Daha sonra, tüneli oluşturan dokuların bir kısmı ile birlikte sağ koroner ostiyum butonu hazırlandı (Şekil 3). Aort-sağ atriyal tünelin, sağ koroner ostiyumu dışında kalan proksimal kısmı ile sağ atriyum içindeki distal bağlantı kısmı, ayrı ayrı 7/0 ve 6/0 prolen dikiş materyali kullanılarak primer dikildi. Koroner ostiyumların neo-aort translokasyonları sırasında sorun olmadı ve doğrudan buton anastomozları 8/0 prolen dikişlerle gerçekleştirildi. Aortun distal anastomozunu takiben, pulmoner arter rekonstrüksiyonu iki adet gluteraldehidli otojen perikard yama ile aort klempi altında yapıldı. Aort klempi açıldığında kalp sinüs ritminde spontan çalıştı. Neo-pulmoner arter anastomozunu takiben hasta KPB’den sorunsuz çıktı. Kardiyopulmoner baypas ve aort klemp süreleri sırasıyla 185 ve 90 dakika idi. Hasta yoğun bakıma orta doz dopamin, adrenalin ve milrinon inotropik destekleri altında; sternum açık, göğüs membran ile kapatılarak çıkarıldı. Erken ameliyat sonrası dönemi sorunsuz seyreden hastanın sternumu ameliyat sonrası 4. gün kapatıldı. Akciğer enfeksiyonu nedeniyle antibiyotik tedavisi uygulanan hasta, ameliyat sonrası 12. gün ekstübe edildi. Sırasıyla yoğun bakım ünitesi ve hastane kalış süreleri 20 ve 31 gün idi. Taburcu olmadan önce yapılan kontrol ekokardiyografisinde ventrikül fonksiyonları iyi, sistemik ve pulmonik çıkış yollarında sorun yoktu. Üç ay sonra yapılan kontrolünde bebeğin normal gelişimini sürdürmekte olduğu, yakınmasının olmadığı gözlendi. Ekokardiyografi bulgularında değişiklik yoktu.
Bizim olgumuzda erken yenidoğan döneminde majör cerrahi girişim gerektiren ve dolayısıyla klinik tabloyu şiddetli kılan bir patoloji (basit tip büyük arterlerin transpozisyonu) bulunmaktaydı. Ameliyat öncesi ekokardiyografi incelemesinde gözden kaçan ASAT anomalisi ameliyat bulgusu olarak karşımıza çıktı. Yenidoğan döneminde ağır kalp yetersizliği gelişen olgularda bildirilen tünel çapına kıyasla (3 ve 8 mm)[6,7] daha ince bir bağlantı (yaklaşık 2 mm) vardı. Hastamızdaki ASAT anomalisi eşlik eden büyük arterlerin transpozisyonu patolojisi bulunmasa, muhtemelen daha ileri yaşlara kadar fark edilemeyebilirdi. Ancak, aort kökünden verilen kardiyoplejinin etkin olmasını engelleyecek kadar da geniş idi.
Arteriyel switch ameliyatı, koroner arter ostiyumlarının neoaorta transferini gerektiren bir işlem olduğu için, olgumuzda ASAT anomalisi fark edilerek düzeltildi ve bebeğin ileriki yaşamında bu patolojinin ortaya çıkarabileceği potansiyel komplikasyonların da önüne geçilmiş oldu. Sağ koroner ostiyum, tünelin içinden orijin almasına rağmen, bir miktar tünel dokusu ile birlikte bir buton olarak hazırlanabildi ve gerekli serbestleştirme sağlanarak, neoaorta direkt transferi sağlanabildi. Bu durum her ne kadar, cerrahi işlemin komplike olmasına yol açmış olsa da olgumuzda, tamir başarıyla gerçekleştirildi. Aort-sağ atriyal tünel anomalisinin, bebeklerde büyük arterlerin transpozisyona eşlik ettiğine dair literatürde başka olguya rastlanmadı. Olgumuz bu yönü ile de özellik arz etmektedir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Gajjar T, Voleti C, Matta R, Iyer R, Dash PK, Desai N. Aortaright
atrial tunnel: clinical presentation, diagnostic criteria, and
surgical options. J Thorac Cardiovasc Surg 2005;130:1287-92.
2) Coto EO, Caffarena JM, Such M, Marques JL. Aorta--right
atrial communication. Report of an unusual case. J Thorac
Cardiovasc Surg 1980;80:941-4.
3) Sai Krishna C, Baruah DK, Reddy GV, Panigrahi NK,
Suman K, Kumar PV. Aorta-right atrial tunnel. Tex Heart
Inst J 2010;37:480-2.
4) Kalangos A, Beghetti M, Vala D, Chraibi S, Faidutti B.
Aorticoright atrial tunnel. Ann Thorac Surg 2000;69:635-7.
5) Türkay C, Gölbaşi I, Belgi A, Tepe S, Bayezid O. Aorta-right
atrial tunnel. J Thorac Cardiovasc Surg 2003;125:1058-60.