Methods: The medical records of 354 male patients (mean age 28.3±9.4; range 21 to 47 years) with pulmonary tuberculosis who were treated in our clinic between January 2007 and January 2011 were retrospectively analyzed. Sixteen of the patients (4.5%) had a confirmed diagnosis of pulmonary tuberculosis by histopathological examination.
Results: The most common symptoms included cough (56%), night sweats (25%), and chest pain (25%). The tuberculin skin test (TST) results of 11 patients were obtained, and the mean TST was 15.1±2.7 mm (range 12 to 20 mm). An elevated sedimentation rate was found to be an abnormal laboratory finding. Tuberculoma (50%), exudative lesions (43%), fibroproliferative lesions (12%), consolidation (12%), and tree in bud appearance (12%) were the most common lesions. A cavity was observed in one patient (6%) and bronchiectasis in another (6%). Multilobular localization was found in five patients while 11 had one lobe localization. Sixteen lesions were found in the right lung and eight in the left lung. Right upper lobe involvement was observed in nine patients (56%), right middle lobe in one (6%), right lower lobe in six (37%), left upper lobe in four (25%), and left lower lobe was seen in four patients (25%).
Conclusion: Our study results showed that tuberculoma is the leading tuberculosis form, and it requires histopathological examination. The clinical and radiological signs of pulmonary tuberculosis may be confused with other diseases; therefore, in patients without a definite microbiological diagnosis, histopathological examination may help in the diagnosis of tuberculosis.
Çalışmaya yalnızca akciğer tüberkülozu tanısı konulan erkek hastalar (ort. yaş 28.3±9.4 yıl; dağılım 21-47 yıl) alındı. Akciğer tüberkülozu + ekstrapulmoner tüberküloz ve yalnızca ekstrapulmoner tüberküloz (tüberküloz plörezi, tüberküloz lenfadenit vb.) olan hastalar çalışma dışında tutuldu. Akciğer tüberkülozlu hastalar arasında yayma ve kültür negatifliği saptanan ve histopatolojik olarak akciğer tüberkülozu olduğu kanıtlanmış hastaların klinik ve radyolojik özellikleri incelendi.
Hastaların semptomları, BCG aşı skarı sayısı, tüberkülin cilt testi sonuçları, rutin biyokimyasal test sonuçları, tomografik bulguları ve biyopsi yapılma şekli not edildi. Kliniğimizde yayma ve kültür negatifliği saptanan ve akciğer tüberkülozu şüphesi olan hastaların hemen hemen tamamına toraks bilgisayarlı tomografisi çekilmiş idi. Bu nedenle hastaların radyolojik özellikleri tomografi sonuçlarına bakılarak değerlendirildi. Hastaların toraks tomografilerindeki bulgular; konsolidasyon, eksüdatif lezyon, fibroproliferatif lezyon, kavite, tomurcuklu ağaç işareti ve soliter/multipl pulmoner nodül (tüberkülom) olarak sınıflandırıldı.[2,7,8] Aynı zamanda tomografik olarak lezyonun yerleşim yeri (sağ, sol ve üst, orta ve alt lob) incelendi.
Tomografik bulgular aşağıdaki özelliklere göre değerlendirildi.
Konsolidasyon: Homojen, sınırları belirsiz hiperdens opasiteler
Eksüdatif lezyon: Yamalı görünümde heterojen özellikte, sınırları belirsiz -silik- opasiteler
Fibroproliferatif lezyon: Sınırları nispeten net olarak görülebilen -keskin sınırlı- retikülonodüler opasiteler
Kavite: Duvarları ince ve düzgün ya da kalın ve düzensiz milimetrik boyutlarda veya birkaç santimetre çaplı lezyon
Tomurcuklu ağaç işareti: Çapları 2-4 mm arasında değişen, lober veya segmenter dağılım gösteren, dallanan lineer ve nodüler opasiteler.
Tüberkülom: Yuvarlak ya da oval görünümde, milimetrik boyutlarda ya da birkaç santimetre çapa kadar ulaşan nodüller.[2,3,7-11]
En sık görülen lezyonlar tüberkülom (%50), eksüdatif lezyon (%43), fibroproliferatif lezyon (%12), konsolidasyon (%12), tomurcuklu ağaç işareti (%12) idi. Bir hastada kavite (%6) ve bir hastada bronşiektazi (%6) saptandı. Lezyonların yerleşim yerlerine bakıldığında beş hastada birden fazla lobda yerleşim saptandı. On bir hastada tek lob yerleşimi vardı. Sağ akciğerde 16 lezyon, sol akciğerde sekiz lezyon saptandı. Sağ üst lob tutulumu dokuz (%56), sağ orta lob tutulumu bir (%6), sağ alt lob tutulumu altı (%37), sol üst lob tutulumu dört (%25) ve sol alt lob tutulumu ise dört hastada (%25) saptandı (Tablo 1).
On bir hastada yardımlı torakoskopik cerrahi (VYTC)/Torakotomi ile üç hastada fiberoptik bronkoskopi (FOB) ile iki hastada da transtorakal doku biyopsisi ile histopatolojik tanıya ulaşıldı. Fiberoptik bronkoskopi ile tanı konulan hastaların ikisinde eksüdatif lezyon ve birinde tomurcuklu ağaç işareti ve soliter nodül vardı.
Kliniğimizde ayırıcı tanı amacıyla histopatolojik incelemesi yapılmış ve akciğer tüberkülozu tanısı konmuş hastaların sayısı 16 (%4.5) idi. El-Khushman ve ark.nın[15] yaptıkları bir çalışmada, histopatolojik inceleme ile tanı konulan olguların oranı %15 olarak bildirilmiştir. Ancak bu çalışmada biyopsiler yalnız akciğer dokusundan alınmamış, tüberkülozun görülebildiği plevra, lenf nodu ve diğer organlardan da alınmış idi.
Bu araştırma sonucuna göre, histopatolojik inceleme gereken tüberküloz formlarının başında tüberkülom gelmektedir. Tüberkülom hem radyolojik hem de klinik olarak primer ve sekonder neoplastik lezyonların yanında hamartoma, kondrom, hemanjiyom ve pulmoner sekestrasyonları taklit edebilir. Tüberkülom, genelde iyi sınırlı, kalsifikasyon içeren ve satellit nodül(ler)i olan lezyonlardır, ancak her zaman bu tipik bulgular olmayabilir veya olsa da diğer lezyonlardan ayırt edilemeyebilir.[16-18] Bu nedenle olası tüberküloz tanısı olan hastaların histopatolojik olarak incelenmesi bazen gerekli olmaktadır. Çalışma grubundaki hastalarımız genç ve orta yaşlı hastalardan oluşmakta idi. Tüberkülom çaplarına bakıldığında büyük çap oranı 29.8±16.0 (dağılım 10-52) mm ve küçük çap oranı 20.5±11.8 (dağılım 8-40) mm idi.
Bilindiği gibi akciğer tüberkülozu sinsi başlangıçlı ve kronik gidişat gösteren bir hastalıktır. Bakteriyel pnömoninin aksine yorgunluk, iştahsızlık, gece terlemesi ve kilo kaybı genellikle görülür. Ancak bu belirtiler, hastanın bir sağlık kuruluşuna başvurmasını sağlayacak kadar ağır olmayabilir. Çalışma grubumuzda en sık görülen yakınma öksürük idi. Daha sonra göğüs ağrısı ve gece terlemesi geliyor idi. Öksürük, tüberkülozlu hastalarda en sık görülen semptomdur.[3,15,19] Çalışmamızda öksürük diğer çalışmalardaki gibi en sık görülen semptom olmakla beraber, balgam çıkarma yakınması daha az idi ve ateş yakınması olan hiç yok idi. İlginç olarak iki hastada (%12.5) hiçbir yakınma yok idi. Bu hastalar radyolojik tarama sonucu saptanmış idi. Bu iki hastanın birinde tüberkülom mevcut iken, diğer hastada sağ akciğer üst lob apikoposterior segmentte yaklaşık 1 cm çaplı kalın cidarlı kavitasyon ve komşuluğunda peribronşiyal alanlarda yoğunluk artışı, fibroprodüktif retikülonodüler infiltrasyon var idi. Bu durum özellikle görülme sıklığı yüksek olan bölgelerde tarama programlarının gerekliliğini ortaya koyması bakımından önemlidir.
Akciğer tüberkülozunda çeşitli laboratuvar anormallikleri görülebilir. Bunların başlıcaları; anemi, artmış eritrosit sedimentasyon hızı, düşük serum albumin düzeyi, hiponatremi, anormal karaciğer enzim düzeyleri, lökositoz ve hipokalsemidir.[20] Hastaların laboratuvar incelemesinde; lökositoz, anemi, hiponatremi, hipoalbuminemi, anormal karaciğer enzim düzeyleri ve hipokalsemi görülmedi ancak eritrosit sedimentasyon hızı ortalaması normal üst sınırın üzerinde idi.
Hastalarda saptanan lezyonların yerleşim yerlerine baktığımızda; sağ ve sol üst lobda toplam 13 lezyon ve sağ orta ve alt lob ile sol alt lobda toplam 11 lezyon mevcut idi. Akciğer tüberkülozunda bazı radyolojik özellikler vardır. Apikal tutulum, iki taraflı dağılım gösterme bu özellikler arasındadır, ancak radyolojik olarak hiçbir özellik tüberküloz tanısı koydurmaz.[14] Hastalarımızın beşinde (%31.2) ne sağ ne de sol üst lobda lezyon var idi. Geri kalan 11 hastada üst loblarda lezyonlar var idi.
Bu çalışmada öntanılar arasında akciğer tüberkülozu olan ve histopatolojik inceleme sonucu nontüberküloz hastalık tanısı konan hastalar araştırılmadı. Bu durum çalışmanın bir limitasyonu olarak değerlendirildi.
Sonuç olarak, mikrobiyolojik olarak kesin tanı konulamayan hastalarda histopatolojik incelemeler tüberküloz tanısına ulaşmamızı sağlayabilmektedir. Özellikle öksürük, göğüs ağrısı ve gece terlemesi yakınması, TCT (15 ve üzeri) yüksekliği ve normalin üst sınırından hafif yüksek de olsa sedimentasyon yüksekliği bu grup hastalarda dikkate alınması gereken bulgulardır. Bu araştırma sonucuna göre, histopatolojik inceleme gereken tüberküloz formlarının başında tüberkülom gelmektedir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Curvo-Semedo L, Teixeira L, Caseiro-Alves F. Tuberculosis
of the chest. Eur J Radiol 2005;55:158-72.
2) Taş D. Akciğer tüberkülozu radyolojisi. Türkiye Klinikleri
Göğüs Hastalıkları Dergisi Özel Sayı 2011;4:23-30.
3) Özkara Ş, Aktaş Z, Özkan S, Ecevit H. Türkiye’de
tüberkülozun kontrolu için başvuru kitabı. Ankara: T.C.
Sağlık Bakanlığı Verem Savaş Daire Başkanlığı; 2003.
4) Siddiqi K, Lambert ML, Walley J. Clinical diagnosis
of smear-negative pulmonary tuberculosis in low-income
countries: the current evidence. Lancet Infect Dis
2003;3:288-96.
5) Aber VR, Allen BW, Mitchison DA, Ayuma P, Edwards
EA, Keyes AB. Quality control in tuberculosis bacteriology.
1) Laboratory studies on isolated positive cultures and
the efficiency of direct smear examination. Tubercle
1980;61:123-33.
6) Levy H, Feldman C, Sacho H, van der Meulen H, Kallenbach
J, Koornhof H. A reevaluation of sputum microscopy and
culture in the diagnosis of pulmonary tuberculosis. Chest
1989;95:1193-7.
7) Van Dyck P, Vanhoenacker FM, Van den Brande P, De
Schepper AM. Imaging of pulmonary tuberculosis. Eur
Radiol 2003;13:1771-85.
8) McAdams HP, Erasmus J, Winter JA. Radiologic
manifestations of pulmonary tuberculosis. Radiol Clin North
Am 1995;33:655-78.
9) Woodring JH, Vandiviere HM, Fried AM, Dillon ML,
Williams TD, Melvin IG. Update: the radiographic
features of pulmonary tuberculosis. AJR Am J Roentgenol
1986;146:497-506.
10) Sant'Anna C, March MF, Barreto M, Pereira S, Schmidt
C. Pulmonary tuberculosis in adolescents: radiographic
features. Int J Tuberc Lung Dis 2009;13:1566-8.
11) Andreu J, Cáceres J, Pallisa E, Martinez-Rodriguez M.
Radiological manifestations of pulmonary tuberculosis. Eur
J Radiol 2004;51:139-49.
12) Okutan O. Akciğer tüberkülozu: Klinik değerlendirme.
Türkiye Klinikleri Göğüs Hastalıkları Dergisi Özel Sayı
2011;4:15-22.
13) Colebunders R, Bastian I. A review of the diagnosis and
treatment of smear-negative pulmonary tuberculosis. Int J
Tuberc Lung Dis 2000;4:97-107.
14) Harries AD, Maher D, Nunn P. An approach to the problems
of diagnosing and treating adult smear-negative pulmonary
tuberculosis in high-HIV-prevalence settings in sub-Saharan
Africa. Bull World Health Organ 1998;76:651-62.
15) El-Khushman H, Momani JA, Sharara AM, Haddad FH,
Hijazi MA, Hamdan KA, et al. The pattern of active
pulmonary tuberculosis in adults at King Hussein Medical
Center, Jordan. Saudi Med J 2006;27:633-6.
16) Lee JY, Lee KS, Jung KJ, Han J, Kwon OJ, Kim J, et al .
Pulmonary tuberculosis: CT and pathologic correlation. J
Comput Assist Tomogr 2000;24:691-8.
17) Zheng Z, Pan Y, Guo F, Wei H, Wu S, Pan T, et al.
Multimodality FDG PET/CT appearance of pulmonary
tuberculoma mimicking lung cancer and pathologic correlation in a tuberculosis-endemic country. South Med J
2011;104:440-5.
18) Narla LD, Newman B, Spottswood SS, Narla S, Kolli R.
Inflammatory pseudotumor. Radiographics 2003;23:719-29.