Methods: Between January 2010 and April 2010, 235 patients (187 males, 48 females, mean age 60.3±10.5 years; range 43 to 79 years) underwent isolated coronary artery bypass graft (CABG) surgery at the Türkiye Yüksek İhtisas Hospital Department of Cardiovascular Surgery, and they were included in this study. Twelve of the patients required temporary pacing, but none needed a permanent pacemaker.
Results: A statistically significant difference was found between the groups in terms of age, diabetes mellitus, ejection fraction, need for inotropic agents in the operation room, cardiopulmonary bypass time, operation technique, right coronary artery bypass, and need for pacing (p<0.005).
Conclusion: In light of this data, we suggest that the use of TEPWs in the absence of above mentioned variables should be limited, especially considering the complications involved when using this technique.
Geçici epikardiyal pace telleri birçok merkezde rutin olarak kullanılmaktadır. Bununla beraber nadir de olsa kimi zaman çok ciddi komplikasyonlara yol açabilmektedir. Geçici epikardiyal pace telleri komplikasyonları; (i) pace teli konulurken, (ii) pace teli çekilirken meydana gelen ve (iii) bırakılan pace teline bağlı olanlar olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.[4] Geçici epikardiyal pace teli konulurken kanama meydana gelebilir ve yanlışlıkla konulan yerden ayrılabilir.[5] En sık gözlenen komplikasyonu GEPT’nin işlev görmemesidir.[6] Geçici epikardiyal pace teli çekilirken ventriküler laserasyon, safen ven greftinin yaralanması ve kardiyak tamponad gibi daha ciddi fakat nadir komplikasyonlar meydana gelebilir.[7-9] Bronşiyal yabancı cisim ve peritoneal kaviteye yer değiştirmesi gibi nadir ve alışılmamış komplikasyonlar ise bırakılan pace tellerinden sonra oluşabilir.[10,11]
Bu çalışmanın amacı, koroner arter baypas greftleme (KABG) cerrahisi yapılan hastalarda rutin olarak kullanılan GEPT’nin nadir fakat önemli komplikasyonlara yol açtığı gerçeğinden hareket ederek, hangi hastaların pace gereksinimi olacağını önceden tahmin etmek ve bu hastaların karakteristik özelliklerini ortaya koyarak GEPT kullanımını sınırlamaktır.
Ameliyat tekniği
Bütün hastalara median sternotomi ile KABG cerrahisi
uygulandı. Kardiyopulmoner baypas (KPB) ile yapılan
hastalarda non-pulsatil akım ile ortalama arteriyal
tansiyon 60-80 mmHg olacak şekilde, kros klemp altında
antegrad veya antegrad/retrograd kardiyopleji kullanılarak
orta dereceli sistemik hipotermide (28-32 °C)
işlem uygulandı. Atan kalpte yapılan olgularda işlem
KPB’ye girilmeden ve kardiyak stabilitazör kullanılarak
uygulandı.
Geçici pace teli bütün hastalarda sağ ventrikül çıkım yolu üzerinde musküler bir bölgeye konuldu. 5 μg/kg/dk ve üzeri dopamin başlanan hastalarda inotrop gereksinimi olduğu kabul edildi.
İstatistiksel analiz
Univariate ve multivariate regresyon analizleri SPSS
(SPSS Inc., Chicago, IL, USA) 16.0 versiyon paket programı
kullanılarak yapıldı. Sürekli değişkenler ortalama
± standart sapma olarak gösterildi. Kategorik değişkenler
sıklık yüzdeleri şeklinde verildi. Pace gereksinimi
olan ve olmayan hastalar arasındaki istatistiksel
farklılık sürekli değişkenler için t-testi ile araştırıldı.
Kategorik veriler ise ki-kare testi ile değerlendirildi.
Anlamlı çıkan değişkenlere multivariate regresyon analizi
uygulandı. Bütün hastalar KPB ile yapılmadığı için
KPB süreleri multivariate regresyon analizine alınmadı.
P değerinin 0.05’den küçük olması istatistiksel olarak
anlamlı kabul edildi.
Hastaların 61’inde (%26) diyabetes mellitus (DM) vardı. Bu hastaların yedisinde (%11.5) pace gereksinimi oldu. Diyabetes mellitus olmayan 174 hastanın ise beşinde (%2.9) pace gereksinimi oldu. Pace gereksinimi olan hastaların ejeksiyon fraksiyonları (EF) ortalama %47.3±12.4 iken, pace gereksinimi olmayan hastaların ortalama EF’si %53.8±10.0 idi.
Ameliyat odasında 35 hastada (%14.9) inotrop gereksinimi ortaya çıktı. Bu grupta sekiz hastada (%22.9) pace gereksinimi olurken, inotrop gereksinimi olmayan 200 hastanın dördünde (%2) pace gereksinimi oldu.
Hastaların 172’sine (%73.2) KPB’de kros klemp altında KABG yapıldı. Pace gereksinimi olan 12 hasta da (%7) bu alt grupta yer alıyordu. Geri kalan 63 hastaya (%26,8) ise atan kalpte KABG yapıldı ve hiçbirinde pace gereksinimi olmadı. Kardiyopulmoner baypasta kros klemp altında KABG yapılan hastalardan pace gereksinimi olanların ortalama kros klemp zamanı 72.4±21.0, ortalama KPB zamanı 114.2±26.7 idi. Pace gereksinimi olmayan hastaların ortalama kros klemp zamanı 61.6±22.5, ortalama KPB zamanı 93.6±27.0 idi.
Çalışmaya dahil edilen hastaların 113’üne (%48.1) sağ koroner artere baypas yapıldı. Sağ koronere baypas yapılan hastaların 11’inde (%9.7) pace gereksinimi olurken, sağ koronerine baypas yapılmayan 122 hastanın sadece birinde (%0.8) pace gereksinimi oldu.
Univariate analiz ile hastaların pace gereksinimi olmasında; yaş, DM, EF, ameliyat odasında inotrop gereksinimi olması, KPB süresi, ameliyat tekniği ve sağ koroner artere baypas yapılması istatistiksel olarak anlamlı bulundu (Tablo 1). Univariate analiz ile anlamlı bulunan değişkenleri multivariate regresyon analizi uygulandığında DM ve ameliyat odasında inotrop gereksinimi olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu. (Tablo 2). Diyabetes mellitus ve ameliyat odasında inotrop gereksinimi olması için odds oranları sırasıyla 5.5 ve 6.4’tür. Çalışma grubundaki hiçbir hastada GEPT’ye bağlı komplikasyon gözlenmedi.
Tablo 1: Univariate analiz ve veriler
Tablo 2: Multivariate regresyon analizi
Çalışmamızda hiçbir hastada kalıcı pace gereksinimi olmadı ve GEPT’ye bağlı komplikasyon gelişmedi. Çalışma grubundaki iki hastada ameliyat sonrası mortalite gelişti. Bu hastalarda pace gereksinimi olmadı. Bir hasta pulmoner emboli nedeniyle ameliyat sonrası 4. gününde, diğer hasta ise ameliyat sonrası 3. gününde tamponad nedeniyle kaybedildi.
Hasta karakteristikleri ile pace gereksinimi arasındaki ilişki incelendiğinde ileri yaş, DM olması, düşük EF, ameliyat odasında inotrop gereksinimi olması, uzun KPB süresi, kros klemp kullanılması ve sağ koroner artere baypas yapılması arasında univariate analizle anlamlı ilişki olduğu görülmektedir. Bu kriterlerin sağlandığı durumlarda, her ne kadar multivariate analizle sadece DM ve ameliyat odasında inotrop gereksinimi olması durumları ilişkili bulunsa da GEPT yerleştirilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz.
Diabetes mellitus, hipertansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, serebrovasküler hastalık, kronik böbrek yetmezliği gibi eşlik eden hastalıkların sık görüldüğü çalışma grubundaki hastaların ortalama yaşı 60.3±10.5 idi. Nitekim hastaların 61’inde (%26) DM eşlik etmekteydi. Multivariate regresyon analizi uygulandığında ise DM ile anlamlı ilişki saptandı. Bunun nedeni çalışmamızda araştırılmamakla beraber diyabetik hastalardaki mikrosirkülasyon kusurları ve mikroanjiyopatinin etkisinin olabileceği düşünülmektedir.
Multivariate analizle değerlendirildiğinde anlamlı çıkan diğer bulgu ise ameliyat odasında inotrop gereksiniminin olmasıdır. Çalışmada ameliyat odasında 35 hastada (%14.9) inotrop gereksinimi ortaya çıktı ve bu gruptaki sekiz hastada (%22.9) pace gereksinimi oldu. Bu oran hastaların %65.7’sinin inotrop aldığı Bethea ve ark.nın[12] bulgularıyla farklılık göstermekle birlikte multivariate analiz sonucunda anlamlı bulunmuştur. Araştırmacılar bu oranın yüksek olmasının nedenini kliniklerinin standart anestetik protokolüne bağlamışlardır. Bu ilişkinin etyolojisinde inotrop alanlarda beta-adrenerjik reseptörlerin uyarılmasına bağlı kronotropik etkinin aritmiyi tetikleyerek pace gereksiniminin ortaya çıkmasına neden olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle özellikle ameliyat sırası inotrop verilen hastalarda GEPT gerekliliği aşikardır.
Bu orijinal klinik araştırma küçük çalışma grubu ve gözlemsel bir çalışma olduğu için randomize edilememesi nedeniyle kısıtlanmakla beraber ortaya koyduğu ilişkiler nedeniyle önem taşımaktadır. Biz, bu bilgiler ışığında univariate analizle anlamlı çıkan ileri yaş, DM olması, düşük EF, ameliyat odasında inotrop gereksinimi olması, uzun KPB süresi, kros klemp kullanılması ve sağ koroner artere baypas yapılması durumlarında mutlaka GEPT konulmasını önermekteyiz. Bu durumlarda kimi kliniklerin uyguladığı birden çok GEPT kullanılan protokollerin uygulanması da mümkündür. Aksi hallerde ise literatürdeki diğer bildirilerde[7,12,13] ortaya konulduğu üzere GEPT konulması muhtemel komplikasyonları nedeniyle önerilmemektedir. Bu ve benzer çalışmalarla bu bulgular desteklendikçe çeşitli merkezlerce GEPT kullanımının sıklığı azalmaktadır. Bu bilgilerin desteğiyle GEPT’nin yukarıda bahsedilen durumlar dışında daha selektif kullanımı veya birden çok GEPT kullanan merkezlerin GEPT sayısını azaltması ile muhtemel ve korkutucu komplikasyonlarının önüne geçilebileceğini umuyoruz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Hodam RP, Starr A. Temporary postoperative epicardial
pacing electrodes. Their value and management after openheart
surgery. Ann Thorac Surg 1969;8:506-10.
2) Reade MC. Temporary epicardial pacing after cardiac surgery:
a practical review: part 1: general considerations in the
management of epicardial pacing. Anaesthesia 2007;62:264-71.
3) Atlee JL, Bernstein AD. Cardiac rhythm management
devices (part I): indications, device selection, and function.
Anesthesiology 2001;95:1265-80.
4) Gentry WH, Hassan AA. Complications of retained
epicardial pacing wires: an unusual bronchial foreign body.
Ann Thorac Surg 1993;56:1391-3.
5) Asghar MI, Khan AA, Iqbal A, Arshad A, Afridi I.
Placing epicardial pacing wires in isolated coronary artery
bypass graft surgery-a procedure routinely done but rarely
beneficial. J Ayub Med Coll Abbottabad 2009;21:86-90.
6) Elmi F, Tullo NG, Khalighi K. Natural history and predictors
of temporary epicardial pacemaker wire function in patients
after open heart surgery. Cardiology 2002;98:175-80.
7) Price C, Keenan DJ. Injury to a saphenous vein graft during
removal of a temporary epicardial pacing wire electrode. Br
Heart J 1989;61:546-7.
8) Gal ThJ, Chaet MS, Novitzky D. Laceration of a saphenous
vein graft by an epicardial pacemaker wire. J Cardiovasc
Surg (Torino) 1998;39:221-2.
9) Del Nido P, Goldman BS. Temporary epicardial pacing after
open heart surgery: complications and prevention. J Card
Surg 1989;4:99-103.
10) Gentry WH, Hassan AA. Complications of retained
epicardial pacing wires: an unusual bronchial foreign body.
Ann Thorac Surg 1993;56:1391-3.
11) Korompai FL, Hayward RH, Knight WL. Migration of
temporary epicardial pacer wire fragment retained after a
cardiac operation. J Thorac Cardiovasc Surg 1987;94:446-7.