Methods: Forty HD access procedures were performed in 40 consecutive patients between January 2006 and January 2010. All access procedures were planned on the basis of preoperative duplex ultrasonography (USG) scans of arm and forearm veins. Functional patency was defined as ability to cannulate for HD successfully for the patient. Primary and secondary cumulative functional patency of SV and PTFE grafts were determined with Kaplan Meier test; differences in patency rates were analyzed with Log Rank test and differences in revision rates including thrombolysis, thrombectomies and operative revisions were analyzed with the Z test and the Fisher's exact t-test.
Results: Mean follow-up was 48 months (range 43-54 months). Risk factors were similar between the two groups. Saphenous vein graft had better patency rates. The HD access complications were higher in SV graft group, while infection and thrombosis were higher in PTFE group.
Conclusion: Our data strongly support the necessity that SV graft should be considered initially, compared to PTFE graft, for the patient who is a candidate for an upper arm secondary AVF creation based on anatomical criteria.
Ameliyat öncesi değerlendirme
Arteriyovenöz fistül gereksinimi olan tüm hastalar,
klinik muayene ve üst ekstremitelerinin dubleks ultrasonografi
(USG) ile taranmasının ardından ameliyata
alındı. Klinik muayene önkolun inspeksiyon ve damarların
palpasyonunu içermekte idi. Ayrıca her iki kolun
tansiyon arteryelleri alındı. Dubleks USG ile damarlar
5 mHz veya 7 mHz ile venler için sıkıştırılabilirlik ve
çap arterler için çap amaçlı değerlendirildi. Ayrıca derin
venöz sistemin açıklığı aksiller ve subklaviyan sistem de
dahil olmak üzere kontrol edildi.
Arteriyovenöz fistül oluşturulma teknikleri
Grup 1 (SV greft) alt ekstremite venöz Doppler incelemesi
ile derin venöz tromboz, derin venöz yetmezlik
ve safenofemoral yetmezlik açısından tarandı ve bu
rahatsızlıkları olmayan hastalar, çalışmaya dahil edildi.
Anastomoz tekniği olarak greftler önce radial arter
veya brakiyal arter ile end to side teknikte anostomoz
edildi ardından greftler cilt altından geçirildi ve greftlerin
distal ucu brakiyal ven ile anastomoz oluşturuldu.
Anastomoz edilen safen venin HD enjeksiyon travmasını
tolere edebilmesi için damar duvarının kalınlaşıp
arteriyelize olması yaklaşık dört hafta sürdüğünden,
şantlar bu süre dolduktan sonra kullanılabildi.
Grup 2 (PTFE greft) anastomoz tekniği olarak 6 mm PTFE greft önce radial arter veya brakiyal arter ile end to side teknikte anostomoz edildi ardından greftler cilt altından geçirildi ve greftlerin distal ucu brakiyal ven ile anastomoz oluşturuldu. Anastomoz bölgelerinde hematom olmadığından emin olunduktan sonra (yaklaşık olarak 48 saat) oluşturulan AVF kullanıldı.
İstatistiksel analizler
Fonksiyonel açıklık oranları Kaplan-Meier yöntemi
ile hesaplandı. Safen ven greft ve PTFE greft açık kalma
oranları arasındaki farklar Log-Rank testi ile belirlendi.
Tomboliz, trombektomi ve cerrahi revizyonlar gibi
revizyon oranları arasındaki farklar Z testi ve Fisher
exact t-testi ile belirlendi.
Tablo 1: Hastalara ait ek hastalık demografik verileri
Tablo 2: Hastalara ait ameliyat sonrası mortalite ve komplikasyon oranları
Primer fonksiyonel açık kalım sonuçları; grup 1 için primer açık kalım oranları 24 ve 48 ay için %70 ve %45 idi. Grup 2 için primer açık kalım oranları 24 ve 48 ay için %55 ve %15 idi. Grup 1’de primer açık kalım oranı Grup 2’den anlamlı düzeyde daha yüksek idi (p<0.005; Şekil 1). Grup 1’de ilk 24 ay içinde altı, sonraki 24 ay içinde beş olmak üzere toplam 11 greft fonksiyon göremez hale geldi. Bu fistüllere trombolitik tedavi, trombektomi uygulandı. Bu işlemler neticesinde 11 fistülün sekizinde fonksiyonellik tekrar sağlandı. Grup 2’de ilk 24 ay içinde dokuz, sonraki 24 ay içinde sekiz olmak üzere toplam 17 greft fonksiyon göremez hale geldi. Aynı şekilde bu fistüllere trombolitik tedavi, trombektomi uygulandı. Bu işlemler sonucunda 17 fistülün 12’sinde fonksiyonellik tekrar sağlandı (Tablo 3, 4).
Şekil 1: Primer fonksiyonel açık kalım oranı. SV: Safen ven; PTFE: Politetrafloroetilen.
Tablo 3: Safen ven greft grubunun iki ve dört yıllık primer fonksiyonel açık kalım oranları
Sekonder fonksiyonel açık kalım sonuçları; Grup 1
için sekonder açık kalım oranları 24 ve 48 ay için %80
ve %60 idi. Grup 2 için sekonder açık kalım oranları 24
ve 48 ay için %70 ve %40 idi. Grup 1’de sekonder açık
kalım oranı grup 2’den anlamlı düzeyde daha yüksek idi
(p<.005; Şekil 2). Grup 1’de toplam izlem boyunca yapılan girişimlere rağmen sekiz fistül, grup 2’de 12 fistül
fonksiyon göremez hale geldi (Tablo 5, 6). Bu hastalara
aynı ekstremitede basilik ven transpozisyonu (BVT) ile
yeni AVF oluşturuldu.
Şekil 2: Sekonder fonksiyonel açık kalım oranı. SV: Safen ven;
PTFE: Politetrafloroetilen.
Tablo 5: Safen ven greft grubunun iki ve dört yıllık sekonder fonksiyonel açık kalım oranları
Gruplar ameliyat sonrası komplikasyonlar açısından değerlendirildiğinde; Enfeksiyon grup 1’de bir, grup 2’de beş hastada gözlendi ve gruplar arasında görülen bu fark istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0.01). Enfekte SV greft antibiyotik tedavisi ile iyileşti, ancak PTFE greft grubunda uygulanan antibiyotik kürlerine rağmen dört hastada greft enfeksiyonu düzelmedi ve greftler çıkarılmak zorunda kalındı. Enfekte greftin çıkarılması pratiği cerrahi açıdan cerrahı zorlayıcı olmakla birlikte, komplikasyon oranı da yüksek bir işlemdir. Tromboz ise grup 1’de üç, grup 2’de yedi hastada gözlendi ve bu fark gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0.01). Yapılan tromboliz ve trombektomi ameliyatlarına rağmen grup 1’de iki, grup 1’de beş fistül fonksiyon göremez hale geldi. Kanama grup 1’de sekiz, grup 2’de üç hastada gözlendi ve bu fark gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0.01). Bu komplikasyonlar konservatif yöntemler ile takip edildi ve fistüllerin fonksiyonelliğini koruduğu tespit edildi. Hematom grup 1’deydi, grup 2’de bir hastada gözlendi ve bu fark gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0.01). Hematom sonucunda oluşan baskıya bağlı olarak grup 1’de dört, grup 2’de bir greft fonksiyon göremez hale geldi. Cerrahi olarak hematomun boşaltılmasına rağmen greftlerin fonksiyonelliği sağlanamadı. Psödoanevrizma grup 1’de altı, grup 2’de bir hastada gözlendi ve bu fark gruplar arasında istatistiksel açısıdan anlamlı bulundu (p<0.01). Grup 1’deki tüm psödoanevrizma gelişmiş olgulara ve grup 2’deki bir olguya cerrahi girişimde bulunuldu ancak SV greft grubunda iki olguda AVF’nin fonksiyonelliği tekrar sağlanamadı. Çalma sendromu grup 1’de üç, grup 2’de dört hastada gözlendi ve bu fark gruplar arasında istatistiksel açısıdan anlamlı bulunmadı. Grup 1’de bir, grup 2’de iki olguda görülen çalma sendromu cerrahi girişimlere rağmen düzeltilemediği için ekstremitenin sağlığı göz önünde bulundurularak greftler çıkarıldı. Ödem grup 1’de iki, grup 2’de iki hastada gözlendi ve bu fark gruplar arasında istatistiksel açısıdan anlamlı bulunmadı. Bu komplikasyon konservatif yöntemler ile takip edildi ve fistüllerin fonksiyonelliğini koruduğu tespit edildi. Gruplar kullanılan greftlerin dağılımı ve oluşturulan sekonder AVF’lerin ortalama debisi açısından değerlendirildiğinde; gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark yoktu. Grupların 24 ve 48 aylık primer ve sekonder açık kalımları değerlendirildiğinde grup 1 istatistiksel olarak anlamlı biçimde grup 2’den daha uzun süreli açık kalıma sahiptir (Tablo 7).
Tablo 7: Sekonder arteriyovenöz fistüllerin özellikleri
Literatürde otolog greft kullanımı ile sentetik greft kullanımı açısından yapılmış az sayıda çalışmada genel olarak ortak görüş; otolog greftlerin açık kalım oranlarının daha yüksek olduğu yönündedir.[20-26] Bu konuda Huber ve ark.nın[20] yapmış oldukları çalışmada otolog greftlerin PTFE greftlere göre tekrar ameliyat ve greft oklüzyonun insidansının daha az olduğunu vurgulamışlardır. Ancak Staramos ve ark.[27] yaptıkları çalışmada otolog ve PTFE greftlerin karşılaştırmışlar ve PTFE greftlerin primer açık kalım süresinin bizim çalışmamızın aksine daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. Enfeksiyon açısından değerlendirildiğinde SV greft grubunda PTFE greft grubuna göre klinik açıdan anlamlı derecede az enfeksiyon gözlenmiştir. Bunun nedeni tekrarlayan iğne girişlerine karşı PTFE greftlerin enfeksiyona daha yatkın olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Literatürde bu konuda Huber ve ark.[20] ayrıca Staramos ve ark.[27] yapmış oldukları çalışmalarda otolog greftlerde infeksiyon görülme insidansının PTFE greftlere göre daha az olduğunu vurgulamışlardır. Ayrıca Matsuura ve ark.[28] yapmış oldukları çalışmada da otolog venlerin enfeksiyona daha dirençli olduğunu belirtmişlerdir. Bu konuda vurgulanabilecek bir diğer konu ise PTFE greftler ile oluşturulan sekonder AVF’lerin ameliyat sonrası hematom oluşmadığından emin olunduktan sonra (yaklaşık 48 saat) HD girişi için kullanılabilmesi önemli bir avantajdır.[26,27]
Otolog ve PTFE greft interpozisyonu ile AVF oluşturulmasını karşılaştıran çalışmaların bir kısmı şöyledir (Tablo 8).
Bu çalışmalarda; Asher ve ark.[29] otolog fistüllerin prostetik greftlere göre açık kalım oranlarını mükemmel olarak tarif etmişlerdir. Staramos ve ark.[27] ise üç yıllık (orta dönem) açık kalım oranının prostetik grupta %58 oranı ile daha yüksek olduğunu vurgulamışlardır. Bu yargı bizim çalışmamızda ortalama 48 aylık izlem boyunca sekonder açık kalım oranı SV greft için %60, PTFE greft grubu için %40 sonucu ile çelişmektedir. Matsuura ve ark.[30] yaptıkları çalışmada cryopreserved femoral venin infeksiyon açısından prostetik materyallere göre daha dirençli olduklarını vurgulamışlardır. Curi ve ark.[31] ise HIV pozitif hastalarında Vectra greftlerin infeksiyona daha dirençli olduklarını vurgulamışlardır ki, bu bulgu bizim çalışmamızda tersinedir. Wang ve Chu[32] yaptıkları çalışmalarında ise sentetik loop greftlerin düz yerleştirilmiş greftlere göre daha yüksek açık kalım oranlarını vurgulamışlardır. Bizim çalışmamızda bu yönde bir çalışma planı oluşturulmamıştır. Burger ve ark.[33] yaptıkları çalışmada ise nativ damarlar ile oluşturulan fistüllerin açık kalım oranların prostetik greftlere nazaran daha yüksek olduğunu vurgulamıştır ki; bizim çalışmamızı desteklemektedir.
Sonuç olarak, üst ekstremitesinde sekonder AVF açılması gereken hastalarda anatomik kriterlere bağlı olarak bulgularımızdan kuvvetle çıkan önerme; hemodiyaliz komplikasyonları olan kanama, hematom, psödoanevrizma daha sık gözlense de safen ven greft uygulaması enfeksiyon ve tromboz insidansı daha yüksek olan PTFE greft uygulamasından önce düşünülmelidir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Turkish Society of Nephrology. Registry of the Nephrology,
Dialysis and Transplantation in Turkey. Registry 2004. Omega
CRO. İstanbul, Turkey: Turkish Society of Nephrology; 2005
June.
2) Brescia MJ, Cimino JE, Appel K, Hurwich BJ. Chronic
hemodialysis using venipuncture and a surgically created
arteriovenous fistula. N Engl J Med 1966;275:1089-92.
3) NKF-DOQI clinical practice guidelines for vascular access.
National Kidney Foundation-Dialysis Outcomes Quality
Initiative. Am J Kidney Dis 1997;30:S150-91.
4) III. NKF-K/DOQI Clinical Practice Guidelines for Vascular
Access: update 2000. Am J Kidney Dis 2001;37:S137-81.
5) Enzler MA, Rajmon T, Lachat M, Largiadèr F. Long-term
function of vascular access for hemodialysis. Clin Transplant
1996;10:511-5.
6) Coburn MC, Carney WI Jr. Comparison of basilic vein and
polytetrafluoroethylene for brachial arteriovenous fistula. J
Vasc Surg 1994;20:896-902.
7) Gibson KD, Caps MT, Kohler TR, Hatsukami TS, Gillen
DL, Aldassy M, et al. Assessment of a policy to reduce
placement of prosthetic hemodialysis access. Kidney Int
2001;59:2335-45.
8) Burt CG, Little JA, Mosquera DA. The effect of age on
radiocephalic fistula patency. J Vasc Access 2001;2:110-3.
9) Gelabert HA, Freischlag JA. Hemodialysis access. In:
Rutherford RB, editor. Vascular surgery. Philadelphia: W.B.
Saunders; 2000. p. 1466-77.
10) Madran H, Özgür B, Kürşad S, Sakarya A, Erhan Y, Aydede
H. Kronik hemodiyalizde vasküler girişimler. Türkiye
Klinikleri Kalp Damar Cer Derg 2001;2:38-47.
11) Burkhart HM, Cikrit DF. Arteriovenous fistulae for
hemodialysis. Semin Vasc Surg 1997;10:162-5.
12) Cassioumis D, Fatouros MS, Siamopoulos KC, Giannoukas
AD. Short- and long-term evaluation of arteriovenous fistulas
for chronic hemodialysis. Microsurgery 1992;13:236-7.
13) Fitzgerald JT, Schanzer A, Chin AI, McVicar JP, Perez
RV, Troppmann C. Outcomes of upper arm arteriovenous
fistulas for maintenance hemodialysis access. Arch Surg
2004;139:201-8.
14) Sarıtaş B, Okyay K, Yılmaztürk H. Perforating Vein-brachial
artery anastomosis as an alternative to conventional arteriovenous
fistulae for hemodialysis: mid-term fallow-up results.
Türkiye Klinikleri J Cardiovasc Sci 2010;22:200-5.
15) Başel H, Odabaşı D, Akbayrak H. A-V Fistula management
between ulnar artery and brachiocephalic vein with
saphenous vein graft interposition: a renal hemodialysis
dependent patient. Turkish J Vasc Surg 2007;16:49-54.
16) Pierre-Paul D, Williams S, Lee T, Gahtan V. Saphenous
vein loop to femoral artery arteriovenous fistula: a practical
alternative. Ann Vasc Surg 2004;18:223-7.
17) Jenkins AM, Buist TA, Glover SD. Medium-term follow-up of
forty autogenous vein and forty polytetrafluoroethylene (Gore-
Tex) grafts for vascular access. Surgery 1980;88:667-72.
18) Çıkırıkçıoğlu M, Ege T, Süt N, Duran E. Arteriyovenöz fistül
operasyonlarında venöz transpozisyon uygulamalarına ait
sonuçlarımız. Damar Cer Derg 2002;11:21-7.
19) Çekirdekçi A, Rahman A, Burma O, Cihangiroğlu M.
Polytetraflouroethylene (PTFE) greftlerle hemodiyaliz amaçlı
arterio-venöz fistül uygulamaları. Damar Cer Derg 2000;9:24-7.
20) Huber TS, Carter JW, Carter RL, Seeger JM. Patency of
autogenous and polytetrafluoroethylene upper extremity
arteriovenous hemodialysis accesses: a systematic review. J
Vasc Surg 2003;38:1005-11.
21) Akbaş H, Kanko M, Tekinalp H, Bülbül S, Alp M.
Hemodializ amaçlı arteriyovenöz fistüllerin retrospektif
değerlendirilmesi. Turk Gogus Kalp Dama 2000;8:638-40.
22) Kiyama H, Imazeki T, Kurihara S, Yoneshima H. Long-term
follow-up of polyurethane vascular grafts for hemoaccess
bridge fistulas. Ann Vasc Surg 2003;17:516-21.
23) Sidawy AN, Gray R, Besarab A, Henry M, Ascher E, Silva
M Jr, et al. Recommended standards for reports dealing
with arteriovenous hemodialysis accesses. J Vasc Surg
2002;35:603-10.
24) Huber TS, Ozaki CK, Flynn TC, Lee WA, Berceli SA,
Hirneise CM, et al. Prospective validation of an algorithm
to maximize native arteriovenous fistulae for chronic
hemodialysis access. J Vasc Surg 2002;36:452-9.
25) Lazarides MK, Georgiadis GS, Antoniou GA, Staramos
DN. A meta-analysis of dialysis access outcome in elderly patients. J Vasc Surg 2007;45:420-426.
26) Thomsen MB, Deurell SI, Elfström J, Alm A. What causes
the failures in surgically constructed arteriovenous fistulas?
Acta Chir Scand 1983;149:371-6.
27) Staramos DN, Lazarides MK, Tzilalis VD, Ekonomou CS,
Simopoulos CE, Dayantas JN. Patency of autologous and
prosthetic arteriovenous fistulas in elderly patients. Eur J
Surg 2000;166:777-81.
28) Matsuura JH, Rosenthal D, Clark M, Shuler FW, Kirby
L, Shotwell M, et al. Transposed basilic vein versus
polytetrafluorethylene for brachial-axillary arteriovenous
fistulas. Am J Surg 1998;176:219-21.
29) Ascher E, Hingoran A, Gunduz Y, Yorkovich Y, Ward
M, Miranda J, et al. The value and limitations of the arm
cephalic and basilic vein for arteriovenous access. Ann Vasc
Surg 2001;15:89-97.
30) Matsuura JH, Johansen KH, Rosenthal D, Clark MD, Clarke
KA, Kirby LB. Cryopreserved femoral vein grafts for
difficult hemodialysis access. Ann Vasc Surg 2000;14:50-5.
31) Curi MA, Pappas PJ, Silva MB Jr, Patel S, Padberg FT Jr,
Jamil Z, et al. Hemodialysis access: influence of the human
immunodeficiency virus on patency and infection rates. J
Vasc Surg 1999;29:608-16.