Akciğer veya karaciğer dışındaki bölgelerde yerleşen hidatidozda ameliyat öncesi tanı zor olabilir. Serodiagnostik testler yararlı olabilir ancak negatif olması tanıyı ekarte ettirmez.[3] Görüntüleme yöntemleri ile kistik ekinokok günümüzde iyi bir şekilde saptanabilmektedir. Ultrasonografi, BT ve MRG yöntemleri sayesinde kistler; yerleşim yerleri, uniloküle veya multiloküle formlarına kadar görüntülenebilmektedir.[2] Olgumuzda BT anjiyografi ve MRG ile arteriyel yerleşimli kist ön tanısı konulmuş idi.
Kist hidatik genelde asemptomatiktir. Semptomları genellikle öksürük, solunum güçlüğü ve göğüs ağrısıdır. Pulmoner emboliye yol açan olgularda hemoptizi sık görülen bir bulgudur.[4] Olgumuzda bir yıl öncesinde de hemoptizi yakınması vardı ve pulmoner emboli ön tanısı ile medikal tedavi uygulanmış idi.
Kist hidatiğin veya veziküllerden kaynaklanan venöz veya arteriyel sistem embolizasyonu çok nadir görülen bir durumdur. Pulmoner embolinin kaynağı sağ atriyum, sağ ventrikül veya karaciğerdir. Kist hidatiğin pulmoner veya sistemik vasküler yapılara embolizmi kistin veya veziküllerin venöz veya arteriyel sisteme rüptürü sonucunda oluşur. Kistin perforasyonu sonrasında akut, subakut veya kronik embolizasyonuna sekonder pulmoner arter içinde yerleşim olmaktadır. Bunun sonucunda pulmoner hipertansiyona yol açabilmektedir.[5] Olgumuzda kronik arteriyel embolizasyona sekonder parankimal kavitasyon ve bronşektazi gelişmiş idi. Pulmoner hipertansiyonu olmayan olgumuzda kardiyak veya hepatik kiste ait bulgu saptanmadı.
Tedavide cerrahi yaklaşım ilk seçenektir. Embolektomi veya enükleasyon daha nadir olarak tercih edilmektedir. Sağ veya sol ana pulmoner arter proksimaline yerleşen kistlerde kardiyopulmoner baypas ile birlikte total sirkülatuvar arrest periyodları gerekebilir.[1] İntrakardiyak kist hidatiklerde kardiyopulmoner baypas kullanılabilir.[1] Pulmoner arterin distalinde veya dallarında yerleşen olgularda kardiyopulmoner yaklaşım kullanılabilir. Arter duvarındaki dejeneratif değişiklikler, pulmoer arterin distal veya proksimalindeki tıkanıklık ile geridönüşümsüz parankimal değişiklikler yapılacak cerrahi girişim seçiminde etkilidir.[1,6] Olgumuzda sağ pulmoner arterin distal dallarında tıkanma, damar duvarında destrüksiyon ve anevrizmatik genişleme, distalindeki pulmoner parankimde kaviter bronşektaziye neden olmuş idi. Bu nedenle sağ alt lobektomi uygulandı.
Kist hidatik endemik bölgelerde halen önemli bir sorundur. Ülkemiz gibi endemik bölgelerde pulmoner embolilerin değerlendirilmesinde ve tedavinin yürütülmesinde çok nadir görülmesine rağmen ayırıcı tanıda intraarteriyel pulmoner kist hidatik akla getirilmelidir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Tanju S, Toker A, Ünal ES, Dilege Ş, Kalaycı G. Hydatid
cyst in the distal pulmonary artery: A case report. Turkish
Respiratory Journal 2005;6:102-4.
2) Men S, Yücesoy C, Edgüer TR, Hekimoglu B. Intraaortic
growth of hydatid cysts causing occlusion of the aorta and of
both iliac arteries: case report. Radiology 1999;213:192-4.
3) Pulathan Z, Cay A, Güven Y, Sarihan H. Hydatid cyst of the
abdominal aorta and common iliac arteries complicated by a
false aneurysm: a case report. J Pediatr Surg 2004;39:637-9.
4) Erdoğan Y, Turay ÜY, Deniz PP, Biber Ç, Ergun P, Çiftçi
B, et al. A case of pulmonary hypertension due to chronic
pulmonary hydatid cyst embolism. Turkish Respiratory
Journal 2007;8:105-7.