Methods: Between August 2007 and February 2013, 14 patients (6 males, 8 females; mean age 54.2 years; range 28 to 74 years) with arteriovenous fistula aneurysm who underwent aneurysmorrhaphy in our clinic were retrospectively analyzed.
Results: No fistula loss was seen in the early period. Only two patients (14%) needed temporary catheterization for shorter than two weeks. The mean follow-up was 13.8 months (range, 2 to 36 months). One patient died due to myocardial infarction during follow-up. Two patients (14.3%) had steal syndrome at three days and four months following the intervention. Primary fistula patency was 71.4%, while secondary fistula patency was 85.7%.
Conclusion: Aneurysmorrhaphy does not require synthetic graft and saphenous vein use in the revisions of arteriovenous fistula aneurysm. It also reduces the proximal migration of the shunt and catheter need. We believe that aneurysmorrhaphy, as a safe and satisfactory technique, should be adopted widely.
Bu işlem sırasında akıma engel olan bükülmeler ve varsa intimal hiperplazili alanlar rezeke edildi veya yama ile genişletildi.
Şekil 1: Anevrizmatik ven segmentinin çevre dokulardan diseke edilmiş hali.
Şekil 2: Anevrizmatik ven segmentinin longitudinal olarak açılmış hali.
Şekil 3: Anevrizmatik kısımların eksize edilmiş hali.
Şekil 4: Anevrizmatik ven segmentinin çapı 6 mm olacak şekilde plike edilmiş hali.
Şekil 5: Venin tamamıyla masaya alınması.
Şekil 6: Venin bujiye sarılarak plike edilmesi.
Şekil 7: Elde edilen ven segmentinin cilt altında açılan cebe yerleştirilmesi.
İstatistiksel analiz
Çalışmanın istatistiksel değerlendirmesinde
Windows için SPSS 11.0 versiyon (SPSS Inc., Chicago,
IL, USA) istatistik programı kullanıldı. Veriler, ortalama
± standart sapma şeklinde verildi, kategorik değişkenler
için n ve yüzde değerleri verildi.
Santral ven tıkanıklığı varlığında yapılacak revizyonların başarısız olacağını akıldan çıkarmamak gerekir. Daha önce subklaviyan kateter öyküsü, trilin yerine nabza bırakması, kolda şişlik ve göğüs bölgesinde kollateral damar varlığı bu konuda uyarıcı bulgulardır. Ayrıca fistülün elle kapatılıp ekstremite elavasyona alındığında damarın rahat boşalmaması da proximal tıkanma açısından çok değerli bir bulgudur. Bu gibi durumlarda ultrasonografinin yetersiz kalması olasılığından ötürü öncelikle venografi yapılması ve varsa santral tıkanıklıkların cerrahi ya da anjiyografik olarak düzeltilmesi ya da hastanın kondisyonuna göre şantın kapatılıp diğer ekstremiteden şant oluşturulması düşünülmelidir.
Revize edilen venlerde ileride tekrar anevrizma gelişme oranının normalden yüksek olacağı baştan öngörülmelidir. İki hastada bu durum geç dönemde gelişti. Ancak şantın proksimale taşınmaması, safen venin korunması ve suni greftlerin maliyet ve enfeksiyon gibi dezavantajlarından uzak kalınması gibi avantajları ile bu işlemin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Revizyona karar verildiğinde ven segmenti ince cidarlı ya da olgunlaşmamış izlenirse safen ven ya da suni greft transpozisyonu tercih edilebilir.
Yapılan çalışmalarda cerrahi düzeltmenin birincil yöntem olduğu ve diğer işlemlere (ligasyon ve endovasküler işlemler) avantajı olarak erişim yolunun korunması ve düşük maliyet olarak belirtilmiştir.[6-9] Love Tan[9] yaptıkları çalışmada fistül anevrizmasına plikasyon yapılarak komplikasyon sıklığının azaltılabileceğini, taburculuk süresinin kısaltılabileceğini ve anevrizmadan diyalize girilebileceğini, özellikle acil olmayan elektif olgularda rezeksiyon ve ligasyon yerine plikasyonun tercih edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Elde ettiğimiz primer ve sekonder açık kalım oranları literatürde bildirilen otojen ve nonotojen AVF’lerle karşılaştırıldığında tatminkar kabul edilebilir.
Yine revizyonlarda arter ve ven çaplarındaki artışa bağlı yüksek debi, çalma sendromuna yol açabilmektedir. Anastomozun küçük tutulması (kliniğimizde 4-6 mm bir anastomoz büyüklüğü tercih etmekteyiz) veya venin distalinin plike edilmesi bu durumu engelleyebilir. Bu hastaların yakın takibi ve bilgilendirilmesi gelişen çalma sendromuna erken müdahaleye olanak sağlar. İki hastada bu durum gelişti ve banding işlemiyle durum düzeltildi.
Odabaşı ve ark.[10] 15 olguluk çalışmalarında anevrizmorafi yöntemini güvenle uyguladıklarını belirtmişlerdir. Arteriyovenöz fistül anevrizma revizyonlarında anevrizmorafi yöntemi sentetik greft ve safen ven kullanımını gerektirmez. Proksimalden yeni şant açılması veya kateter takılması gereksinimini azaltır. Güvenilir ve başarılı olduğunu düşündüğümüz bu tekniğin yaygınlaşması gerektiğini düşünüyoruz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Terada Y, Tomita K, Shinoda T, Iino Y, Yoshiyama N. Giant
serpentine aneurysm in a long-term hemodialysis patient.
Clin Nephrol 1988;30:164-7.
2) Kade G, Zagrodzka M, Prokopiuk M, Wierzbicki P,
Dziekiewicz M, Wankowicz Z. Pseudoaneurysm of
arteriovenous fistula for haemodialysis. Pol Merkur Lekarski
2002;13:399-402. [Abstract]
3) Romano M, Lo Monte A, Buscemi G. Complications of
vascular accesses in hemodialysis. Ann Ital Chir 1995;66:27-35. [Abstract]
4) Bachleda P, Utíkal P, Zadrazil J, Grosmanová T. Aneurysm
as a complication of arteriovenous anastomoses for
hemodialysis. Rozhl Chir 1998;77:541-4. [Abstract]
5) Gelabert HA, Freischlag JA. Hemodialysis access. In:
Rutherford RB, editor. Vascular surgery. 5th ed. Philadelphia: W.B. Saunders; 2000. p. 1466-77.
6) Ökten CC, Günday M, Demirbaş M. Hemodiyaliz hastalarında
arteriyovenöz fistüle bağlı gelişen venöz anevrizmaların
cerrahi tedavisi. Turk Gogus Kalp Dama 2010;18:196-9.
7) Haberal C, Karslı M, Kalko Y, Korkut K, Özcan V, Tireli
E ve ark. Arteryovenöz fistül komplikasyonları ve cerrahi
tedavisi. Damar Cerrahisi Dergisi 1999;8:80-3.
8) Karabay O, Yetkin U, Silistreli E, Uskent H, Onol H,
Açikel U. Surgical management of giant aneurysms
complicating arteriovenous fistulae. J Int Med Res
2004;32:214-7.