Kardiyak kateterizasyonda ise sağ koroner arterin akut marjin dalı ile sağ ventrikül arasında fistül tespit edildi (Şekil 1). Ventrikül fonksiyonları normaldi.
Bu bulgularla hasta ameliyata alındı. Ameliyat sırasında transözofageal ekokardiografi (TÖE) ile sağ koroner arter, sağ ventrikül fistül yerleşimi ve tamir sonuçları değerlendirildi. Sternotomi ve perikardiyotomiyi takiben fistül, sağ koroner arterin akut marjin dalında lokalize edildi. Fistülün, kalbin ön yüzünde kolay ulaşılabilir bir bölgede olması nedeniyle ameliyatın atan kalpte yapılmasına karar verildi. Koroner arterin fistülize olan distali kliplendi ve sonrasında 6/0 propilenle bağlandı. Transözofageal ekokardiyografi ile tamir sahası kontrol edildi kaçak izlenmedi. Ameliyat sonrası dönemde herhangi bir sorunla karşılaşılmadı. Hasta yedinci günde sorunsuz taburcu edildi.
Şekil 1: Sağ koroner arter ile sağ ventrikül arasındaki fistül oluşumunun anjiyografik görünümü.
Genelde asemptomatik olması veya hastaların atipik yakınmalarla başvurması nedeniyle tanı konulması gecikebilmektedir. Çok sık olmamakla birlikte hastalarda efor dispnesi, yorgunluk ve halsizlik semptomları görülebilmektedir. Nadiren anjina (%7), miyokard infarktüsü (%3) görülebilir,[6] kalp yetmezliği ise %12-15 olguda rastlanabilmektedir,[7] bu nedenle bu olgulara tanı konulduğunda fistülü transkateter (Coil embolizasyon) veya cerrahi yolla kapatmak gerekir.[8]
Kliniğimize halsizlik, çabuk yorulma ve efor kapasitesinde azalma yakınmaları ile başvuran hasta, daha önce birçok hastalık sorunu ile hastanede yatmış kompleks bir olgu idi. Bu nedenle koroner arter fistülü tanısı, ancak son başvurusunda yapılan selektif anjiyografi ile konuldu. Burada asıl vurgulamak istediğimiz konu, bu şekilde atipik yakınmaları olan olgularda koroner fistülün ayırıcı tanıda düşünülmesi gerektiğidir.
Olguya cerrahi girişim planlanırken yaşı, semptomları, patolojinin anatomik özellikleri, koroner arter hastalığının olmaması göz önüne alındı. Dolayısıyla koroner bypass işlemine gereksinim duyulmadı ve vücut dışı dolaşım sistemine de gereksinim duyulmadan girişim atan kalpte gerçekleştirildi.
Embriyolojik dönemde koroner arterler; ventriküller, büyük damarlar veya her ikisi birlikte sinüsoidler aracılığı ile ilişki halindedirler. Sinüsoidler daha sonra normal kalpte kapiller ağa dönüşürler. Koroner arterlerin, pulmoner artere olan ve kapanmayan sinüsoidlerin veya bağlantılarının majör doğuştan koroner fistüllerin potansiyel kaynağı olduğu, yönünde teoriler vardır.[9] Eğer koroner fistül bir erişkinde tespit edilmiş ise fistülün enflamasyon, ateroskleroz, kollajen vasküler hastalıklar veya travma kaynaklı olabileceği düşünülebilir.[10] Sunulan bu olguda da klinik öykü, fistülün boyutu ve yeri bize bu patolojinin doğuştan olduğunu düşündürmektedir. Çocukta sol ön inen pulmoner arter bağlantısı acil ameliyat endikasyonudur, erişkinde ise fistül tanısı ameliyat endikasyonudur.[11] Olgumuzda da var olan konjestif yetmezlik bulguları ameliyat endikasyonu olarak düşünüldü.
Selektif koroner anjiyografi fistülün yerleşim yerini tespit etmede, fistül ligasyonu işlemini takiben iskemi, infarkt veya her ikisinin birden ortaya çıkmasını önlemede esastır. Aynı zamanda biz TÖEyi sadece ameliyat sırası tanı için değil aynı zamanda ameliyat sonrası cerrahi sonuçların değerlendirilmesi için de öneriyoruz. Böylece literatürde bildirilen rezidüel veya reküren fistüllerin engellenmesinde de yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, nadir bir olgu olan sağ koroner artersağ ventrikül fistülü tamirinin KOAH, geçirilmiş serebrovasküler hastalık, kronik AF gibi birçok ek risk faktörleri olan erişkin bir olgudaki tedavisini ve sonuçlarını sunduk ve bu olgu nedeniyle edindiğimiz deneyimi literatür bilgileri ışığında paylaşmak istedik.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Akashi H, Tayama E, Tayama K, Fukunaga S, Tobinaga S,
Sakashita H, et al. Rupture of an aneurysm resulting from a
coronary artery fistula: a case report. Circ J 2003;67:551-3.
2) Şan M, Kanadaşı M, Bozkurt A, Demircan Ş, Demirtaş M.
Erişkinlerdeki koroner arter fistüllerinin klinik ve anjiografik
olarak değerlendirilmesi. Medical Network Kardiyoloji
1999;6:268-71.
3) Levin DC, Fellows KE, Abrams HL. Hemodynamically
significant primary anomalies of the coronary arteries.
Angiographic aspects. Circulation 1978;58:25-34.
4) Lowe JE, Oldham HN Jr, Sabiston DC Jr. Surgical management
of congenital coronary artery fistulas. Ann Surg 1981;
194:373-80.
5) Liberthson RR, Sagar K, Berkoben JP, Weintraub RM,
Levine FH. Congenital coronary arteriovenous fistula.
Report of 13 patients, review of the literature and delineation
of management. Circulation 1979;59:849-54.
6) Rittenhouse EA, Doty DB, Ehrenhaft JL. Congenital coronary
artery- cardiac chamber fistula. Review of operative
management. Ann Thorac Surg 1975;20:468-85.
7) Daniel TM, Graham TP, Sabiston DC Jr. Coronary arteryright
ventricular fistula with congestive heart failure: surgical
correction in the neonatal period. Surgery 1970;67:985-94.
8) İzgi A, Kırma C, Türkmen M, Tanalp AC. Konjestif kalp
yetersizliği olan bir hastada geniş koroner arter fistülünün
coil embolizasyon yöntemi ile kapatılması. Türk Kardiyoloji
Derneği Arşivi 2006;34:47-50.
9) Hirooka K, Hanatani A, Nakatani S, Yasumura Y, Bando K,
Miyatake K, et al. Huge saccular aneurysm in a coronarypulmonary
fistula fed by the left and right coronary arteries.
Circ J 2002;66:525-7.