Laboratuvar tetkiklerinde hipoglisemisi yoktu. Arteriel kan gazında pCO2: 49, pO2: 58, Sat: %89, SFT'de: FEV1: 0.64 L (%35), FVC: 0.98 (%45),FEV1/FVC:%76.
Bronkoskopide sağ üst-orta-alt lob superior segment bronşlarında distorsiyon/dıştan bası bulguları mevcuttu. Üst batın USG normaldi.
Klinik gidiş ve tedavi
Olgu diüretik ve nazal oksijen tedavisi ile klinik olarak rahatladı. Radyolojik olarak benign özellikler içeren kitlenin büyüklüğü nedeniyle kalbi ve mediasteni itmesi ve fonksiyonel olarak kalp yetmezliğini tetiklemesi nedeniyle cerrahi olarak çıkarılmasına karar verildi. Operasyonda sağ hemitorakstaki 27x17x14 cm ebatlarındaki visseral plevradan köken alan oldukça vaskülarize dev kitle yapışık olduğu 5.6.7. kostalarla birlikte çıkarıldı. Çıkarılan kitle histopatolojik incelemesi yapılmak üzere fakültemiz patoloji bölümüne gönderildi.
Patoloji
Postoperatif herhangi bir komplikasyon gelişmeyen olgu 10. günde iyileşme ile taburcu edildi. Postoperatif 1. ayda kontrolde olgunun tüm semptomları kaybolmuştu. Fizik muayenesi normaldi. Kontrol AC. Grafisinde bilateral AC'ler ekspanse idi. SFT kontrolünde FEV1: 0.6/L'den 1.7/L'ye, FVC: 0.9/L'den 2.0/L'ye yükselmişti.
Lokalize benign mezotelyomalarda tedavi olabildiğince geniş cerrahi eksizyondur. Operasyon sırasında tümör %75'inde visseral plevradan köken alan pediküllü bir kitledir [9]. Pedinküllü tümörler daha az rekürrens gösterirler. İlk insizyondan 16 yıl sonrasına kadar olabilen rekurrensler bildirilmiştir [8]. Bazı yazarlar rekurren tümörlerin primer tümöre göre daha agresiv davranış göstermekle birlikte cerrahi eksizyon genellikle uygun olduklarını belirtmektedirler [7]. Çeşitli yayınlarda anrezektabl tümörlü hastaların prognozunun kötü olduğu ve iki yıl içerisinde ölümle sonuçlandığı da bildirilmektedir [5]. Soliter fibröz tümörler cerrahi rezeksiyondan sonra %88 benign davranış gösterirler. Tümörün aşırı intratorasik büyümesi, gerek geç tanı konulması, gerekse de anrezektabl rekürrensten dolayı vakaların %12'sinde ölümden sorumlu tutulmaktadır [7].
Sonuç olarak bu tümörler hiç semptom ve bulgu vermeden dev boyutlara ulaşabilse de rezeksiyon tam yapılmadıkça prognoz kürative yakındır.
1) Küçüksu N-, Thomas W., Ezdinli E.Z. Chemotherapy of malignant diffüse mesothelioma. Cancer 1976; 37:1265-1274.
2) Porter JM., Cheek JM. Pleural mesothelioma. J
Thorac Cardiovasc Surg 1968; 55: 882-890.
3) Klemperer P. and Rabin CB. Primary neoplasms
of the pleura Arc Pathol 1942; 34: 951-964.
4) Alvarez-Fernandez E., Diez-Nau M.D. Malignant
fibrosarcomatous mesothelioma and benign
pleural fibroma in tissue culture. Cancer 197; 43:
1658-1663.
5) Okike N., Bernantz P.E., Wooiner L.B. Localized
mesothelioma of the pleura. J Thorac Cardiovasc
Surg 1978; 75: 363-372.
6) Giant pleural mesothelioma associated with hypoglycemia and hyperthroidism. Am J Surg 116:
130 (1968). Devroede, J Tirol, AF.
7) Briselli M., mark E.J., Dickersin G.R. Solitary fibrous tumors of the pleura: Eigth new cases and
rewiev of 360 cases in the literatüre- Cancer 47:
2678,1981.
8) Utley J.R., Parker J.C., Hahn R.S., Bryant L.R.,
Mobin-Uddin K. Recurrent benign fibrous mesothelioma of the pleura. J Thorac Cardiovasc
Surg 1973; 65: 830-834.
9) Glenn's Thoracic and Cardiovascular Surgery
Volume 1-Pleural neoplasms, 476.