi ve bu durumda mortalite %8 olarak belirlendi. Kaybedilen iki hastada sağ hemidiyafram yaralanması ile birlikte akciğer ve karaciğer yaralanması, birinde ise bu yaralanmalara ek olarak sağ femoral arter ve ven tam kesisi vardı. Sol hemidiyafram yaralanması olan ve ameliyata alındıktan çok kısa bir süre sonra kardiyak arrest gelişen ve kaybedilen hastada ise akciğer ve dalak yaralanması dışında ek patoloji saptanamadı.
Laparotomi erken dönemde en sık uygulanan insizyon olup eşlik eden yaralanmaların saptanması ve tedavisinde de en uygun yaklaşımdır.[12] Bizim çalışmamızda da laparotomi en çok kullanılan girişim yöntemidir. Hastalarımızla ilgili değinilmesi gereken diğer bir durum da torakotominin 10 hastada (%30) ilk insizyon olmasıdır. Öncelikle tüp torakostomi uygulanan bu olgularda toraks tüpünden hemorajinin devam etmesi üzerine torakotomi uygulandı ve bu olgulardan beşinde hemorajinin batından kaynaklandığının görülmesi üzerine eşlik eden yaralanmalar, girişime laparotomi eklenmesiyle tanındı ve girişimde bulunuldu. Bu olgularda hemoraji batındaki pozitif, tüp torakostomi uygulanmasından sonra toraks içinde tekrar sağlanan negatif basınç nedeni ile toraksa geçmekte ve toraks tüpünden drenaj olarak görülmekte idi. Bu nedenle bu tip durumlarda da diyafram hasarı ile eşlik eden batın içi organ yaralanması mutlaka akla gelmelidir. Bu şekilde uygulanabilecek BT ya da ultrasonografiyle intraabdominal yaralanma ortaya konulur, gereksiz torakotomiden kaçınılırsa, laparotomi ile tedavi mümkün olur.
Bu konuda yayınlanan makalelere bakıldığında mortalite nedeninin erken dönemde bizim olgularımızda da olduğu gibi eşlik eden yaralanmalar olduğu belirtilmektedir.[13,14] Bizim çalışmamızda da yalnızca diyafram yaralanması olan olgularda mortalite görülmedi. İstatistiksel olarak gösterilmemekle birlikte özellikle eşlik eden karaciğer yaralanmasının mortalitede önemli rol oynadığını düşünmekteyiz.
Sonuç olarak, torakoabdominal bölgede meydana gelen penetran yaralanmalar nedeniyle cerrahi eksplorasyon uygulanan olgularda bu yaralanmaya özellikle dikkat edilmelidir. Yine bu bölgede meydana gelen yaralanmalarda saptanan hemotoraks nedeniyle yapılan tüp torakostomilerde devam eden hemorajik drenajın batın içi yaralanmaya bağlı olabileceği ve diyaframdaki defekt nedeniyle toraksa geçebileceği de göz önünde tutulmalıdır.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Carter BN, Giuseffi J, Felson B. Traumatic diaphragmatic
hernia. Am J Roentgenol Radium Ther 1951;65:56-72.
2) Meyers BF, McCabe CJ. Traumatic diaphragmatic hernia.
Occult marker of serious injury. Ann Surg 1993;218:783-90.
3) Hegarty MM, Bryer JV, Angorn IB, Baker LW. Delayed presentation
of traumatic diaphragmatic hernia. Ann Surg 1978;
188:229-33.
4) Symbas PN, Vlasis SE, Hatcher C Jr. Blunt and penetrating
diaphragmatic injuries with or without herniation of organs
into the chest. Ann Thorac Surg 1986;42:158-62.
5) Yalçinkaya I, Kisli E. Traumatic diaphragmatic rupture:
results of the chest surgery clinic. [Article in Turkish] Ulus
Travma Acil Cerrahi Derg 2008;14:221-5.
6) Sanli M, Işik AF, Tunçözgür B, Meteroğlu F, Elbeyli L.
Diagnosis that should be remembered during evaluation of
trauma patients: diaphragmatic rupture. [Article in Turkish]
Ulus Travma Acil Cerrahi Derg 2009;15:71-6.
7) Vatansev C, Aksoy F, Tekin S, Tekin A, Belviranli M,
Kaynak A. Diaphragmatic rupture in abdominal trauma.
[Article in Turkish] Ulus Travma Acil Cerrahi Derg 2003;
9:285-90.
8) Baldassarre E, Valenti G, Gambino M, Arturi A, Torino
G, Porta IP, et al. The role of laparoscopy in the diagnosis
and the treatment of missed diaphragmatic hernia after
penetrating trauma. J Laparoendosc Adv Surg Tech A 2007;
17:302-6.
9) Mahajna A, Mitkal S, Bahuth H, Krausz MM. Diagnostic
laparoscopy for penetrating injuries in the thoracoabdominal
region. Surg Endosc 2004;18:1485-7.
10) Leppäniemi A, Haapiainen R. Occult diaphragmatic injuries
caused by stab wounds. J Trauma 2003;55:646-50.
11) Freeman RK, Al-Dossari G, Hutcheson KA, Huber L,
Jessen ME, Meyer DM, et al. Indications for using videoassisted
thoracoscopic surgery to diagnose diaphragmatic
injuries after penetrating chest trauma. Ann Thorac Surg
2001;72:342-7.
12) Hanna WC, Ferri LE, Fata P, Razek T, Mulder DS. The current
status of traumatic diaphragmatic injury: lessons learned
from 105 patients over 13 years. Ann Thorac Surg 2008;
85:1044-8.